İSKİ, su havzalarının korunması için Danıştay’a başvurdu

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın su havzaları etrafında yapılaşma ve sanayileşmeyi kolaylaştıran yeni düzenlemesi, İSKİ'nin Danıştay'a başvurmasıyla yargıya taşındı. Düzenleme, bilimsel raporlara dayanarak özel hükümlerin değiştirilmesine olanak tanıyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın su havzalarının çevresinde madencilik, tarım, sanayi ve toplu konut inşaatlarına izin verilmesine olanak sağlayan yeni düzenlemeleri, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) tarafından Danıştay’a taşındı.

Yeni düzenlemelerle, içme ve kullanma suyu havzaları etrafında yapılabilecek faaliyetler, acil durumlar göz önünde bulundurularak ve bakanlık tarafından hazırlanan bir raporla esnetilebilecek. Bu, özellikle büyükşehir belediyelerinin kontrolündeki su ve kanalizasyon idarelerinin daha önce belirlediği koruma hükümlerinin göz ardı edilmesine neden olabilir.

İSKİ, bu düzenlemenin, mevcut koruma planlarını göz ardı ederek, su havzalarının korunmasını riske atacak belirsizlikler yarattığını ve büyükşehir belediyeleri ile kurumlar arasında yetki karmaşasına yol açtığını belirtiyor.

Bakanlıktan seçim sonrası su hamlesi: Havzalar için madencilik tehdidi

T24’ün aktardığına göre İSKİ’nin dava dilekçesinde yapılan değişiklik ile “Doğal afetler, salgın hastalık gibi halk sağlığını tehdit eden durumlar, meteorolojik, tarımsal, hidrolojik kuraklık ile ekosistemin korunmasına ilişkin olarak acilen tedbir alınması gereken hallerde, Yönetmeliğe aykırı olmayacak şekilde mevcut koruma planlarında ihtiyaç duyulan değişikliklere yönelik Bakanlıkça bilimsel rapor hazırlanır/hazırlatılır. Bakanlık revize edilen koruma planına ilişkin ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerini alır. Havza koruma planı değişikliği, Bakan onayının ardından havzada yer alan illerdeki yerel bir gazetede yayımlanarak yürürlüğe girer” şeklinde eklenen 3.  fıkranın, uygulamada görev ve yetki karmaşası oluşturacak şekilde belirsiz bir durum oluşturduğu belirtildi.

[İklim Masası] Türkiye illerinin üçte biri yüksek iklim riski altında
Türkiye’de su krizi araştırması: Beş kişiden ikisi ‘çok endişeli’

“Bilimsel rapor alındıktan sonra ilgili kurum ve kuruluşlardan görüş alınır” ifadesinin hangi kurum ve kuruluşların kastedildiği net bir şekilde belirtmediğinde uygulamada karmaşaya yol açabileceği vurgulanan dilekçede, şunlar belirtildi:

“Bu itibarla 20/02/2019 tarih ve 30692 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İçme-Kullanma Suyu Havzası Koruma Planı Hazırlanmasına Dair Usul ve Esaslar Tebliğin 5.(1). Maddesine uygun olacak şekilde Değişikliğin 3. maddesinin 3 numaralı bendinde yer verilen “… İhtiyaç duyulan değişikliklere yönelik Bakanlıkça bilimsel rapor hazırlanır/ hazırlatılır…” ibaresinde sadece “Bakanlıkça” kelimesinin geçmesi Tebliğin 5.(1) ve devamı düzenlemesine uygun düşmemiştir. Ayrıca 2560 sayılı İSKİ Kanunu‘nun 20.Maddesi; ‘Kanalizasyon şebekesine verilmesi sakıncalı maddeler ile içme suyu alınan havzaların korunması için gereken tedbir ve düzenlemeler, 2872 sayılı Çevre Kanunu hükümleri çerçevesinde Çevre ve Orman Bakanlığının uygun görüşü alınarak Genel Müdürlükçe çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.’hükmündedir. Bu kapsamda içme suyu havzalarında yönetmelik hazırlama yetkisi Bakanlık uygun görüşü almak kaydıyla İdaremizdedir. Ancak mevcut düzenleme ile bu yetki ihlal edilerek, İdaremiz görüşü alınmadan yapılacak her türlü işlem hem havza bütüncül yönetimi açısından hem de hukuki olarak hatalı sonuçlar doğuracak niteliktedir.”

Bakanlık su havzaları ile ilgili son kararı verebilecek

İSKİ, düzenlemenin 3. fıkrasının hukuka aykırılık nedeniyle iptalini istiyor.

İSKİ’nin Danıştay’a sunduğu dilekçede, söz konusu düzenleme ile birlikte, koordine yapılmaksızın sadece Bakanlık tarafından hazırlanacak/ hazırlatılacak bir bilimsel rapor ile havza koruma planlarını hazırlayan Büyükşehir Belediyeleri Su ve Kanalizasyon İdareleri’nin görüş ve onayı alınmadan istenilen değişiklik yapılabilmesinin önü açıldığı dile getirildi.

Söz konusu değişiklik maddelerinin Havza Koruma Planının bütüncül bakış açısını da bozmakta olup hazırlanacak bilimsel raporu merkezileştirdiği ifade edilen dilekçede, hazırlanacak bilimsel rapora Su ve Kanalizasyon İdareleri’nin öncelik görüşlerinin katılması engellenmiş duruma getirildiği vurgulandı.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Türkiye’de kömür yatırımlardan tamamen çıkan banka sayısı 4

Türkiye’nin en büyük 17 bankasından sadece dördünün kömür yatırımlarından tamamen çıkma kararı aldı. Temiz enerji projelerine yönelmeyi taahhüt eden banka sayısı ise 12.

[COP29] Zirvenin sonuç metni taslağına tepki yağıyor: Boş kağıda imza istiyorlar

Bakü'deki iklim zirvesinde sona yaklaşılırken COP29 Başkanlığı'nın yayımladığı nihai metnin taslağında iklim finansmanı'nın karşısına 'X' ifadesinin konulması büyük tepki topladı.

[İklim Masası] Toplumun yüzde 79’u iklim değişikliği ile daha güçlü mücadele istiyor

Türkiye halkının yüzde 64'ü iklim değişikliğini günümüzün en önemli sorunu olarak tanımlıyor. Toplumun büyük kesimine göre ise Ankara’nın iklim politikaları yetersiz.

350 hak aktivisti ve sanatçıdan AYM’ye mektup: Katliam Yasası’nı bir an önce iptal edin!

Katliam Yasası'nı esastan görüşecek AYM'ye açık bir mektup yayımlayan 350 hak savunucusu, yasanın bir an önce gündeme alınmasını ve iptalini talep etti.

[COP29] Türkiye’nin iklim politikaları performansı bu yıl da ‘düşük’

Bu yılki İklim Değişikliği Performans Endeksi'nde 53'üncü sırada yer alan Türkiye’de yenilenebilir enerji kapasitesi artarken, bunun fosil yakıtları ikame etmediği vurgulanıyor.

EN ÇOK OKUNANLAR