Dünyaİklim KriziManşet

İnsanlığın en eski ‘iklim savaşı’nın kalıntıları bulundu

0

Nil Nehri Vadisi’nde, bilinen en eski savaş mezarlıklarından biri, dünyanın ilk “iklim değişikliği nedeniyle” çıkan savaşının izlerini taşıyor olabilir.

Jebel Sahaba olarak bilinen bu eski mezar alanının tam bir yeniden analizine göre, burada gömülü insanlar muhtemelen tek bir trajik saldırıdan ziyade bir dizi şiddetli çatışmaya maruz kaldı. Araştırmacılar savaşların, iklim değişikliği yüzünden harap olmuş bir coğrafyada,  gıpta ile bakılan bir yer yüzünden çıkmış olabileceğini öne sürüyor.

Mezar alanındaki 61 kişinin kemiklerini yeniden inceleyen ve çalışmaların sonucunu Scientific Reports’ta yayımlayan araştırmacılar, çoğu ölümcül olmayan yüzün üzerinde yeni yaralanma belirtisi buldu. İskeletlerin dörtte birinde hem iyileşmiş hem de iyileşmemiş yaralar tespit edildi; bu da bu avcı-toplayıcı grubunun hayatlarında bir kereden fazla vahşi şiddet olayları yaşadığını gösteriyor.

Travmaların çoğunun ok veya mızrak gibi silahlardan kaynaklanmasının da saldırıların grubun içinden değil, muhtemelen dışarıdan geldiğini gösterdiği düşünülüyor. Saldırılardan erkekler, kadınlar ve çocuklar benzer şekilde etkilenip gömülmüş. Bu veriler de Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi ve Toulouse Üniversitesi‘nden antropolog ve jeokimyacılardan  oluşan ekipteki bilim insanlarını şiddetin çatışmalar, baskınlar veya pusulardan kaynaklandığı önermesine götürüyor. 

‘Buz Devri’ndeki büyük iklimsel ve çevresel değişikliklerin yol açtığı çatışmalar’

Çalışmanın yazarları, “Muhtemelen büyük iklimsel ve çevresel değişiklikler tarafından tetiklenen Jebel Sahaba’daki savaşların, tekil bir olaydan çok, ara sıra ve tekrarlayan kişiler arası şiddet olaylarını desteklediği” görüşünde.

13.400 ila 18.600 yıl öncesine tarihlenen Jebel Sahaba mezarlığı, dünyanın en eski organize şiddet örneklerinden birinin kanıtı olarak kabul ediliyor.

Zamanlama ise son Buz Devri‘nin sonuna denk geliyor. Bu aşırı iklim değişikliği, Doğu Sahra Çölü‘nü soğuk ve aşırı kurak bir bölgeye dönüştürdü ve sadece birkaç yeri insanların yaşamına uygun hale getirdi.  Aynı dönemde Nil Nehri Vadisi, suya, balığa ve yemyeşil bitki örtüsüne kolay erişimi olan bir sığınaktı. Ancak nehrin su seviyesi üzerindeki sert dalga hareketleri, civarda üzerinde yaşanacak çok fazla arazi olmadığı anlamına geliyordu.

Kısa süre sonra bölgedeki birkaç ideal nokta avcı-toplayıcılarla dolup taştı ve kıt kaynaklar için rekabet arttı.  Dünyanın bu bölgesinde bir arada sıkışmış olan farklı insan grupları, muhtemelen bir dizi savaşa girişti.

Yazarlar, “İklim değişikliğinin tetiklediği bölgesel ve çevresel baskılar, büyük olasılıkla kültürel olarak farklı Nil Vadisi yarı hareketsiz avcı-balıkçı-toplayıcı grupları arasında görülen bu sık sık çatışmalardan sorumludur” sonucuna vardı.

Araştırma, iklim değişikliğinin hem şimdi hem de geçmişte insan çatışmalarının önde gelen bir itici gücü olduğuna dair artan kanıtları destekliyor.  Dünya daha önce hiç olmadığı gibi bir iklim krizine girerken,  uzmanlar gelecekte daha da büyük bir çatışmaya doğru yöneldiğimizi düşünüyor.

 

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.