DünyaEkolojiManşet

İngiliz nehirlerinin de başı kanalizasyon atıklarıyla dertte: İzin verilenin 10 katı deşarj ediliyor

0
Birleşik Krallık‘ta Johnson hükümetine sunulmak üzere hazırlanan analize göre, atık su şirketlerinin Çevre Ajansı‘nın (EA) belirlediğinden en az 10 kat daha fazla miktarda kanalizasyon atığını, yasadışı olarak nehirlere boşaltmasına izin verildiği ortaya çıktı. 

 

Bu hafta Çevre Bakanı Rebecca Pow‘a sunulan çalışmada, şirketlerin kanalizasyon arıtma tesislerinden nehirlere karışan yasa dışı sızıntılar nedeniyle 10 yıl içinde yapılan kovuşturmaların, yasa dışı deşarjların ölçeğinin sadece küçük bir kısmı olduğunu öne sürülüyor.

The Guardian‘dan Sandra Naville‘in aktardığına göre, İngiltere Ekoloji ve Hidroloji Merkezi‘nde misafir bilim insanı olan Prof. Peter Hammond, Bakan Pow’a zayıf düzenlemenin, su şirketleri tarafından yasa dışı deşarjların eksik rapor edilmesinin ve şirketlerin hesap vermemesinin, arıtılmamış kanalizasyonun kontrolsüz bir şekilde boşaltılması anlamına geldiğini ve bunun da ekolojik hasara yol açtığını söyleyecek.

Hammond’un analizi, su şirketlerinin fırtınalar nedeniyle taşmalardan kaynaklı sızıntıları kendiliğinden rapor etmelerine izin veren düzenlemelerin başlangıç tarihi olan 2010’dan itibaren, 10 yıllık bir dönemi kapsıyor.

Çevre Ajansı atık su şirketlerine, sistemdeki basıncı azaltmak için yoğun yağışlardan sonra arıtılmamış kanalizasyonları nehirlere boşaltmalarına  olanak sağlıyor. Ajansın koşulları arasında, ham kanalizasyon nehirlere salınırken su arıtmasının izinde belirtilen minimum seviyeye kadar devam etmesi gerekliliği yer alıyor.

Bu izin şartı ihlallerinin ölçeğini inceleyen Prof. Hammond, şirketlerin brüt eksik raporlama yaptığını iddia ediyor.

10 yılda iki binin üzerinde ihlal, 174 kovuşturma

Prof. Peter Hammond’un verileri, çevresel bilgi taleplerinden (EIR’ler), atık su arıtma çalışmaları için EA tarafından verilen izinlerin incelenmesinden, arıtma işlerinde arıtılmamış ve arıtılmış atık su akış oranlarının analizinden ve ham kanalizasyon deşarjlarının durma ve başlama zamanlarından alınmış ve olay süresi izleme olarak bilinen telemetriye kaydedilmiş.

Bir çevresel bilgi talebine yanıt olarak EA, 1.000’den fazla kanalizasyon arıtma tesisinde bu koşulun ihlali nedeniyle 2010 ve 2020 yılları arasında su şirketlerine yönelik 174 kovuşturmayı kayda geçirdiği belirtiliyor. Ancak Hammond’ın 83 kanalizasyon arıtma tesisine ilişkin anlık analiz görüntüsü, aynı dönemde en az 2.197 potansiyel ihlal olduğunu gösteriyor.

Verilen izinler, şirketlerin minimum miktarda atık suyu arıtmaya devam ettiklerini gösteriyor, bunun ölçümü yapmaları veya kaydetmeleri de gerekmiyor. Hammond bunun, su şirketlerinin Çevre Ajansı’nın izin verdiğinden 10 kat daha fazla, potansiyel olarak yasadışı ham kanalizasyon deşarjı yapmalarına izin verilmesi anlamına gelen, “korkunç bir hata” olduğunu kaydediyor.

Guardian ve Panorama tarafından yürütülen soruşturmaların bir sonucu olarak hükümet ve EA üzerinde artan baskı, Bakan Pow’un konuyla ilgili bir “görev gücü” oluşturmasına neden olmuştu. Pow, Hammond’dan bulgularını kendisine sunmasını istedi.

Hammond, “Kanıtlar, son on yılda arıtılmamış kanalizasyonun nehirlere ‘erken’ boşaltılmasının EA izleme ve kovuşturmalarının ortaya çıkardığından en az 10 kat daha sık olduğunu gösteriyor. Bu kontrolsüz boşaltma, nehirler, vahşi yaşam ve çevre için büyük ekolojik hasara yol açabilir” dedi.

Atık su şirketlerine ham lağım suyunu boşaltmalarına izin veren geçici izinler, bazı firmalar için 11 yıldır sürüyor. Örneğin, Thames Water’ın sahibi olduğu Oxford Kanalizasyon Arıtma Tesisi , Eylül 2010’dan beri geçici izne sahip.

Şirketin basına da yansıyan ifadeleri, dışkı, hijyenik havlular ve prezervatifler de dahil olmak üzere katı atıkları nehirlere salmasına nasıl izin verildiğini ortaya koyuyor. İzin belgesinde şu ifadeler yer alıyor:  “Boşaltma … alıcı sularda veya alıcı suların kıyılarında, sahilde veya kıyı şeridinde katı maddelerin görülmesine neden oluyorsa… izin sahibi bu tür maddeleri en kısa sürede toplamak ve kaldırmak için tüm makul adımları atacaktır”

Çevre Ajansı’nın geçen yıl yayımladığı verilere göre, atık su şirketleri tarafından doğrudan nehirlere yapılan ham kanalizasyon deşarjlarından kaynaklanan kirlilik, endüstriden kaynaklanan kimyasal deşarjlar ve tarımsal akıntılar, Birleşik Krallık’taki suların kirliliğinin ana kaynaklarını oluşturuyor. Nehirler, göller ve akarsular gibi su yollarının yalnızca %16’sı, 2016’dakiyle aynı şekilde ekolojik sağlık açısından sınıflandırılmış.  Prof Jamie Woodward‘ın yakın tarihli araştırması da nehir tortusunda bulunan mikroplastiklerin ana kaynağnın arıtılmamış kanalizasyon atıkları olduğunu öne sürüyor.

Çevre Ajansı: Su kalitesi 10 yılda iyileşti, daha da iyileştireceğiz

Çevre Ajansı’nın konuyla ilgili açıklaması ise şöyle: “Kanıt olduğunda, Çevre Ajansı tavsiye ve rehberlikten kovuşturmaya kadar çok çeşitli uygulama seçenekleri kullanır. Büyük kirlilik kazalarının etkisini biliyoruz ve su kalitesi son on yılda önemli ölçüde iyileşirken, onu daha da iyileştirmeye kararlıyız – EA, sadece 2021’de su şirketlerine karşı 2,3 milyon ila 4 milyon sterlinlik para cezasıyla iki kovuşturma sonuçlandırdı.”

EA’ya göre, şirketlerin nehirlere kanalizasyon atıksu deşarjları su yollarının %36’sına zarar veriyor ve tarım endüstrilerinden gelen akış da su yollarına verilen hasarın %40’ından sorumlu.

 

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.