Aydın’ın Didim ilçesinde yüksek kiralar nedeniyle bir aydır evsiz yaşayan bir anne, oğul ve bir kedi, yetkililerden ev bulmaları için destek bekliyor.
13 Ağustos’ta ev sahipleri tarafından oturdukları evden çıkarılan anne Semra Gümüş ve oğlu Volkan Gümüş, kedileri ile birlikte ilçe merkezindeki Kent Meydanı’nda konaklıyor.
Yeşil Gazete‘ye ulaşarak yaşadıklarını anlatan Semra Gümüş, öğretmen olan ev sahibinin atamasının Didim’e çıkması üzerine yüksek kiralar nedeniyle kendi evinde oturmak istediğini, kendisinin ise bunu anlayışla karşıladığını aktarıyor. Herhangi bir tartışma yaşamadıklarını aktaran Gümüş, kendilerini fahiş kiraların mağdur ettiğini ve uzun süredir aradıkları halde uygun fiyatlı bir ev bulamadıklarını bildiriyor.
Gümüş, durumlarını “Böyle bir şey ilk kez geliyor başımıza; gelebilir de, insanız. Kiralar malum çok arttı. Maaşlar kurtarmıyor. Bir oda bir salon ev bulsam kâfiydi bizim için ama onu da bulamadık. Bir ayı geçti, ben hep dışarıdayım. Kahvelerde oturdum, en son buraya geldim artık” şeklinde özetliyor.
Kendilerine kalacak yer bulunması umuduyla Didim Kaymakamlığına başvurduklarını dile getiren anne Gümüş, yetkililerin cüzi bir nakdi yardım yaparak kendilerini geçiştirdiğine değiniyor:
Ben iki üç aydır değil ki, bir senedir ev arıyorum. Zaten kendi maaşımla geçinemiyordum. Dışarda kaldığımızda da haliyle etrafa borçlandım. Kaymakamlık 3,000 TL para verdi ve ‘tamam’ dedi. ‘Sana ev bakamam, bulamam’ dedi. Belki ev bulmamıza yardımcı olurlar diye düşünüyordum ama belediye başkanı, kaymakam, kimse bize bakmıyor. Sadece ev kiralamak istiyorum ben, başka bir şey değil ki…”
‘Hastayım, oğlum bana baktığı için çalışamıyor’
74 yaşındaki Semra Gümüş, sağlık sorunları olduğu için ev bakmasının ve yardım aramasının daha da zor bir hal aldığını belirterek “Ben KOAH hastasıyım. Kalp yetmezliğim var. Bir de düştüm, kalçam kırıldı, platin taktılar. Yürüyemiyorum, tekerlekli sandalye ile idare ediyorum. Oğlum bakıyor bana” diyor.
Oğlunun yazları çalışmaya gittiğini ve kışın döndüğünü aktaran Gümüş, “Şimdi benim için çalışamadı çocuğum, bana baktığı için… Çok zor gerçekten” diye ekliyor.
‘Son günlerimi huzurevinde değil, huzurlu evimde yaşamak istiyorum’
Anne Semra Gümüş, çevredekilerden ve yetkililerden bir bakımevine yerleşmesi önerisinin sıkça geldiğini, ancak kendisinin bunu istemediğini söylüyor:
Sonbaharı evimde yaşayım dedim ama maalesef sonbaharımı öldürdüler benim. Herkes bana huzurevine yerleş diyor ama ben evimde huzurla yaşamak istiyorum. Kedim de var benim, atamam onu…”
Gümüş, yetkililere “Bize maddi yardım etsinler, evimi bulayım” diyerek çağrıda bulunuyor ve ekliyor:
“Ben ölmeden son günlerimi iyi yaşamak istiyorum, evimde. Başka bir şey istemiyorum.”
‘Durumun bertaraf edilmesi doğru değil, kalıcı çözüm istiyoruz’
Semra Gümüş’ün 37 yaşındaki oğlu Volkan Gümüş işe fahiş kiralardan dolayı mağdur olan çok sayıda insan olduğunun ve bu konunun kapsamlı bir şekilde ele alınması gerektiğinin altını çiziyor:
Bu durumda olan başka insanlar da var. Bize de onlara da yardımcı olunmasını istiyoruz. Bir miktar para vererek durumun bertaraf edilmesi doğru değil. Kalıcı ve yerini bulabilecek çözümler elde edilmesi için sağlam bir platform oluşturulması lazım. İlgili yetkililerin gereken şekilde yardımcı olması lazım.”
İlgili kurumları vatandaşların en temel ihtiyaçlarından olan barınma sorununu çözmek için gerekli adım atmamaları yönüyle eleştiren Volkan Gümüş, “Türkiye’deki birçok kuruma neresinden bakarsanız bakın bir şeyler yarım. Görev, gidişat, sonuç… Siyasi görüşü ne olursa olsun halkın memnuniyeti yok. Her iki tarafta da bir bölünmüşlük, bir sıkıntı var” diyor.
‘Dışarıda rahatsız ediliyor, kovuluyor, tehdit ediliyoruz’
Gümüş, şu anda konakladıkları meydanın halka açık bir alan olmasının da bazı zorluk ve endişeleri beraberinde getirdiğini belirtiyor.
Zaman zaman çevredeki insanlar tarafından rahatsız edildiklerini, alandan kovulduklarını ve tehdit edildiklerini belirten Volkan Gümüş dün (12 Eylül) yaşadığı bir olayı aktarıyor:
Dün alkollü bir vatandaş geldi ve sıkıntı yarattı. ‘Burada durmayacaksanız, sizi burada görmeyeceğim, görürsem yanınıza başka türlü gelirim’ gibi şeyler söyledi. Ben buradan çıkıp gitsem bile annemin durumunu göz önünde bulundurmak gerekli. Bu beni bayağı üzdü ve endişelendirdi, şu anda sıfır uykuyla ayaktayım. Kent Meydanı’nın köşesinde her gün bir sivil polis olurdu, tesadüf, o an yoktu. Diyorum ya, her kurumun işleyişinde bir şeyler yarım…”
Yaşanan sorunun tek seferlik olmadığını kaydeden Gümüş, “Bugün bu kişi, yarın bir başkası. Hayatımız tehlikeye girebiliyor” diye ekliyor.