Ekolojiİklim KriziManşet

İklim göçü: Türkiye iklim krizini ağır bir şekilde hissetmeye başladı

0
Fotoğraf: Ümit Bektaş / Reuters

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Coğrafya Bölümü’nden Araştırma Görevlisi Mehmet Kadri Tekin, iklim değişikliği ve buna bağlı yaşanan göç hareketleriyle ilgili yaptığı araştırmada dikkat çekici bulgular elde etti.

Artıgerçek‘ten Şenol Balının haberine göre, 15 ayrı kentte çiftçiler, ziraat mühendisleri ve uzman çevrelerle yaptığı görüşmeler sonucu hazırladığı “Küresel İklim Değişiminin Göçler Üzerindeki Etkisi ve Türkiye’ye Dair Öngörüler” başlıklı doktora tezinde Tekin, iklim değişikliği kaynaklı göç hareketlerinin artacağını söyledi.

Hangi bölgede hangi iklimsel afetin yaşandığını ve bunun göç hareketlerini nasıl etkilediğini araştıran Tekin şunları ifade etti:

Kuraklık, sel ve yangın gibi farklı iklimsel afetlerden kaynaklı bir göç tepkisiyle karşılaştım.”

Türkiye’nin iklim değişikliğinin neden olduğu olayları ağır bir şekilde hissetmeye başladığını vurgulayan Tekin, ”Çiftçiler bunun sonuçlarını bariz hissediyor. Kurak iklim koşullarının hâkim olduğu yerlerde büyük bir verim kaybı yaşıyor. Bu, üretim konusunda da ciddi kaygılara yol açmış. Çoğu köylü veya çiftçi için üreticilik yapabilir pozisyonda değil” dedi.

Tekin, afetlerin kendini tekrar etmesinin ve ürün kaybının yaşanmasının insanlarda kaygı yarattığını ifade ederken, bazı insanların kaldığı yerde iş olanağı olsa da işi bırakma ve başka işe yönelme eğiliminde olduğunu, umudunu kesenlerin ise ülke içinde iş olanaklarının olduğu yerlere doğru hareket ettiğini açıkladı.

Göç eğiliminin en yüksek olduğu üç bölge

İç Anadolu Bölgesi ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi başta olmak üzere Türkiye genelinde göç eğilimi olduğunu ifade eden Tekin, iklim kaynaklı göçlerin ülke içiyle sınırla kalacağının tahmin edildiğini belirtti.

Türkiye’nin, iklim değişikliğine karşı en hassas bölgelerden birisi olan Akdeniz Havzası‘nda yer aldığı için daha yüksek düzeyde hissedildiğini söyleyen Tekin şunları söyledi:

Özellikle kuraklık, Türkiye’yi bekleyen en büyük iklimsel afet. Arazilerinin büyük bir bölümü kuraklık ve çölleşme tehdidi altında. İklim krizi ile beraber kuraklık, son yıllarda artış eğiliminde.”

Bu durumun, doğal olarak kırsalda yaşayan ve geçimi tarım ve hayvancılık faaliyetlerine bağlı olan insanları etkilediğini, göç potansiyelinin yüksek olduğu yerlerin kuraklık tehlikesinin olduğu bölgeler olduğunu açıklayan araştırma görevlisi Tekin, ”Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri ile İç Anadolu Bölgesi ve diğer bölgelerin karasal iklimin hâkim olduğu kısımlarında; il ve ilçe merkezlerine veya iş imkânı olan diğer kentlere doğru bir göç eğilimi söz konusu” dedi.

Kuraklık çiftçiler için en büyük tehdit

Kuraklığın çiftçiler için en büyük tehdit durumu olduğunu ve iklim değişikliğinin doğrudan göç hareketlerine sebep olmadığı durumlarda, siyasal, ekonomik ve sosyolojik faktörlerin bir araya gelerek çarpan etkisiyle göç hareketlerini etkilediğini ifade eden Tekin şunları söyledi:

”2000’li yıllardan sonra ekonomik temelli göçlerin içinde iklim değişikliğinin, gizil bir güç olarak yer alıyordu. Bu tez için yaptığım görüşmelerde, söz konusu köylerde o dönemde de ciddi göçler yaşanmış. Verim kayıpları, sürdürülebilirdik gibi sorunlar yaşanıyor. Urfa’da görüştüğüm bir çiftçi, çiftçiliğin kumara dönüştüğünü söylemişti. Tehlikeli bir yere doğru gittiğini tanımlar nitelikte. Güneydoğu ve İç Anadolu Bölgesi’ndeki bazı çiftçiler ise ‘Burası Türkiye’nin Afrika’sı’ oldu’ demişlerdi. Bu ifadeler, kuraklığın onlar için ne ifade ettiğini ve nasıl bir tehdit unsuru olduğunu gösteriyordu.”

Kurak olan yerlerde göç eğilimi yüksek

Kuraklıkla beraber küresel afetlerin sıklığı ve şiddetinin artmasıyla önemli problemler yaşanacağını vurgulayan araştırma görevlisi Tekin, Türkiye’deki ekonomik krizin de insanları tedirgin ettiğini ve bu nedenle kurak olan bazı yerlerde göç eğiliminin oldukça yüksek olduğunu şu sözlerle aktardı:

Güney ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde bu daha belirgin bir şekilde. İnsanlar hem göç etmek istiyor hem de hayat pahalılığı nedeniyle kentlere göç etmekte zorlanıyor. Bir arafta kalma durumu. Ancak şu an kırsaldaki faaliyetlerin kendisini geçindiremeyeceği inanışı yerleşmiş durumda.”

Tarımsal suyun azalması kırsaldan kentsel alanlara göçleri tetikleyebilir

Türkiye’nin su zengini olmadığını kaydederken, bazı bölgelerde yeraltı sularında ciddi azalmaların olduğuna dikkat çeken Tekin, tarımsal amaçlı olarak yüzey ve yeraltı suları kullanıldığını şöyle ifade etti:

”Güneydoğu ve İç Anadolu Bölgeleri’nde bu sularda ciddi azalmalar var. Tarımsal üretim şekli de şu an sulamaya ihtiyaç hale gelmiş. Buğday veya arpa daha önce yağmur suları besleniyor ve bu yeterli geliyorken günümüzde bu üretimde de sulama yöntemleri kullanılıyor. Tarımsal suyun azalmasıyla beraber verim de düşecek. Bu da kırsaldan kentsel alanlara doğru orta yoğunlukta göçleri daha çok tetikleyecek. Doğu, Güneydoğu ve İç Anadolu Bölgeleri buradan en çok etkilenecek. Hedef bölgeler ise Karadeniz Bölgesi ile iş olanaklarının bölgeler olacak.”

Bilinçlenmeye ihtiyaç olduğunu dile getiren Tekin, su tasarrufuna ve kuraklığa dayanıklı ürünlere geçilmesi gerektiğine dikkat çekti.

More in Ekoloji

You may also like

Comments

Comments are closed.