Havai fişek fabrikası patlamasında ikinci bilirkişi raporu: Patronlar asli kusurlu

Sakarya’da havai fişek fabrikasında gerçekleşen patlamayla ilgili ikinci bilirkişi raporu tamamlandı. Raporda fabrika sahipleri asli kusurlu bulunarak patlamanın önlenebileceği belirtildi.

Sakarya’nın Hendek ilçesinde 3 Temmuz 2020 tarihinde havai fişek fabrikasında gerçekleşen patlamayla ilgili ikinci bilirkişi raporu tamamlandı. Raporda, patron Ali Rıza Coşkun ile oğlu Yaşar Coşkun asli kusurlu bulundu.

Yedi kişinin yaşamını yitirdiği, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin raporda, şirket ortakları ve yetkilileri olan sanıkların asli derecede kusurlu, diğer sanıkların ise tali derecede kusurlu olduğu ifade edildi. Raporda iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alındığı takdirde, patlamanın önlenebileceği belirtildi.

‘Patlama önlenebilirdi’

Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı talimatı ile Hendek Cumhuriyet Başsavcılığı‘nca başlatılan soruşturmanın ikinci bilirkişi raporu 128 sayfadan oluşuyor. Raporda iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin yeterli olmadığının altı çizilerek “davaya konu olan olayın meydana gelmesinde iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alındığı takdirde yaşanan olayın meydana gelemeyeceği ve olayın önlenebilir olduğu, bu durumda da kaçınılmazlıktan söz edilemeyeceği…” ifadeleri kullanılıyor.

Yaşar Coşkun.

Fabrikanın tüzüğe aykırı şekilde üretim ve depolama yaptığının belirtildiği raporda fabrikanın bazı bölümlerindeki elektrik tesisatının da mevzuata aykırı olduğu, duvarların yanmaz ve sızdırmaz şekilde tasarlanmadığı şeklinde tespitler yer aldı. Bilirkişiler, depolarda aşırı yığılmaların olduğunu, depolama işleminin plansız, düzensiz ve dağınık şekilde yapıldığını, her bir üretim biriminde günlük bulundurulabilecek madde miktarının ne kadar olması gerektiğine yönelik herhangi bir çalışma, plan ve etkin bir denetim, gözetimin olmadığını da tespit etti.

İş güvenliği eğitim planı bulunamadı

Raporda ayrıca evrakların içinde 2020 yılına ait iş güvenliği yıllık eğitim planı bulunmadığı, iş yerinin ‘çok tehlikeli’ sınıfta faaliyet gösteren bir işyeri olmasına rağmen kayıtlarda işçilerin ‘tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde çalıştırılacakların mesleki eğitimlerine’ dair yönetmeliğin gerekli maddesinde sayılan belgelerin herhangi birine sahip olmadıkları tespit edildi” denildi.

Çalışanların güvenliklerini kendi inisiyatiflerine bırakılması, emniyetsiz çalışmayı önleyecek gözetimin sağlanmaması hususlarının da patlamada etkili olduğu vurgulandı.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR