GDO’ya darbe üstüne darbe

Kamuoyunun açık ve doğrudan muhalefine rağmen Biyogüvenlik Kurulu kararlarıyla aşama aşama Türkiye'ye sokulan Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) tohumlara Türkiye'de bir darbe Danıştay'dan geldi. Öte yandan çokuluslu GDO tekeli Monsanto da Fransa'da böceklere dayanıklı mısır satma planlarını rafa kaldırdığını açıkladı.

Kamuoyunun açık ve doğrudan muhalefine rağmen Biyogüvenlik Kurulu kararlarıyla aşama aşama Türkiye’ye sokulan Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) tohumlara Türkiye’de bir darbe Danıştay’dan geldi.

Danıştay, Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmeliğin  insan ve hayvan tedavisinde kullanılan antibiyotiklere karşı direnç genleri içeren GDO ve ürünlerinin ithalatına ve piyasaya sunulmasına izin veren 6. maddesinde iptal ve yürütmeyi durdurma kararı aldı.

Türk Tabipleri Birliği tarafından açılan davada Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 2011/503 E. ve 29.09.2011 tarihli kararı ile yönetmeliğin 6. maddesinin iptali ve yürütmesinin durdurulması kararını verdi. Söz konusu yönetmelikte insan ve hayvan tedavisinde kullanılan antibiyotiklere karşı direnç genleri içeren GDO ve ürünlerin ithalatı ve piyasaya sunulması yasakken, yapılan değişikle bu durumun önü açılmıştı. Danıştay’ın kararının ardından söz konusu GDO ve ürünlerin ithalatı ve piyasaya sunulması yeniden yasaklanmış oldu.

Danıştay’ın karar gerekçesinde şu ifadelere yer verildi:

“Ülkemizce onaylanan Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesinde ve dava konusu yönetmeliği hazırlanırken esas alınan Biyogüvenlik Kartagena Protokolünde insan, hayvan ve çevre sağlığının, biyoçeşitliliğin ve gıda güvenliğinin söz konusu olduğu durumlarda taraf devletlerin konuya ‘ihtiyatlılık ilkesi’ çerçevesinde yaklaşmaları gerektiği, bu gerekliliğin aynı zamanda Anayasa’nın 56. maddesinden kaynaklanan bir yükümlülük olduğu vurgulanmıştır.

Bu esaslar çerçevesinde insan ve hayvan tedavisinde kullanılan antibiyotiklere karşı direnç genleri içeren GDO ve ürünlerinin orta ve uzun vadedeki zararlı etkilerine işaret eden bilimsel çalışmalar mevcutken, bu tür ürünlerin ülkemize girişine izin veren bir düzenlemenin hukuka uygunluk taşımadığı kararda ifade edilmiştir.”

Öte yandan, GDO’ya bir darbe de Avrupa’da geldi. Çokuluslu GDO tekeli Monsanto, Fransa’da böceklere dayanıklı mısır satma planlarını rafa kaldırdığını açıkladı.

Monsanto, Fransa’da mahkemenin ilgili ürünün satışının yasaklanması başvurusunun geri çevirmesine rağmen, ülkede MON810 ürününü satmayacağını açıkladı. Firmadan yapılan açıklamada, ‘Monsanto, MON810’in 2012 yılı veya daha sonrasında Fransa’da satılabilir olduğunu düşünmemektedir.’ denildi. Geçen hafta da Alman GDO araştırma firması BASF da GDO araştırmalarını Avrupa’dan çekerek sadece ABD’de de sürdüreceğini açıklamıştı.

BASF ve Monsanto’nun kararları GDO’lu ürünlerin Avrupa Birliği’nde rağbet görmemesinin ve AB’de GDO’lu ürünlere karşı güvensizliğin yüksek olduğunun kanıtı olarak gösteriliyor.

Friends of the Earth’ten Adrian Bebb, BASF’ın kararını memnuniyetle karşıladı. Bebb, ‘Bu, Avrupa’da GDO’lu ürünlerin tabutuna çakılmış bir çivi daha. Kimse bunları yemek istemiyor ve az sayıda çiftçi üretmek istiyor. Bu karar, AB’yi daha yeşil ve kabul edilebilir bir çiftçiliğe yönlendirmek için kapıyı açtı.’ dedi.

Kasım ayında da Avrupa Parlamentosu’ndaki Yeşiller grubu, Avrupa Komisyonu’na yaptığı çağrıda, Avrupa’daki hayvan yemlerinin büyük kısmını üreten Latin Amerika ile ticari ilişkilerini, ürünlerin GDO’lu olduğu ve gıda zincirine girdiği gerekçesiyle yeniden gözden geçirme çağrısında bulunmuştu.

(Yeşil Gazete, Karabasan, Euroactiv)

Durukan Dudu
Durukan Dudu

Ekoloji editörü, haberci.

Olduğundan yaşlı gösterir (Sakalı var, ondan). Blues’a aşık. İsveç’te Kırsal Kalkınma yüksek lisansının ardından TEMA ve Buğday gibi STK’larda çalıştı, bu süreç içinde Ormanevi Kolektifi’yle kırsala göçtü, bi’ ekoköy kurmaya çabalıyorlar. Çiftçilik, marangozluk ve ekolojik restorasyon denemelerinden kalan boş zamanlarında koordinatörlük, eğitmenlik, proje yönetimi falan yapıyor. Yaşlanıp emekli olunca bir şehre yerleşmeyi düşünüyor. Mektep, 136.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR