ManşetSporYaşam

İngiliz atlet Sir Mo Farah, çocukken İngiltere’ye kaçırıldığını açıkladı: Beni koşmak kurtardı

0

Olimpiyat şampiyonu atlet Sir Mo Farah, BBC‘nin çektiği bir belgeselde İngiltere‘ye çocukken yasadışı bir şekilde getirildiğini ve ev hizmetçisi olarak çalışmaya zorlandığını açıkladı.

Uzun mesafe koşucusu Farah, geçmişte ailesiyle birlikte Somali‘den mülteci olarak İngiltere’ye geldiğini söylemişti.

2008 Pekin ve 2012 Londra Oyunları‘nda Birleşik Krallık’ı temsil eden Farah, 2012’de hem 5 bin, hem de 10 bin metre koşularında iki altın madalya sahibi olmuştu.

Farah, belgeselde, dokuz yaşındayken ülkesinden hiç tanımadığı bir kadın tarafından uçakla İngiltere’ye getirildiğini, gerçek adının Hüseyin Abdi Kahin olduğunu, ailesinin hiçbir zaman Birleşik Krallık’a gitmediğini ve annesinin ve iki erkek kardeşinin ayrılıkçı Somaliland eyaletindeki  yaşadığını anlattı.

“Yıllarca gerçeğin ortaya çıkmasını engellemeye devam ettim ama bunu ancak bir yere kaddar sürdürebilirsiniz” diyen sporcu, İngiltere’ye getirilmesinin ardından başka bir ailenin çocuklarına bakılmaya zorlandığını söyledi.

İşte Sir Mo Farah’ın hikayesi:

Çarşamba günü yayınlanan BBC ve Red Bull Studios ortak yapımı belgeselde, babası Abdi’nin o dört yaşındayken Somali’deki sivil şiddet olaylarında öldürüldüğünü anlatan ünlü atlet, Cibuti‘deki evinden alındığında sekiz ya da dokuz yaşında olduğunu söylüyor.

Farah, buradan alınarak  hiç tanışmadığı ve akrabası olmayan bir kadın tarafından “oradaki akrabalarıyla birlikte yaşamak için” Avrupa’ya götürüldüğünü aktardı: “Heyecanlıydı. Daha önce hiç uçağa binmemiştim.”

Farah’a ‘Mohammed’ ismini kullanması gerektiğini söyleyen bu kadın
İngiltere’ye vardıklarında ise Farah’ı Londra’nın batısındaki Hounslow‘daki dairesine götürüyor ve akrabalarının iletişim bilgilerinin yazılı olduğu kağıt parçasını yırtıyor:

“Hemen önümde kağıdı yırttı ve çöpe attı. O anda artık başımın belada olduğunu biliyordum.”

Sir Mo Farah bundan sonra “yemek yemek istiyorsa” ev işleri ve çocuk bakımı yapmak zorunda bırakılıyor; kadın, kendisine “Aileni bir daha görmek istersen, hiçbir şey söyleme” diyor:

“Çoğu zaman kendimi banyoya kilitler ve ağlardım.”

İlk birkaç yıl yanında kaldığı aile, onun düzenli olarak okula gitmesine izin vermiyor. 11 yaşlarındayken Feltham Community College‘de 7’inci sınıfa kaydolan Sir Mo için okul personeline Somali’den gelen bir mülteci olduğu söyleniyor.

Eski hocası Sarah Rennie, Farah’ın o dönemde okula bakımsız geldiğini, çok az İngilizce konuştuğunu ve “duygusal ve kültürel olarak yabancılaşmış” bir çocuk olduğunu anlatıyor.

Sir Mo’nun beden eğitimi öğretmeni Alan Watkinson ise atletizm pistine çıktığında genç çocukta bir dönüşüm fark ediyor:

“Anladığı tek dil beden eğitimi ve sporun diliydi.”

Sir Mo, sporun kendisi için bir cankurtaran olduğunu, “bunlardan kurtulmak için yapabileceğim tek şeyin dışarı çıkıp koşmak olduğunu” söylüyor.

Mo, sonunda öğretmeni Watkinson‘a gerçek kimliğini, geçmişini ve yanlarında çalışmak zorunda kaldığı ailesi hakkındaki sırrı paylaşıyor ve Watkinson, sosyal hizmetlere başvurarak Sir Mo’nun başka bir Somalili aile tarafından desteklenmesine yardımcı oluyor.

Sir Mo Farrah, “Gerçek ailemi hâlâ özlüyorum ama o andan itibaren her şey daha iyiye gitti” diyor:

Omuzlarımdan bir yük kalktığını hissettim ve kendim gibi hissettim. İşte o zaman Mo ortaya çıktı – gerçek Mo.

Sir Mo bundan sonra bir atlet olarak adını duyurmaya başladı ve 14 yaşında Letonya’daki bir yarışta İngiliz okulları için yarışmaya davet ediliyor, ancak herhangi bir seyahat evrakı yok.

Watkinson, Temmuz 2000’de Mohamed Farah adıyla aldığı İngiliz vatandaşlığına başvurmasına yardımcı oluyor.

Belgeselde, avukat Allan Briddock, Sir Mo’ya vatandaşlığının teknik olarak “dolandırıcılık veya yanlış beyanlarla elde edildiğini” söylüyor.

Yasal olarak, vatandaşlık dolandırıcılık yoluyla elde edilmişse İngiliz hükümeti bir kişinin İngiliz vatandaşlığını kaldırabiliyor. Ancak bir İçişleri Bakanlığı yetkilisi BBC News’e, vatandaşlık aldatma yoluyla kazanıldığında çocuğun suç ortağı olmadığı varsayıldığından, Sir Mo hakkında işlem yapılmayacağını söyledi.

Avukat Briddock, Sir Mo’ya kendi durumunda bunun riskinin düşük olduğunu da açıklıyor.

“Temelde, insan ticaretinin tanımı sömürü amaçlı ulaşımdır. Senin durumunda çok küçük bir çocukken kendin küçük çocuklara bakmak ve ev hizmetçisi olmak zorundaydın. Sonra ilgili makamlara ‘bu benim adım değil’ dedin. Bunların hepsi riski azaltmak için birleşiyor.”

Hüzünlü şarkılar

Sir Mo Farah Somali topluluğu arasında popülerleşirken, Londra’da bir gün bir restoranında bir kadın ona yaklaşarak bir kaset veriyor.

Kaseti uzun zamandır haber almadığı birinden, annesi Aisha’dan kaydedilmiş bir mesaj içeriyor:

“Sadece bir kaset değildi,bir sesti – ve benim için hüzünlü şarkılar söylüyordu, şiirler, geleneksel şarkılar. Günlerce, haftalarca dinlerdim.”

Anne ve oğul daha sonra ilk telefon görüşmelerini yapıyor.

Aisha, “Onu duyduğumda, telefonu yere fırlatıp hissettiğim tüm sevinçle ona doğru uçmak istedim” diyor. “Ondan bir cevap almanın heyecanı ve sevinci bana olan biten her şeyi unutturdu.”

Somaliland 1991’de bağımsızlığını ilan etti, ancak uluslararası olarak tanınmadı.

Sir Mo belgeselde, oğlu Hüseyin‘i annesi ve iki erkek kardeşiyle tanıştırmak için Somaliland’a götürüyor.

Annesi şöyle diyor:

“Hayatımda seni veya çocuklarını canlı göreceğimi hiç düşünmemiştim,” diyor annesi:

“Hiçbir şeyin, sığırların bile olmadığı yok edilmiş topraklarda yaşıyorduk. Hepimiz öleceğimizi düşündük. Tek duyduğumuz ‘bum, bum’du. Seni savaş yüzünden gönderdim. Bir şeylere sahip olabil diye seni Cibuti’deki amcanın yanına gönderdim.”

Sir Mo, annesine Cibuti’den İngiltere’ye götürülmesine kimin karar verdiğini sorduğunda, Aisha şu cevabı veriyor: “Kimse bana söylemedi. Sizinle bağlantımı kaybettim. Telefonlarımız, hiçbir şeyimiz yoktu. Burada hiçbir şey yoktu.”

Koşmak ‘beni kurtardı’

Sir Mo Farrah, hikayesini, halkın insan ticareti ve kölelik algılarına meydan okumak için anlatmak istediğini belirtiyor:

“Benim yaşadıklarımın aynısını yaşayan bu kadar çok insan olduğunu bilmiyordum. Bu, ne kadar şanslı olduğumu gösteriyor. Beni gerçekten kurtaran, beni farklı kılan şey, koşabilmemdi.”

BBC belgesel için Sir Mo’yu Londra’ya getiren kadına da ulaştı, ancak yanıt alamadı.

Belgeselin 13 Temmuz’da yayınlanmasından sonra ise kadının akrabaları, birçok kişinin daha iyi bir yaşam için Somaliland’den kendinin olmayan çocukları Avrupa’ya getirdiğini ve kültürlerinde çocukların ev işi yapmasının yaygın olduğunu söyleyerek onu savundu.

11 yaşındayken ailesiyle birlikte Irak’tan kaçmak zorunda kalan Şansölye Nadhim Zahawi, Sir Mo’nun hikayesini duymanın “yürek parçalayıcı ve acı verici” olduğunu söylüyor:

“Mo Farah’ı selamlıyorum. Çocukluğunda bu travmayı yaşamak, atlatmak ve harika bir rol model olmak… Ne harika bir insan. Gerçekten ilham verici.”

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.