Kategoriler: İklim KriziManşet

Guterres: Fosil yakıtlara yatırım yapmak bir intihar

BM’nin Okyanus Konferansı sonrası BM Genel Sekreteri Guterres iklim değişikliğinin kontrolden çıkmasından kendi kuşağını sorumlu tutarak ‘Zamanın yenilenebilir enerjiye yatırım yapmış olsaydık fosil yakıt endüstrisinin insafına kalmayacaktık’ dedi. 

Guterres toplantı sonrasında Euronews‘ten Sergio Ferreira de Almeida‘nın iklim değişikliğine ilişkin sorularını yanıtladı.

Fotoğraf: Euronews

‘Zamanında yenilenebilir enerjiye yatırım yapsaydık fosil yakıtın insafına kalmayacaktık’

Almeida’nın aktardığına göre; Guterres, “İklim değişikliğini ve iklim değişikliğiyle mücadeleyi dünyanın gündemine yeniden nasıl getiririz?” sorusuna şöyle yanıt verdi:

“Mümkün olan her şeyi yaparak ve konuyu her yerde mümkün olduğunca çok gündeme getirerek yaparız. Ukrayna’daki savaşa baktığınızda, son yıllarda yenilenebilir enerjiye yatırım yapmış olsaydık bunun ne kadar önemli olacağını gösteriyor. Eğer bu olsaydı, şu an fiyatları aşırı yüksek olan, insanların yaşam kalitesini düşüren ve gelişmekte olan ülkelerdeki durumu kötüleştiren fosil yakıt endüstrisinin insafına kalmayacaktık. Ukrayna savaşı bize yeşil dönüşümü hızlandırmamız gerektiğini yani iklim değişikliğiyle daha etkili mücadele etmemiz gerektiğini gösterdi.”

‘Bu bir intihar’

Fosil yakıtlara yatırım yapan liderin nasıl ikna edilebileceği yönündeki soruya ise Guterres şöyle yanıt veriyor:

“Bu bir intihar ve umarım bu insanlar intihar etmenin gelecekle yüzleşmenin en iyi yolu olmadığını anlayacaklar.”

‘İklim değişikliğine karşı mücadelede kararlı olmak da herkesin çıkarına’

“Yiyecek, enerji problemi yaşayan sıradan insanları iklim değişikliğine öncelik vermeye ikna etmek kolay değil. Bunu nasıl yapabilirsiniz?” sorusuna ise Antonio Guterres en başta çözülmesi gereken sorunun gıda sorunu olduğunu belirterek şunları aktardı:

“Bu yüzden Ukrayna’nın gıda ürünlerinin ve Rusya’nın gıda ile gübrelerinin küresel pazara erişimi, durumun iyileşmesi ve fiyatların düşmesi için koşullar yaratmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda enerji fiyatlarıyla ilişkili başka girişimlerin de olduğunu düşünüyorum. Ancak bu durumda, özellikle fosil yakıtların bu denli pahalı olmasıyla, mümkün olduğunca az kullanmak için iyi bir neden var. Bu herkesin çıkarına. İklim değişikliğine karşı mücadelede kararlı olmak da herkesin çıkarına, çünkü bu gelecekte bunun gibi durumlardan, fosil yakıt piyasasının istikrarsızlığına olan bu dramatik bağımlılıktan kurtulmanın tek yolu.”

Bir silah olarak deniz ve okyanuslar: Karadeniz örneği

Deniz ve okyanusların silah olarak kullanıldığının, denizlere erişim örneği üzerinden Karadeniz’e işaret edilmesinin ardından Guterres’in buna karşı nasıl mücadele edilebileceği sorusuna yanıtı ise şöyle:

“Her şeyden önce Ukrayna’nın limanlarından erişim gerek. Türkiye’nin desteğiyle Rusya ve Ukrayna’ya sunulan BM planı tam olarak bunu hedefliyor. Bu üç ülkenin ordusu tarafından, özellikle ikili düzeyde yapılan farklı istişarelere dayanarak, yakın zamanda İstanbul’da bir toplantının mümkün olacağını umuyoruz. Ukrayna’nın tahılını ihraç etmeye izin veren bir anlaşmaya varılacağını da ümit ediyoruz. Aynı zamanda, uluslararası düzeyde ülkelerin Rusya’nın gıda ve gübre ihracatını kolaylaştıracağını da umuyoruz. Gıda ve gübre üzerine herhangi bir yaptırım yok evet ancak nakliye, sigorta ve ödeme gibi konulardaki karışıklığa hitap edilmesi gerekiyor. Bu yüzden, Ukrayna ve Rusya gübre ve gıda ürünlerinin küresel pazara erişimini de içeren bir anlaşma paketi yapabilmek için Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya ile yakın temas halindeyiz.”

‘Tüm ülkeler iklim değişikliğinin öncelikleri olduğunu kabul etmeliler’

Rusya’nın iklim değişikliğiyle mücadelede dünyaya yardımcı olmak için sahneye geri dönmesinin mümkün olup olmadığı yönündeki soruya ise Guterres “Rusya buradaki Okyanus Konferansı’na katıldı. İklim değişikliğiyle mücadelenin tüm insanlık için hayati önem taşıdığını düşünüyorum. Dolayısıyla tüm ülkeler bunun öncelikleri olduğunu kabul etmeliler” yanıtını verdi.

‘Durumun kontrolden çıkmasından benim kuşağım sorumlu’

Antonia Guterres ayrıca gelecek nesillerin iklim değişikliği sonuçları karşısındaki adaletsiz konumlarına değinerek kendi kuşağını sorumlu tuttu ve şunları söyledi:

“Doğayla savaş halinde olmamızdan, iklim değişikliğinden, durumun kontrol altında olmamasından benim neslim sorumlu. Emisyonları önemli şekilde azaltmalıydık. Ve tüm dünyadaki üye devletlerin mevcut taahhütlerine dayanan tahmin, 2030’da emisyonlarda artışa işaret ediyor. Bu intihar anlamına geliyor, baştan sona kabul edilemez. Okyanuslara gelirsek, okyanuslarımızı korumaya yönelik savaşın hâlâ mağlubuyuz. İklim değişikliğinin neden olduğu sıcaklıklar ve asitlilik, mercanların kaybı, biyolojik çeşitliliğin kaybı, aşırı avlanma, plastik kirliliği, diğer toksik formlar, birçok kıyı bölgesini tamamen hayatsız hale getiren kirlilik… Bütün bunlar okyanusları koruma bahsini hâlâ kaybettiğimiz anlamına geliyor. Ve bunu tersine çevirmemiz gerekiyor. Sonuç olarak benim kuşağım bu durum kontrolden çıkarken tespit etmek gerektiğinde bunu ya yapamadı ya da yapmak istemedi.”

Fosil yakıt endüstrisinin ikna çabası

Guterres son olarak şunları dile getiriyor:

“Fosil yakıt endüstrisinin yıllarca sahte bilimle, halkla ilişkiler ve her çeşit lobicilik faaliyetiyle dünyayı iklim değişikliğinin çok önemli olmadığına, fosil yakıtların yarattıkları problemleri yaratmadığına ikna etmeye çalışmak için milyarlar harcadığını unutmayalım.”

‘Liderler bu acil durumun sert önlemler gerektirdiğini anlamaları lazım’

Fosil yakıt endüstrisinin iklim krizini küçümser nitelikte tavırlarının daha önceleri sigarayı özendiren ve sağlığa yararlı olduğunu söyleyen sigara endüstrisinin davranışına benzete Guterres dünya liderlerine sorumluluklarını hatırlatıyor:

“Yani ekonomik liderlerin de büyük bir sorumluluğu var. Siyasi ve ekonomik liderlerin, acil bir durum içerisinde olduğumuzu, bu acil durumun sert önlemler gerektirdiğini anlamaları lazım.”