Editörün Seçtikleriİkizdere DirenişiManşet

İkizdere’yi İkizdere direnişçileri anlatıyor: Cengiz aldıklarından doymadı mı?

0

Rize İkizdere’de Cengiz İnşaat tarafından açılmak istenen taş ocağına karşı direniş 66 gündür devam ediyor.

İkizdere direnişçilerinden Ayşe Albayrak, Ali Akyıldız ve Hüseyin Tat  yaşadıkları bölgeyi, şu ana kadar yapılan tahribatı ve mücadelelerini Yeşil Gazete’ye anlattı.

Daha önce TBMM’de yaptığı konuşmayla kendinden söz ettiren İkizdere direnişçisi Ayşe Albayrak, vadinin kendileri için öneminden bahsetti ve “Cengiz aldıklarından doymadı mı? Yeter bu kadar, yetmedi mi?” diye sordu.

‘Ormana girişimiz engellendi’

Ormanın kendileri için öneminden bahseden Ayşe Albayrak, ormanın girişine kapı yapıldığı için artık giremediklerini şöyle anlattı:

“Orman deyip geçmeyin. Ormanın bütün her şeyinden biz yararlanıyoruz. Oradan sığırların yemlerini yaparız. Yemleri ormanlardan sırtımızda taşıyoruz. Getirip, sığırlarımızı onlarla besleriz. Hazır ot yedirecek paramız yok.

Şimdi ormanın oraya demir kapı yaptılar. Ormanın yolunu kesmişler, geçemezsin oradan. Böyle yaşantı olur mu? Her gün jandarmalar evin kapısında. Tarlaya gideceksin peşinde, kapıya çıkacaksın peşinde. Biz buna nasıl yaşamak diyeceğiz?

Yetkililerden biri buraya gelsin yaşasın biz de razı geleceğiz. Bir tanesi gelsin, hiç olmazsa bir hafta burada kalsın. Bakalım burada yaşanılıyor mu, yaşanılmıyor mu?”

Fotoğraf: Merve Özçelik

 

‘Bir ekmek için bizim canımız çıkıyor’

Ayşe Albayrak, “Bütün dünyayı aldığınız doymadınız da buranın toprağından mı doyacaksınız? Bizim gidecek hiçbir yerimiz yok” ifadelerini de kullandı. Derenin kesilen ağaçlarla dolduğunu söyleyen Albayrak, henüz beklenen yağış gerçekleşmese de yağmur yağması durumunda derenin taşacağını kaydetti:

“Burada bu kadar kuraklık olmazdı. Bu doğayla bu kadar oynuyorlar. Yağmur yağdığında bu dere öyle bir taşacak ki ne yol kalacak, belki de evlerimiz gidecek. Bu dere çok taşar.

Dereleri ağaçlarla doldurdun, yıktın. Bu insanlar nerelere gidecek? Bu kadar canım ağaçları kesiyorsunuz. Bir ekmek için bizim canımız çıkıyor. Hem de diyorlar ki yeşili, ormanı kollayın.

Ormanı beklediğimiz için devletin aslında bize madalya takması lazımdı. Bizi emekli etmesi lazımdı.”

‘Cengiz aldıklarından doymadı mı?’

Eskencidere Vadisi’ne daha önce küçük İstanbul denildiğini anlatan Ayşe Albayrak, projenin ortaklarından Mehmet Cengiz ile daha önceden tanıştıklarını da söyledi:

“Buraya Eskencidere demezlerdi, buraya küçük İstanbul derlerdi. Buranın adı küçük İstanbul’du. Yukarılar hep bağlıktı. Şimdi buranın yukarısında ne arıyorsun? İlla Cengiz alacak. Cengiz aldıklarından doymadı mı? Yeter bu kadar, yetmedi mi? Bizi niye ağlatıyor?

Mehmet bey (Cengiz) var ya buranın menfezleri yapılıyordu daha önceden. Üç ay babam ona masa açtı, evimizde yemeğimizi yedi. Şimdi bize böyle yapıyor. Bu vicdanlarına sığıyor mu?”

Fotoğraf: Merve Özçelik

‘Vatandaşların yarısından çoğu direnişten çekildi’

Askerin müdahalesi, pandemi ve köy halkı arasında yayılan yanlış haberlerden ötürü yöre halkının direnişe desteğinin azaldığını kaydeden Hüseyin Tat, vatandaşların tehdit edildiğini de belirtti:

“Köy halkı arasında yanlış haberler yönlendirerek vatandaşların aşağı yukarı yarısından çoğu bu direnişten geri çekildi. Mesela iş konusunda, aylıklarının kesileceği, çocuklarının işten atılacağı gibi konularda vatandaşları tehdit ettiler.

Burada kararlı olan 30-40 kişi olarak ve bu çalışmanın sonuna kadar burada bulunacağımızı tüm dünyaya duyurduk.

Sesimizi tüm dünyaya duyurduk ama yönetimdeki insanlar sesimize hiç kulak vermediler. Üç-beş müteahhitin daha fazla kazanç sağlaması için kendi bildiklerini okudular.”

‘Orada yaşama şansları yok’

Direnişçi isimlerden Ali Akyıldız da taş ocağının bu zamana kadar verdiği tahribatı anlattı ve bölgedeki evlerde yaşayan insanların artık oralarda kalma şanslarının olmadığını ifade etti:

“Burada hala yol çalışması, yol genişlemesi yapıyorlar. Dört şeritli yol yapılıyor. Orada beş tane ev var. Orada yaşama şansları zaten yok onların.

Valiliğin talimatıyla bir tek şelaleyi açık bırakmışlar. Hafriyatı taşımadılar. Hafriyatı taşımayınca komple dereye yatağına döktüler acele acele. Dere yatağını komple kapattılar.

Alttaki beş tane evin su içtikleri dere. Hortum almışlar, onun yukarısından bağlamışlar. Su, bir gün bulanık akıyor, bir gün çamur, bir gün temiz akıyor. Artık parayla su alıyorlar. İneklerine bile parayla su alıyorlar.”

You may also like

Comments

Comments are closed.