Sular yükselirken...

Grönland’ın kalbinden çıkan fosiller, tehdidin daha büyük olduğunu gösteriyor 

Bilim insanları, adanın merkezinden çıkarılan iki mil (üç kilometre) derinliğindeki bir buz çekirdeğinin altında bitki ve böcek kalıntıları keşfederek, atmosferik karbon seviyelerinin bugünkünden çok daha düşük olduğu son bir milyon yıl içinde bu geniş alanın neredeyse tamamen yeşil olduğunu gösteren en net kanıtı sağladı.

Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde Pazartesi (5 Ağustos) yayımlanan yeni bir araştırmaya göre; insan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle küresel deniz seviyesinin yükselme potansiyelinin daha önce düşünülenden bile büyük olabilir.

GISP2 olarak adlandırılan buz çekirdeği, 1993’te delinmiş ve kaya ile buzu kapsamlı bir şekilde incelenmiş olmasına rağmen, hiç kimse ’till’ kısmında (yani dipteki karışık tortuda) fosil aramayı düşünmemişti.

AFP’den Issam Ahmed’in aktardığına göre; bunun nedeni yakın zamana kadar Grönland’ın yakın jeolojik geçmişte buzsuz olduğu fikrinin çok uzak görünmesiydi.

Araştırmanın baş yazarı, Vermont Üniversitesi‘nde çevre bilimi profesörü olan Paul Bierman, AFP’ye “Gerçekten, çalışmaya başladıktan sonra ilk bir saat, belki yarım saat içinde fosilleri gördük” dedi.

Grönland’ın doğu kıyısına yakın tundra bitkilerinin bulunduğu kayalık bir manzara, devasa buz tabakası eridiğinde adanın iç kısmının nasıl göründüğüne benziyor. (Fotoğraf: Joshua Brown)

Dünyanın kıyı şehirleri tehdit altında

Araştırmacılar, şaşırtıcı bir biçimde bu üç inçlik (8 cm) tabaka içinde, söğüt ağacı odunu, yosun sporları, mantar, bir böceğin bileşik gözü ve haşhaş tohumu buldu – bu buluntular, canlı bir tundra ekosistemine işaret ediyor.

Bierman, adanın merkezindeki buzun erimiş olmasının, Grönland’ın geri kalanında da buz bulunmadığı anlamına geldiğini ve bunun da günümüzün fosil yakıtlarla aşırı yüklenmiş iklimi için sorun teşkil ettiğini söyledi.

Fosil yakıtların kullanılmasından kaynaklanan sera gazı emisyonları büyük ölçüde azaltılmazsa, Grönland’ın buz tabakası önümüzdeki birkaç yüzyıl ila birkaç bin yıl içinde neredeyse tamamen eriyebilir ve bu da deniz seviyesinin yaklaşık 23 fit (yedi metre) yükselmesine neden olarak dünyanın kıyı şehirlerini silip süpürebilir.

Bierman, “Dünya çapında yüz milyonlarca insan yaşayacak yerlerini kaybedecek” diye uyardı.

Geçit vermeyen buz-kalesi teorisine son darbe

Yeni çalışma, yakın zamanda elde edilen iki önemli bulgunun üzerine inşa ediliyor. 2016’da bilim insanları 1993’teki aynı buz çekirdeğinden elde edilen ana kayayı test etmiş ve radyoaktif tarihleme kullanarak 1,1 milyon yıldan daha eski olamayacağını tahmin etmişlerdi.

Modellemeler, ayrıca GISP2 sahasındaki buzun erimiş olması halinde Grönland’ın geri kalanının yüzde 90’ının buzsuz olmuş olacağını gösterdi.

Ancak bu bulgu, Grönland’ın son birkaç milyon yıldır aşılmaz bir buz kalesi olduğuna dair uzun süredir kabul edilen bir teori nedeniyle tartışmalıydı.

Ardından 2019’da Bierman ve uluslararası bir ekip, bu kez 1960’larda Grönland kıyısı yakınlarındaki terk edilmiş ABD askeri üssü Camp Century‘den çıkarılan başka bir buz çekirdeğini yeniden inceledi.

Araştırmacıların elindeki daha gelişmiş tarihleme teknikleri, buzun bu bölümünün ortadan kayboluşunu 416 bin yıl öncesiyle sınırlamalarına yardımcı oldu.

Kıyıya yakın bu çekirdekte organik madde bulunması, Bierman’ı 1993 çekirdeğine benzer materyaller aramak için geri dönmeye yönlendirdi – ve bulduğu şey, bilim insanlarının daha önce modeller ve hesaplamalar yoluyla çıkardıkları sonuçları kesin bir şekilde doğruladı.

“Bu buzun gitmiş olması gerekiyordu, çünkü aksi halde orada bitkiler, böcekler ve toprak mantarları olmazdı” diyen Bierman şu ifadeleri kullandı:

“Artık Camp Century’de değil, GISP2’de, buz tabakasının tam merkezinde de bu buzun gitmiş olduğunu kesin olarak biliyoruz. Şimdi tüm buz tabakasının erimeye karşı savunmasız olduğunu biliyoruz.”

Halley Mastro

Fosiller üzerinde çalışan Vermont Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi Halley Mastro, geleceğimiz için önemli etkileri olan daha eski organizmaları bulmak için Grönland’ın buz çekirdeklerinde daha fazla sondaj yapılması gerektiğini vurguladı.

AFP’ye verdiği açıklamada Mastro, “Orada olduğunu bildiğinizde çok açıktır – ama orada olmasını beklemiyorsanız ve biraz farklı şekilde yüzen bu küçük koyu lekeleri aramıyorsanız, onları asla göremezsiniz” dedi.

Eko-anksiyete ile nasıl başa çıkılır?

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Şirketlerin toplumsal sorumluluğu

Türk şirketleri kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik uygulamalarında batılı benzerleri kadar başarılı değil. Ancak bu sadece şirketlerden kaynaklanmıyor, 'öngörülemezlik ortamı' ve toplumsal baskının eksikliği de bunda etkili. 

‘Qou vadis-2’: Ülke nüfusu

Geleceği ile ilgili derin kaygılar duymakta olan nüfus kesimlerinin, Türkiye’nin her yerinde giderek artmakta olduğu bir ortamdayız. Ne kent nüfusu kentte kalabilecek uzun erimli bir gelecek görüyor, ne de kır nüfusu kırda kalabilecek bir durum algılıyor.

[Bir şarkının hikayesi] San Francisco/ Scott McKenzie

Scott McKenzie’nin Hippi kültürünü konu alan 'San Francisco (Saçınıza Çiçek Taktığınızdan Emin Olun)' şarkısı, Beatles’ın 'All You Need is Love'ı ile beraber, 'Summer of Love'ın belirleyici şarkılarından biri olarak kabul edilir.

Yandı Çukurova yandı

Türkiye’de tarımın geldiği yer içler acısı. Ülkenin dört bir yanındaki çiftçiler isyan halinde. Diğer taraftan en fazla artış gıda fiyatlarında. Dikkate alınması gereken ciddi bir dengesizlik var.

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Bir güvercini sevmekle başlayacak her şey

Maalesef sorun yarattığı var sayılanlara karşı empati yoksunu, sadece kendi refahını gözeten adaletsiz çözümler üretmek yalnızca 'Güvercin Kakası' kitabındaki kasaba halkına mahsus değil. Katliam Yasası'nı unutmadınız değil mi?

EN ÇOK OKUNANLAR