EnerjiManşet

Hangi ülkelerin fosil yakıt teşviklerine paralarını heba ettiğini gösteren harita

0

Clayton Aldern tarafından Grist‘de yayımlanan yazıyı Yeşil Gazete gönüllü çevirmeni Berk Öktem‘in çevirisiyle sunuyoruz.

***

Eylül 2009’da Pittsburgh’da toplanan G20 liderlerinin tamamı fosil yakıt teşviklerini aşamalı olarak devreden çıkaracaklarını ilan etmişti. Bu durum, aynı yılın sonunda gerçekleşecek olan Kopenhag İklim Zirvesi öncesi iklim hanesine artı olarak yazılmıştı. G20 ülkelerinin petrol, gaz ve kömür üretimine teşvikleri HALA devam ediyor ve bu teşvikler hiç de az değil. Overseas Development Institute (ODI) ve Oil Change International (OCI) tarafından hazırlanan yeni bir rapora göre G20 ülkeleri teşviklere yılda toplam 452 milyar dolar ayırmaktalar.

Dünya’nın en büyük 19 ekonomisi ve AB’den oluşan G20 ülkeleri küresel sera gazı salımlarının 4’te 3’ünden sorumludur. Bu yüzden G20 ülkelerinin neye teşvik verecekleri önemli. Ayrıca ODI/OCI raporundaki 452 milyar dolar eksik hesaplanmış olabilir çünkü bu rapor Avrupa Birliği’ni kapsamıyor. ABD ise fosil yakıt üretimi teşviklerine tek başına yıllık 20 milyar dolarının üzerinde para harcamaya devam ediyor. Araştırmacılar fosil yakıt teşviklerinin yarısının petrol ve gaz üretimi yapan sektörlere gittiğini gösteriyor (yani arama ve delme çalışmalarına).

2

Fosil yakıt teşvikleri üç şekilde karşımıza çıkar. İlki, muhtemelen sizin de aklınıza gelen, fosil yakıt üreticilerine devlet tarafından sağlanan direk destek veya vergi muafiyeti yoluyla gerçekleştirilen teşviklerdir. Ancak bir sektörü ulusal kaynaklarla yapılan teşvikler ile desteklemenin farklı yolları var. Eğer enerji sektöründe faaliyet gösteren kamu şirketlerine sahipseniz, fosil yakıt üretimine bu şirketler aracılığıyla yatırım yapabilirsiniz. Bu yöntem Çin ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde sırasıyla Sinopec ve Saudi Aramco adlı şirketler aracılığıyla uygulanmaktadır. Üçüncü teşvik yöntemi biraz daha sinsi bir kamusal fonlama yöntemi olan çoğunluk hissesi devlete ait bankaların ve diğer finans kurumlarının yerli (hatta yabancı!) fosil yakıt projelerine kredi, yardım (hibe, destek) vermesi ve hisse finansmanı sağlamasıdır. Bu krediler Dünya Bankası gibi çok taraflı kurumların aracılığıyla da verilebilir başka türlü de. (Ayrıca bu yöntemler benzinli arabalar için yapılan yollar gibi tüketim teşviklerini ve petrol arzının devamlılığını sağlamak için Ortadoğu’da savaşa gitmek gibi birçok dolaylı teşvik yöntemini içermiyor.)

Bütün bu teşvikler fosil yakıt fiyatlarının yapay olarak düşük kalmasını sağlıyor. Düşük fiyatlar ise piyasanın desteklemesi gerekenden daha çok CO2 salımına ve rekabetçi olmaya çabalayan yenilebilir enerji sektörünün zorlanmasına sebep oluyor.

Aşağıdaki haritada G20 ülkelerinin teşviklere ayırdıkları miktarları görebilirsiniz. Ülke bazında petrol, gaz ve kömür üretimine verilen teşvikler üçe ayrılıyor: ulusal teşvikler, SOE yatırımları (uygulanabilir olduğunda) ve kamusal fonlama. Tabi ki bu sayılara kuşkuyla yaklaşmakta fayda var çünkü bu gibi teşvikleri tahmin etmek zor ve hatalı hesaplamak (iki kere saymak gibi) çok olası. Teşviklere ayrılan harcamaları görmek için ülkenin üstüne tıklamanız yeterli.

Tabi ki dünya G20’den daha büyük. New Climate Economy tarafından yapılan yeni bir çalışmada teşvikler küresel ölçekte ele alınmış. Fosil yakıt teşviklerini aşamalı olarak kaldırmaya çalışan 40’dan fazla gelişmekte olan ülke seçilmiş (G20 içinden ve dışından). Aşağıda fosil yakıt teşviklerinin (ve enerji tüketimi kaynaklı CO2 salınımlarının) bu ülkelerde ne seviyede olduğunu görebilirsiniz.

Araştırma, dünya çapında fosil yakıt teşviklerinin bu yıl 650 milyar dolar seviyesine yaklaşmakta olduğunu gösteriyor. Bu sayıların büyüklüğünü kavrayabilmek için ülkelerin kamu sağlığı harcamalarının teşviklere kıyasla ne kadar düşük olduğunu görmek faydalı olabilir:

ODI/OCI raporu sadece sorunlardan bahsediyorken New Climate Economy sürdürülebilir bir çözümün nasıl olabileceğini gösteriyor. Rapor, mevcut fosil yakıt teşvikleri üzerine odaklanmış ve fosil yakıtsız bir dünyaya başarılı geçişin temel taşlarını anlatmış. Mevcut teşviklerin şeffaflığının sağlanması, teşvik reformu üzerine çalışacak yeni kurumların kurulması, fosil yakıt teşviklerinin kademeli olarak kaldırılması için inandırıcı bir zaman çizelgesi oluşturulması ve reformların getireceği mali yüke önceden hazırlanılması önemli aşamalardan bazıları.

Başarı hikayeleri umut verici. Kamu gelirlerinin %80’ını petrol ve gaz ürünlerinden elde eden Birleşik Arap Emirlikleri hükümeti yakın zamanda gaz fiyatlarını arttırdı. Amacı gaz sektöründe verimliliği arttırmak, bütçe açıklarını kapatmak ve elektrik tüketimini azaltmak olan BAE bu amaçlara başarılı bir şekilde ulaştı. Petrol fiyatlarının düştüğü bir konjonktürde teşvikleri azaltmak hem kamu fonlarının başka alanlarda kullanılmasına olanak verecektir hem de beklenen bütçe açıklarını azaltacaktır. Ancak dikkate alınması gereken sadece bunlar değil. Gulf enerji uzmanlarından Robin Mills, BAE’de yayımlanan The National’da “Yakıt teşviklerinin heba olmasındansa bu teşvikler altyapı, eğitim ve sağlık geliştirmelerine harcanabilir” diye belirtti. Bu yaz, BAE bütün büyük petrol teşviklerine ekolojik sebeplerden ve daha iyi bir kalkınma için son vereceğini açıkladı. IMF, BAE’nin 2013 yılında 22 milyar dolar olan fosil yakıt teşviklerinin bu yıl 16 milyar dolara düşeceğini tahmin etmekte ki bu da bir başlangıçtır.

New Climate Economy raporu fosil yakıt teşviklerinin kademeli olarak kaldırılmasının CO2 salınımını 2050 yılına kadar %13 azaltabileceğini ve hükümetlerin fosil yakıt sektörüne verdikleri teşvikleri kaldırınca tasarruf ettikleri para ile ne yapabileceğini gösteriyor. Tabi ki, tasarrufların diğer enerji üretim yöntemlerine aktarılması bir başlangıç olarak görülebilir ancak yazarların verdiği mesaj, bu fonun enerji maliyetleri (veya sağlık maliyetleri) konusunda yardımcı olması için hane halkına aktarılabileceği. Aslına bakarsanız, en başarılı fosil yakıt teşvik reformları tam olarak bu gibi şeyler yapmakta. “Bu teşviklerin kaldırılması, kamu fonlarının fakirlere destek programlarını da içeren diğer kritik önceliklere aktarılabilmesini sağlayarak yararlı bir döngü başlatabilir” dedi New Climate Economy Program Direktörü Helen Mountford. Bir örnek: Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da hane halklarına finansal destek sağlamayan reform girişimlerinin sadece %17’si başarılı oldu. Finansal destek sağlayan reformların ise %100’u başarılı. İşte yararlı döngünün kanıtı.

O zaman neyi bekliyoruz?

Korea Import-Export Bankası önünde, aktivistler kömür projelerinden yatırımlarını çekme çağrısı yaparken

Korea Import-Export Bankası önünde, aktivistler kömür projelerinden yatırımlarını çekme çağrısı yaparken. Fotoğraf: Stop Funding Fossils

Yazının İngilizce Orijinali

Yazı: Clayton Aldern

Yeşil Gazete için Çeviri: Berk Öktem

(Yeşil Gazete, Grist)

More in Enerji

You may also like

Comments

Comments are closed.