Editörün SeçtikleriManşetYerel

İbretlik bir öykü: Mersin Taşucu’nda 18 yıllık ÇED mücadelesi

0

Haber: Abidin YAĞMUR

*

Mersin’in Silifke ilçesine bağlı Taşucu’nda, Göksu Deltası’nın sınırında tersane kurmak isteyen sanayicilerle buna karşı çıkan çevreciler arasındaki hukuk mücadelesi 18 yıldır devam ediyor.

Bu süre içinde iki kez tersane ÇED olumlu raporu alındı, iki kez mahkeme kararıyla iptal edildi. Özelleştirme İdaresi, Taşucu Limanı’nı önce turizm tesis alanı olarak satışa çıkardı, olmayınca sanayi ve lojistik alanı olarak bir kez daha satışa sunuldu. O arada Göksu Deltası’nın alanı da kağıt üzerinde daraltılarak liman delta sahasının dışında gösterildi. 2021 yılında Taşucu Limanı’nı ve art alanını özelleştirme yoluyla alan firma hem tersane, hem serbest bölge için çalışmalara başlayınca Taşucu Limanı ve sınırındaki Göksu Deltası yeniden gündeme geldi.

Önce turizm alanı ilan edildi

Taşucu, halk arasında “kuş cenneti” olarak Bilinen Göksu deltasının sınır bölgesinde bulunuyor.

Limanın art alanındaki geniş arazi ise uzun yıllar faaliyet yürüttükten sonra özelleştirme kapsamına alınan ve tasfiye edilen SEKA fabrikasına ait.

Bakanlar Kurulu, o dönem özelleştirme kapsamında olan liman ve SEKA arazisinin daha kolay satışa sunulabilmesi için 2009 yılında limanı ve art alanını “Turizm Tesis Alanı” ilan etti.

Ancak bu plana karşı sanayiciler dava açtı ve Danıştay 6. Dairesi’nin 19.06.2013 tarihli kararı plan iptal edildi.

Sonra lojistik ve sanayi alanı oldu

Bu arada Ulusal Sulak Alan Komisyonu, 2016 yılında Göksu Deltası Sulak Alanı sınırları yeniden belirledi ve liman sahası, sulak alan dışında bırakıldı. Çevre örgütleri de bu karara karşı yargıya gitti.

Bu kararın hemen ardından Özelleştirme Yüksek Kurulu, 28 Aralık 2016’da 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planında, 1/5 bin ölçekli nazım imar planında değişiklikler yaptı.

Bu değişikliğin ardından liman alanı lojistik tesis alanı ve sanayi tesis alanı fonksiyonlarına sahip oldu.

2021 yılında özelleştirildi

2021 yılında düzenlenen ihale kapsamında Taşucu Limanı 40 yıl süreyle kiralama, geri sahasında bulunan arazi ise satış yöntemiyle bir bütün halinde özelleştirildi.

Bu kapsamda Cumhurbaşkanı kararı gereğince Türkiye Denizcilik İşletmeleri‘ne (TDİ) ait Taşucu Limanı’nın 40 yıl süre ile işletme hakkı CEYPORT Taşucu Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş.’ye, liman geri sahasında bulunan taşınmaz ise CEYNAK Lojistik ve Ticaret A.Ş.’ye devredildi.

Özelleştirme işlemleri sırasında, 291 bin 183 metrekarelik liman sahasının 105 bin metrekarelik kısmı tersane alanı olarak ayrıldı.

ÇED mücadelesi 18 yıldır sürüyor 

Taşucu Limanının statüsünün turizm alanından sanayi ve tersane alanına dönüştüğü 18 yıllık süre içinde tersane yapmak isteyen gruplarla çevre aktivistleri arasındaki ÇED mücadelesi de devam etti.

Dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı, 2004 yılında Taşucu tersanesi için ÇED olumlu raporu vermişti. Çevre örgütlerinin açtığı dava sonucunda 2006 yılında Danıştay o raporu iptal etti.

Ancak tersane kurmak isteyen gruplar 2019 yılında bir kez daha ÇED olumlu raporu aldı. Çevreciler bir kez daha mahkemeye gitti ve Mersin İdare Mahkemesi 2022 yılının mart ayında o ÇED raporunu da iptal etti.

Danıştay, şirketin iptal kararına karşı açtığı davayı reddetti. Böylece 2019 tarihli ÇED raporunun iptali kesinleşmiş oldu.

Şirket duvar ördü, çalışmalara başladı

Ankara’da ve mahkeme koridorlarında Taşucu Limanı ile ilgili bunlar yaşanırken limanı ve art alanını alan firma, liman sahası içinde birtakım düzenleme çalışmalarına başladı.

Şirketin ilk işi, Taşucu’nda halkın kullanımına açık olan sahilin bir kısmını kapatmak ve yüksekçe bir duvar örmek oldu. Silifkeliler şimdilerde sahile indiklerinde 160 metre uzunluğunda, 2.5 metre yüksekliğinde duvarla karşılaşıyor.

Şirketin yetkilileri liman art bölgesinde Mersin’in ikinci serbest bölgesini yapacaklarını da basına açıkladı.

CHP’li Başarır Meclis’e taşıdı 

Şirketin limanın art alanında serbest bölge, liman sahası içinde tersane yapmak için çalışmalara başlaması, Silifke’de şu günlerde tekrar gündemde.

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, bu gelişmeler üzerine Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi.

Taşucu Limanı ve liman geri sahasına ilişkin ÇED kararı ve Göksu Deltası Sulak Alan sınırları daraltımının uygunsuzluğuna dair mahkeme kararları olmasına rağmen, özelleştirme ihalesi yoluyla sahayı kiralayan firmanın, tersane projesi yürüttüğünü belirten Başarır, firmayı mahkeme kararlarını tanımamakla suçladı.

‘Mahkeme kararlarına uyulmaması endişe nedenidir’

Başarır, “Geçmişte Göksu deltası sınırları içerisinde yer aldığı bilinen günümüzde tampon bölgede kalan Taşucu Limanı ve geri sahası Serbest Bölge ve Sanayi bölgesi kurulması biyoçeşitliliğin korunması ve sürdürülebilirlik açısından yanlıştır” dedi.

Liman ve tersane yapımına karşı olmadıklarını ifade eden Başarır, “Biz limanlar tersaneler yapılmasın demiyoruz. Ancak liman ve tersane inşa edeceğiniz yer bölgedeki canlıları yok edecek tehlikeye sahipse, biyoçesitliliği yok edecekse ve insanların yaşam alanlarını daraltacaksa bunu neden daha uygun bir yere yapmıyorsunuz diyoruz” diye konuştu.

 ‘Kağıt üzerinde tersane yapımına uygun hale getirildi’ 

CHP’li vekil, kurulması planlanan liman ve tersane tesislerinin, Göksu Deltası’na, özel çevre koruma bölgesine ve tarımsal niteliği korunacak alanlara bitişik olarak yer aldığına, mesafe itibarıyla da özel çevre koruma bölgesine sınır olduğuna dikkat çekti:

“Ramsar sulak alan sınırına 1-1.5 kilometre, Göksu deltasına 500 metre ve sulak alanlara 500 metreden daha yakın, kaplumbağa üreme alanına bitişik bir alandan bahsediyoruz. Ulusal ve uluslararası sözleşme ve yasal düzenlemelerle koruma altına alınan alanlar, tersane yapımına engel oluşturmaması için, bu alanları korumakla görevli idareler tarafından kaldırılmış, daraltılmış, tersane yapımına ve limanın genişlemesine uygun hale getirilmiştir. Kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmasına rağmen, Göksu Deltası Sulak Alan sınırları daraltılmıştır. Bölgede yapılabilecek olan tersane, liman ya da endüstriyel faaliyetler biyolojik çeşitliliği yok edebilecek tehlikeye sahiptir.”

Ali Mahir Başarır, Çevre Bakanı Kurum’dan  şu soruları yanıtlamasını istedi:

  • Tersane projesinin ÇED olumlu kararı iptal edilmesine ve konunun Danıştay’a taşınmış olmasına rağmen inşaat işlemleri başlanmış mıdır?
  • Göksu Deltası Sulak Alan sınırları daraltımının uygunsuzluğuna dair mahkeme kararları olmasına rağmen idarenin mahkeme kararlarını uygulamamasının gerekçeleri nelerdir?
  • Bölgede tersane yapımına engel oluşturulmaması için ilgili idarelerce koruma altındaki alanların daraltılması ne derece hukuki ve etiktir? Kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen Göksu Deltası sulak alan sınırlarının daraltılma gerekçelerinin yasal dayanakları nelerdir?
  • Geçmişte Göksu deltası sınırları içerisinde yer aldığı bilinen günümüzde tampon bölgede kalan Taşucu Limanı ve Geri Sahası ÇED sahasında Serbest Bölge ve Sanayi bölgesi kurulması biyoçeşitliliğin korunması ve sürdürülebilirlik açısından ne kadar doğrudur? Şehircilik ilkeleri ve yeni sağlıklı kent modellerinde bu tür bir örnek var mıdır?
  • Ramsar Sözleşmesiyle koruma altına alınan bölgede yaşanan tüm bu gelişmeler, Kıyı Koruma Kanunu başta olmak üzere mevzuatımıza uygun mudur?
  • 12.07.2019 tarihinde dönemin kaymakamı Şevket Cinbir tarafından Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş adına yetkilendirilen Necati Tüysüz ile imzalanmış olan ve toplam 423.618 metrekarelik Ana Mendirek ve Dolgu Alanının 49 yıllığına “Kullanma Sözleşmesi”nin imzalanmış olmasının hukuki dayanağı nedir? Söz konusu alanın kaymakam tarafından “kullanma izni” sözleşmesiyle kullanıma açılması, kurumlar ve normlar hiyerarşisi açısından yetkilendirmesi uygun mudur? Kaymakamın kullanım izni sözleşmesi ile alan tahsis etmesi ne kadar hukuki ve uygundur? Bunun örneği/örnekleri var mıdır?”

You may also like

Comments

Comments are closed.