İklim KriziManşetTürkiye

HDP Ekoloji Komisyonu: Türkiye’de yaşanan ekolojik krizlerin baş sorumlusu iktidarın kendisi

0

HDP Ekoloji Komisyonu tarafından hazırlanan 2021 Kuraklık Durum Raporu kamuoyuyla paylaşıldı.

Raporun tanıtımı HDP Ekoloji Komisyonu Eş Sözcüleri Menekşe Kızıldere ve Naci Sönmez tarafından düzenlenen basın toplantısıyla yapıldı.

Hazırlanan raporda, Türkiye’de yaşanan ekolojik krizlerin baş sorumlusunun iktidarın kendisi olduğu ifade edilirken, vurgulanması gereken en önemli sorunun giderek artan kuraklık sorunu olduğu belirtiliyor.

‘Kuraklık daha yaygınlaştı’

Tarım ve Orman Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı aylık kuraklık raporlarını 2019-20 ve 21 yılları için inceleyen komisyon, Türkiye genelinde kuraklığın daha yaygınlaştığı, standart yağış endeksleri azalırken hava sıcaklıklarının her yıl daha da arttığının gözlendiğini ifade etti.

Raporda, kuraklık sorununun ekosistem krizlerinden tarım ve hayvancılıktaki ciddi sorunlardan ayrı görmenin açıkça politik bir manipülasyon olduğuna dikkat çekilirken, Türkiye’deki kuraklık krizinin birkaç yıl içinde bir gıda krizine dönüşmeye doğru gittiği de kaydedildi.

2021 yılının ocak ayında NASA tarafından yayımlanan Türkiye’de kuraklık ve su rezervleri verilerinde, Türkiye’nin son 15 yılın en düşük su rezervi oranına düştüğünün hatırlatıldığı raporda, Türkiye’deki su rezervlerinin son 30 yılda yarı yarıya düştüğü ve yağış indeksinin de aynı oranda azaldığı da aktarıldı.

‘Tarım ve hayvancılığa ilişkin problemler çığ gibi büyüyor’

Global Kuraklık İzleme Servisi‘nin raporunda, kuraklığın çok daha hızlı gerçekleşeceği, tarım ve hayvancılığın bu krizden çok ciddi etkileneceği uyarısı yapıldığı ve şu anda tam da bu sorunların yaşandığına işaret edildi:

Global Kuraklık İzleme Servisinin 9 Şubat 2021’de yayımladığı Türkiye’de Kuraklık 2021 Raporunda kuraklığın çok daha hızlı gerçekleşeceği, tarım ve hayvancılığın bu krizden çok ciddi etkileneceği uyarısı yapılmıştır. Bugün Haziran ayında geldiğimiz durum tam da bu uyarıda ortaya konan tablodur. Bu rapordaki verilere göre içme ve kullanma suyu için senelik geçici çözümler içme ve kullanama su sorununa çözüm olsa dahi tarım ve hayvancılığa ilişkin problemler çığ gibi büyümektedir. Bu rapordaki 2021 Nisan ayı kuraklık haritasına bakıldığında yüksek kurak alanların özellikle tarım ve hayvancılık yapılan yörelerde genişlediği görülmektedir. Bu rapordaki verilere göre; İktidar gerekli önlemleri almadığı takdirde kış mahsullerindeki ve hayvancılık verilerindeki kriz özellikle Edirne, Konya, İzmir, Urfa, Antalya civarı için yaz mahsulleri ve hayvancılıkta daha da derinleşecektir.”

‘Kapıda çok ciddi bir gıda krizi var’

İktidarın bu sorunlara yönelik önlem almadığı gibi pandemi bahanesiyle tüm ekolojik varlıkları yok etmeye odaklandığına vurgu yapılan raporda, ülkenin her yanında ekolojik varlık kıyımı yaşandığı belirtildi:

iktidarın önlem almak bir yana Pandemi bahanesi ile tüm ekolojik varlıkları metalaştırmayı, ekosistemleri ve ekolojik koridorları yok etmeyi kapitalist sermaye çıkar grupları için görev edindiğini görmekteyiz. Ülkenin her bir yanında yaşanan ekonomik krizde halkı değil sermaye çıkar gruplarını kurtarmak için vahşi şekilde saldırılar gerçekleştirilmektedir.

Kaz Dağlarından, Cudi Dağı’na, Alakır’dan İkizdere’ye, İkiz köyden, Gürpınar’a Ülkenin dört bir yanında adeta savaş açılmışçasına bir ekolojik varlık kıyımı, yurttaş ve insan hakları ihlalleri yaşanmaktadır. Bunun yanında tarım ve hayvancılıktaki kriz gıda fiyatlarını yükseltmekte, zaten bir ekonomik kriz yaşayan halk açlık sınırının altında yaşamaktadır. Sınıf yarımları derinleşmekte, yoksulluk yaygınlaşmaktadır. Ülkedeki ekolojik krizleri ekonomi, demokrasi ve sosyal krizlerden ayrı düşünmek mümkün değildir. Mevcut iktidar ile birlikte kuraklık ve iklim krizi sınıfsal bir ekonomi krizi haline de gelmiştir. Kapıda çok ciddi bir gıda krizi vardır. Tüm bunların ardında çöken ekosistemler vardır.”

‘Mevcut iktidarın düzeltebileceği hiçbir alan kalmadı’

Ancak, tüm bu krizlere karşı en başta değişmesi gereken durumun iktidarın kendisi olduğuna dikkat çekilen raporda, mevcut iktidarın düzeltebileceği hiçbir alanın kalmadığına da dikkat çekildi:

Bu krizden çıkış için çiftçi ve hayvancıların yükselen üretim ihtiyaçları fiyatlarına karşın hibe ve sübvansiyon programları ile destelenmesi, tahrip olan ekosistemlerin iyileştirilmesi, su varlıklarının korunması ve iyileştirilmesi, Ülkenin dört bir yanın kanser gibi yayılan maden, fosile dayalı enerji, inşaat ve ihraçları olan taş ve mermer ihtiyacı, mega projeler ve yöre halkına zarar verecek her tür faaliyetin durdurulması gerekmektedir. İklim krizi ve kuraklık için hem yerel hem ulusal ivedi politikalar üretilmeli ve önlemler alınmalıdır. İklim değişikliği gerçekleşmekte olduğu için kuraklık gözetilerek adaptasyon programları oluşturulmalıdır.

Fakat bu çözümlerin hiçbiri mevcut iktidar ile mümkün değildir en başta değişmesi geren bu yönetim krizine dönüşen iktidarın kendisidir. Yönetemedikleri ve felakete sürükledikleri ülkeden kirli ellerini çekmelidirler. Mevcut iktidarın düzeletebileceği hiçbir alan kalmamıştır. 5 Haziran Dünya Çevre gününde, iklim krizi ve kuraklığa karşı Türkiye’nin tek çıkar yolu AKP iktidarının bir an evvel değişmesidir.
İktidar krizi, kuraklık ve iklim krizi Türkiye’deki tüm ekosistemleri tüketmektedir.”

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.