İklim Kriziİklim ve EnerjiManşet

Fosil yakıt şirketleri sonucu biliyordu: İklim krizine katkı yargılanması gereken bir suçtur

0
İllüstrasyon: Chris Burnett / The Guardian

Mark Hertsgaard‘ın yazdığı bu makale, Yeşil Gazete’nin de parçası olduğu Covering Climate Now (CCNow) ağı  ve partnerleri tarafından hazırlanan “fosil yakıt şirketlerinin  iklim krizine nasıl katkıda bulunduğunu ve Amerikan halkına nasıl yalan söylediğini” anlatmayı hedefleyen “İklim Suçları” işbirliği kapsamında oluşturulmuştur.

*

Bugün dünyadaki her insan bir suç mahallinde yaşıyor.

Bu suç onlarca yıldır devam ediyor. Etkilerini bu yaz Amerika‘nın batısında ortaya çıkan korkunç sıcakta ve orman yangınlarında görüyoruz: 2020’de yaşanan mega fırtınalara bilim insanlarının koyduğu isimler tükendi, deniz seviyelerinin küresel çapta en az altı metre yükseleceği tahmin ediliyor.

Tek umudumuz, çocuklarımızın bununla başa çıkmanın bir yolunu bulabilmeleri için bu amansız yükselişi yavaşlatmak.

Bu suç, dünya çapında sayısız insanı yerinden etti veya öldürdü, milyarlarca dolarlık ekonomik hasara neden oldu, hayati ekosistemleri ve vahşi yaşamı mahvetti.

Hızla yükselen denizlerin toprağın tuz seviyesini artırarak pirinç verimini düşürdüğü Bangladeş kıyılarındaki çiftçilerden, mahalleleri  şehirdeki müreffeh bölgelerden daha yüksek sıcaklıklardan muzdarip olan düşük gelirli sakinlere kadar, dünya çapında zaten marjinalleştirilmiş toplulukları orantısız bir şekilde etkiledi.

Bu suç her şeyden önce günümüz gençlerini tehdit ediyor ve medeniyetin bekasını sorgulatıyor. Ve yine de, bu yıkımdan sorumlu suçlular hala serbest. Suçlarını işlemeye ve hatta bundan para kazanmaya devam ediyorlar; çünkü suçları halkın çoğu tarafından bilinmiyor:

Bu suç, fosil yakıt endüstrisinin iklim değişikliği konusunda 40 yıldır yalan söylemesi.

Muhtemelen tarihteki en önemli kurumsal aldatmaca olan endüstrinin yalanları, bilim insanlaırnın şimdi tam teşekküllü bir iklim acil durumu olarak nitelediği tehlikeye karşı kamu bilincini ve alınabilecak eylemleri köreltti.

2020’de aday olan Joe Biden, petrol devlerini yalanlarından dolayı soruşturma çabalarını destekleyeceğini söyledi. Bu sözünü tutacak mı, göreceğiz.

Gazeteciler, suç mahalli kanıtlarını belgelemeye yıllarını adadı:

Los Angeles Times, Inside Climate News ve Columbia Journalism School2015’te ipuçlarını o zamanlar dünyanın en büyük petrol şirketi olan ExxonMobil‘e kadar takip ederek suçu açığa çıkardı.

Kayıtlar, 1970’lerin sonlarında, Exxon‘un kendi bilim insanlarının üst düzey yöneticilerine, insan faaliyeti sonucu küresel ısınmanın gerçek olduğu, potansiyel olarak bir felaket olduğu ve esas olarak fosil yakıtlardan kaynaklandığı konusunda brifing verdiğini gösterdi.

İklim aktivistleri ifşaları ele geçirdi ve #ExxonKnew ( Exxon Biliyordu) hashtag’ini başlattı.

Daha fazla araştırma, Chevron, Shell, BP ve diğer petrol devlerinin de  ürünlerinin Dünya’nın iklimini yaşanmaz hale getirme tehdidini bildiğini ortaya koydu. Kısacası, bu sadece Exxon’ın bildiği bir şey değildi: Hepsi biliyordu.

Ve hepsi bu konuda yalan söylemeyi seçti.

Fotoğraf: Jefferson Siegel / The New York Times

1990’lardan başlayarak, petrol şirketleri, fosil yakıtları yakmanın yarattığı tehlikeler konusunda basının, halkın ve politika yapıcıların kafasını karıştırmak için halkla ilişkiler kampanyalarına milyonlarca dolar harcadılar. Bir planlama belgesinde amaçlarının “küresel ısınmayı gerçek değil, teori olarak yeniden konumlandırmak” olduğu belirtildi.

Dost canlısı politikacılar şirketlerin yalanlarını yaydı. Haber kaynakları, özellikle ABD‘de, bu yalanları yuttu ve şüphelenmeyen bir halkın üstüne saldı.

Nihayetinde insanlık, değerli onyıllarını bu tehdidi etkisiz hale getirmek yerine küresel ısınmanın gerçek olup olmadığını tartışarak boşa harcadı. Yenilenebilir enerjiye geçişi başlatmak yerine fosil yakıt tüketimi arttı.

Şu anda gezegeni ısıtan toplam sera gazlarının yarısından fazlası 1990’dan sonra, yani Exxon ve diğer fosil yakıt devlerinin ne tür bir yıkıma yol açtıklarını gayet iyi öğrenmelerinden sonra salındı.

Yazar ve aktivist Bill McKibben şöyle yazdı:

“Exxon, iklim değişikliği konusundaki sözde tartışmayı 1980’lerde sona erdirebilirdi. NASA’dan Jim Hansen gibi bilim insanları , iklim değişikliği konusunda halkı ilk kez bilinçlendirdiğinde yani 1988’de, Exxon’un CEO’su Kongre’ye gidip kendi araştırmalarının da tam olarak aynı şeyi gösterdiğini söyleseydi ne olurdu, bir düşünün.”

Halka karşı Shell!

Amerikan halkının ‘cepleri’, büyük petrolün suçunu zaten biliyor olsa da, kurbanlarının büyük çoğunluğu neredeyse kesinlikle bilmiyor.

Nasıl yapabildiler?! Büyük petrolün yalan söyleme sicili, büyük ölçüde çoğu haber kuruluşu bunları iklim değişikliğiyle ilgili haberlerine dahil etmediği için, iklim değişikliği hakkındaki kamuoyu anlatısının hiçbir zaman bir parçası olmadı.

2015’teki ilk Exxon Knew ifşaları, onları yayınlayan noktaların çok ötesine geçemedi. İnternet çağında bile çoğu insan için birincil haber kaynağı olmaya devam eden televizyon, ifşaları tamamen görmezden geldi. İş dünyası basınında ve bağımsız medyada, özellikle yıllar sonra New York eyaleti ve diğer yerel yönetimlerin petrol şirketlerine tazminat davası açmaya başladığı birkaç hikaye vardı.

Ancak medya bir bütün olarak büyük petrolün iklim yalanlarının gerçekleştiğini unutmuş görünüyor.

Bu yanlışları düzeltmenin zamanı çoktan geçti. Bugüne kadar, petrol şirketleri, onlardan sorumlu yöneticiler, istihdam ettikleri propagandacılar ve finanse ettikleri politikacılar, büyük ölçüde suçlanmaktan kurtuldular, sadece çok azı, bazen  mali bazen idari cezalar ile bu muazzam zarar için bedel ödemek zorunda kaldı.

İnsanlık, petrol devlerinin iklim yalanlarına kaptırdığı 40 yılı geri alamaz.

Zengin ve fakir ülkelerin eşit şekilde yenilenebilir enerji ve diğer iklim dostu uygulamalar lehine fosil yakıtları bırakması artık aciliyetin ötesinde. Aynı derecede önemli olan, toplumlarımızı, onlarca yıllık gecikmemiz nedeniyle artık önlenemeyecek olan korkunç iklim etkilerine karşı güçlendirmemiz gerekiyor.

Bunların çoğunun parasal maliyeti var. Dünya hükümetleri şu andan itibaren, kimin bunu ne kadar ödediği konusunda kasım ayında yapılacak BM İklim Zirvesi‘ne kadar tartışacak.

Büyük petrolün yalanlarını iklim anlatısının göbeğine geri getirmek, Joe Biden’ın üzerinde durması gereken bilmeceye bir cevap sunacaktır: Petrol devleri biliyordu, cezalandırılmamalı mıydı?

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.