EnerjiManşet

İskandinavya’da yenilenebilir enerjinin fendi kömürü yendi

0

Hafta geçmiyor ki, Almanya’daki büyük elektrik üreticilerinin işlerinin kötü gittiğine dair bir haber almayalım. Bunun nedenlerinden biri, elektrik üreticilerinin yıllarca devasa kâr marjı elde etmesini güvence altına alan nükleer gelir kaynaklarının, nükleer enerjiden kademeli çıkışla azalıyor olması. Aynı zamanda, yenilenebilir enerji yatırımlarının da artmasıyla, fosil yakıtlara dayalı elektrik santrali işletmeleri giderek daha da kazançsız hale geliyor.

Yaz boyunca artan güneş enerjisi yatırımları, doğalgaza olan talebin giderek azalmasına neden oluyor. Daha çok yeşil elektriğin şebekeye girmesiyle kömürlü termik santraller de daha az çalışıyor ve bu alandaki kâr marjı giderek azalıyor.

VINDKRAFTVERK

Termik santral ile elektrik üreten kuruluşların rahatsızlığını artıran başka bir durum daha var: Leipzig’de bulunan Elektrik Borsası’ndaki fiyatlar,  elektrik piyasasındaki arz fazlası nedeniyle istikrarlı olarak düşüyor. Kârlılığın düşmesi nedeniyle, yeni elektrik santralleri yapılması gündemden kalkmış durumda. Bu durum, yenilenebilir enerji üretiminin finansmanını da etkiliyor: Bu enerjilerin finansmanı Yenilenebilir Enerji Yasası ile güvence altına alınmış olmasaydı, yenilenebilir enerji üretimi piyasasında kârlılıktan bahsetmek mümkün olmazdı.

Yakında Nükleer Güç Santralleri de ekonomik olmaktan çıkacak

Almanya, elektrik piyasasındaki dengelerin bu kadar değiştiği tek yer değil. Borsa fiyatlarındaki düşüş, elektrik talebindeki durgunluk ve rüzgâr gücünde giderek artan kurulu kapasite, İskandinavya’daki güç santrali işletmelerinin de endişelerini artırıyor.  Bu işletmeler, elektrik alım ve satımını Oslo’a bulunan Nord Pool Spot Piyasası üzerinden yapıyor.

Reuters’ın haberine göre, Nord Pool Spot piyasasında ortalama elektrik toptan fiyat endeksi, kilovat saat başına 3 sente kadar gerileyerek 2010 seviyesinin yarısına indi. Kendini amorti eden kömürlü termik santrallerin, bu duruma ayak uydurması kolay değil. Şu anda kömürlü termik santrallerin üretim maliyeti, kilovat saat başına 2,8 sent. Doğalgaz kombine çevrim santrallerinin üretim maliyeti ise bunun iki katı kadar.

Oslo’daki borsa fiyatlarının düşüyor olmasının nedeni, yenilenebilir enerji arzının -rüzgâr gücü başta olmak üzere – gittikçe artıyor olması. Ayrıca, yenilenebilir enerji yatırımları devlet tarafından da çeşitli şekillerde destekleniyor (Danimarka devlet teşvikini incelemek için burayı tıklayın). Böylece borsada zaten düşük seviyede olan fiyatlar daha da azalıyor.

Uzmanlar, önümüzdeki yıllarda elektrik toptan fiyat endeksinin daha da düşeceğini ve bu durumda, Danimarka ve Finlandiya’daki amorti edilmiş kömürlü termik santrallerde enerji üretiminin artık ekonomik olmayacağını öngörüyor. Önümüzdeki yıllarda Danimarka ve Finlandiya’daki kömürlü termik santrallerin ortalama %20’sinin şebekeden çıkması bekleniyor. Kilovat saat başında 2 sent gibi bir fiyat ise, İsveç ve Finlandiya’daki nükleer güç santrallerini ekonomik olmaktan çıkaracak.

Danimarka ve Finlandiya’da toplam 11.000 Megavat kömürlü termik santral kurulu gücü bulunuyor. Almanya’nın ise yaklaşık 46.000 Megavat kömürlü termik santral kurulu gücü var. Norveç bu ülkelerle karşılaştırıldığında elektrik üretiminde çok az kömür kullanıyor, İsveç elektrik şebekesinde ise kömürlü termik santral bulunmuyor.

İddialı Hedefler

Almanya’da olduğu gibi İskandinavya’da da yenilenebilir enerjinin gelişimi politik hedefler arasında yer alıyor. Danimarka, 2020 yılında elektrik ve ısı üretimi güç kaynaklarının ve araç yakıtlarının üçte birinin yenilenebilir enerji kaynaklı olmasını hedefliyor. Bunun için elektriğin %70’inin yenilenebilir enerjiden üretilmesi gerekiyor. Bunun büyük bir bölümünün kara ve denizlerdeki rüzgâr türbinlerinden geleceği öngörülüyor. Şu anda da bazı günlerde elektrik üretiminin yarıdan fazlasının rüzgâr gücü kullanılarak üretildiği gözlemleniyor. 

Finlandiya ise 2020 yılındaki enerji üretiminin (elektrik, ısı, araç yakıtları) %40’ının yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilmesini hedefliyor. Elektrik piyasasında rüzgâr gücü sektörünün gelişmesini, Almanya’nın da uyguladığı tarife garantisi ile destekliyor. Almanya’da bu tarifeden 20 sene boyunca yararlanılabilirken, Finlandiya’daki üreticiler yalnızca on iki yıl boyunca bu ödenekten faydalanabiliyorlar. Amaç, rüzgâr enerjisi kurulu gücünü 2020 senesine kadar 10 katına çıkarmak. Bu durumda enerji tüketiminin %5’i rüzgâr parklarından karşılanacak.

Norveç’te enerji ve ısı üretiminde yenilenebilir enerjinin payının 2020 yılına kadar %67 artması hedefleniyor. Norveç’te elektrik üretiminde hidroelektrik enerji öne çıkıyor. Ancak önümüzdeki yıllarda yeni rüzgâr gücü tesislerinin de kurulması planlanıyor. Isı üretimi için gereken elektrik enerjisi incelendiğinde, hidroelektrik gücün kullanımının Norveç’teki tüm elektrik tüketimini kapsadığını görüyoruz. Kilovat saat başına ortalama 10 sent olan elektrik fiyatının tüketiciler için çok düşük olduğuna şaşırmamak gerek. 

İsveç, 2020 yılındaki enerji üretiminin (elektrik, ısı, araç yakıtları) %50’sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilmesini hedefliyor. Şu anda elektrik piyasasındaki üretimin çoğu hidroenerji ve atom enerjisinden kaynaklanıyor. 2020 senesinde kadar rüzgâr santrallerinden üretilen elektriği 5 katına çıkarmak ve hidroenerjinin iklime bağlı dalgalanmalarına olan bağımlılığı azaltmak hedefleniyor. Bu durumda İsveç’teki toplam elektrik üretiminin %20’si rüzgâr parklarında gerçekleşecek.

 

Yazının Almanca orjinali

(Yeşil Gazete, Green Vivo)

 

More in Enerji

You may also like

Comments

Comments are closed.