Doğa MücadelesiEditörün SeçtikleriManşet

İstanbul Kent Konseyi: Kanal İstanbul hayata geçerse iklim krizine neden olan gazların salımı artacak 

0

İstanbul Kent Konseyi, sosyal medya hesaplarından Kanal İstanbul‘un hayata geçmesi durumunda İstanbul’da yaşanacaklara dair paylaşımlarda bulunmaya başladı.

Bir paylaşımda, Kanal İstanbul’a ayrılan bütçenin yaklaşık 140 milyar TL olduğuna dikkat çekilip, bu rakamın Türkiye genel bütçesinin yaklaşık yüzde 10’unu oluşturduğu kaydedildi. Projenin hayata geçmesi halinde ise bireysel ve kamusal yoksulluğun artacağına vurgu yapıldı.

‘İklim krizine neden olan gazların salımı artacak’

İstanbul Kent Konseyi tarafından yapılan bir paylaşımda projenin iklim krizine neden olacak gaz salımını artıracağı belirtilip, şu ifadelere yer verildi:

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporuna göre kanal inşaatı yılda 1,7 milyon ton ek karbondioksit salımına neden olacak.

Kanal İstanbul bölgesi on yıllarca hafriyat ve inşaat alanı olacak. Bu da daha fazla beton, asfalt, hafriyat kamyonu, fosil yakıt ve sera gazı salımı anlamına geliyor.

Kanal bittikten sonra kurulacak kentin inşası sırasında yapılacak emisyon ve bölgeye taşınacak nüfusun ek karbon ayak izi belli değil!”

‘İstanbul’un kültüresel mirası tahrip edilecek’

Başka bir paylaşımda, Kanal İstanbul’un yapılması durumunda Mimar Sinan’ın tasarımının da bulunduğu köprü de dahil olmak üzere İstanbul’un kültürel mirasının tahrip edileceğine vurgu yapıldı:

Kanal İstanbul arazisinde 96 kültür varlığı mevcut.

Bu alanlarda, Rheglon ve Bathonea gibi antik alanlar, Yarımburgaz Mağarası gibi 400 bin yıllık insan yerleşimleri bulunuyor.

Mimar Sinan tasarımı köprü dahil olmak üzere birçok köprü, cami, çeşme, endüstri yapısı, mezarlık, türbe, hamam, su kanalı, konutlar yer alıyor.

Kanal İstanbul Projesi hayata geçirildiğinde hepsi yok olacak.”

‘Deprem etkisi artacak’

İstanbul Kent Konseyi tarafından yapılan bir diğer paylaşım da ise, projenin hayata geçmesi halinde olası bir depremde mal ve can kaybı riskinin artacağının altı çizildi:

Kanal İstanbul’un Marmara Denizi’ne açıldığı alan deprem açısından ciddi bir risk alanı.

Projenin hayata geçirilmesi durumunda nüfus ve bina yoğunluğunun artması, olası bir depremde mal ve can kaybı riskini artıracak.”

‘Hava kirliliği artacak’

Kanal İstanbul Projesi’yle birlikte 8.300 hektar alan da imara açılacak:

Bu alanların imara açılması hem yeni inşaatları hem de yaklaşık 1,2 milyon ek nüfusu bölgeye çekecek.

Bu da hava kirliliği, trafik, katı atık ve su kaynaklarının yetersizliği sorunlarını beraberinde getirecek.”

Ağaçlar kesilecek

Konsey tarafından yapılan paylaşımlarda çok sayıda ağacın kesileceğinin de bilgisi verildi:

Yaklaşık 394 bin adet ağaç kesilecek, 3 bin hektar orman alanı yok olacak.

Bu tahribat 1,2 milyon kişinin 1 yıllık oksijeninin kaybolması anlamına gelir.”

Su kaynakları tükenecek

Yapılan paylaşımlarda içme suyu sağlayan Terkos Gölü’nün tuzlanma riskinin artacağı gibi, Sazlıdere Barajı, tarımsal sulamada kullanılan Şamlar Göleti, lagün özelliğinde olan Küçükçekmece Gölleri ve bölgedeki yer altı sularıyla derelerin yok olacağına işaret edildi.

İklim krizine direnci azaltacak

Bir başka paylaşımda ise Kanal İstanbul projesinin iklim krizine direnci azaltacağı belirtildi. Yapılan açıklamada “İnşaat, betonlaşma ve yüksek binalar nedeniyle bölgede yeni bir ısı adası oluşacak, bu sıcak dalgalar İstanbul’u uzun yıllar etkileyecek” ifadeleri kullanıldı.

You may also like

Comments

Comments are closed.