Doğa MücadelesiManşet

Ekoloji aktivistleri Lübnan arazi ıslahını Akdeniz kirliliği konusunda uyarıyor!

0
2017 yılında Beyrut’un kuzeyinde çöpler denize yakın bir çöplükten kıyıya yığılıyor. Beyrut ve ilçeleri her gün yaklaşık 3,000 ton çöp üretiyorlar.

NPR’de Ruth Sherlock imzasıyla yayınlanan haberi Yeşil Gazete gönüllü çevirmenlerinden Mehtap Akdağ’ın çevirisiyle paylaşıyoruz.

***

2017 yılında Beyrut’un kuzeyinde çöpler denize yakın bir çöplükten kıyıya yığılıyor. Beyrut ve ilçeleri her gün yaklaşık 3,000 ton çöp üretiyorlar. // Joseph Eid/AFP/Getty Images

Aydınlık, güzel bir Ekim günü, Lübnanlı balıkçı Emilio Eid Akdeniz’deki teknesinde. Lübnan’ın, uzaktaki doğal dağ sıraları kolaylıkla görülebiliyor.

Fakat onun etrafındaki su, kahverengi ve pislik içindeki plastik parçaları ile çevrili. Şişeleri, diş fırçalarını, kullanılmış bir prezervatifi fark ediyor. Keskin bir koku gözlerini ve boğazını yakıyor.

“Çöp çöp çöp,”diyor Eid ve dönüp kıyıya bakıyor.

Orada, sudan büyük bir tümsek yükseliyor. Sürekli bir kamyon akışı gerçekleşiyor, sıkıştırılmış çöp ve kirin üzerine döktükleri atık Akdeniz’e doğru yüzlerce metre uzanıyor.

Bu, bir tür arazi ıslahı – kıyı şeridini doldurma süreci. Bu iş için binlerce ton çöpü doğrudan denize döküyorlar.

“Plastik avlıyoruz.” diyor balıkçı Emilio Eid. // Ruth Sherlock/NPR

Lübnan kendi çöpünde boğuluyor! Hükümet rakamlarına göre Beyrut ve banliyölerinde günde 3.000 tondan fazla çöp üretiliyor. Yolsuzluk, kötü altyapı ve zayıf hükümet, atık bertarafı konusunda her şeyin işlevsiz kalmasına sebep oldu. 2015 yılında kriz o kadar şiddetlendi ki şehir sokaklarında çöpler aylarca çürümeye bırakıldı. Bu, hükümete karşı kitlesel protestolara yol açtı.

Geçen yıl , geçici depolama alanları şiştiğinde protestolar yine patlak verecek diye endişelendiler. Bu sebeple arazi ıslah projesine yöneldiler, bir çeşit ara çözüme.

Yüklenici Khoury Taahhüt Şirketi tarafından yapılan planlar, yolsuzlukla mücadele eden uluslararası şeffaflık örgütü Lübnan şubesi Lübnan Şeffaflık Örgütü tarafından elde edildi. Örgüt, NPR’ye belgeleri gösterdi.

Proje, yakındaki çöplük alanından alınan çöpleri yeni dolgu alanlar oluşturmak için malzeme olarak kullanıyor.

Lübnan sahilindeki deniz dolgusu projesi çöplükteki malzemeler kullanılarak oluşturuluyor. // Ruth Sherlock/NPR

Lübnan Daily Star Gazetesi’nin Temmuz ayında bildirdiği üzere “çöp depolama alanlarının tamamlanmasıyla denize yüzlere metre uzanacak ve toplamda 600.000 metrekarelik bir alana sahip olacak.”

Çöp depolama alanının inşası, bu durumun Akdeniz’i kötü şekilde kirleteceği konusunda uyarlarda bulunan Avrupa’daki çevresel uzmanları kızdırdı. Yunanistan, İtalya, İspanya ve Fransa gibi Avrupa ülkelerinin deniz boyunca kıyıları var.

“Bu atık yönetimi gerçekten Karanlık Çağlardan geliyor. Demek istediğim bir şeyleri ortadan kaldırmak istediğiniz zaman onu yakmak, onu gömmek ya da onu denize dökmek konusundaki etik,” diyor Greenpeace’in Birleşik Krallık Exeter Üniversitesi’ndeki araştırma laboratuarından çevre bilimci Paul Johnston.

“Temelde burada yapmakta oldukları şey, istenmeyen çöp alanlarını alarak daha az tercih edilen ve en nihayetinde büyük bir deniz kirliliği kaynağı olacak bir çöp depolama sitesi haline getirmek,‘’diyor Paul Johnston.

Atıkların bulunduğu yerdeki depolama alanı 30 yıldan uzun bir süre öncesine, Lübnan iç savaşı günlerine kadar uzanıyor. Uzmanlar endüstriyel atıkların yer aldığı gibi evsel atıkların da bu sahalarda olduklarını belirtiyorlar.

Yüklenici firmanın planları, atığın büyük bir kısmını ‘inert’ yani zamanla etkisiz hale gelmiş olarak tanımlıyor. Sızıntı suyunun – düzenli depolama sahalarından sızan kirletici bir sıvı – zaten tükendiğini söylüyorlar.

Çevre uzmanları, organik atıkların bozulmasına ve sıvıların atılmasına rağmen hala çöplerin deniz yaşamı için tehlikeli maddeleri içerdiğini söylüyorlar.

Greenpeace’ten Johnston, “Bence burada zehirleyici ağır metallerden ev kimyasallarına kadar geniş bir kapsamdaki zehirli kirleticiler bu operasyonla birlikte deniz yaşam alanına karışacaklar,” diyor. “Ve tabii Akdeniz’in hali hazırda zaten çok yüksek olan plastik yüküne katkı sağlayacak.”

Bazı bilim insanlarına, Akdeniz yüzeyinde 1000 ile 3000 ton arasında plastik yüzdüğünü ve her yıl daha da arttığını tahmin ediyorlar.

Yüklenici firmanın, orijinal planında kirliliği sınırlama önlemleri bulunmaktadır. Deniz dolgusu projesinin temelini oluşturacak su altında kalan kısımlarında kullanılacak atığın, vasfını yitirmiş atık – çözülmüş ve artık zarar vermeyen organik atık – kullanılarak ayıklanması gerekiyor.

Projeyi bilen fakat medyaya konuşma izni olmayan ve adını vermek istemeyen bir hükümet yetkilisi, kullanılan atıkların pek de ayıklanmış olmadığını NPR’ye doğruladı. Lübnan’daki çevreciler aynı iddialarda bulundu.

NPR, Ekim ayında tekne ile bölgeye yaklaştı. Dolgu malzemelerinde binlerce plastik şişe, lastik ve diğer çöp parçalarını görmekte zorlanmadı.

Lübnan’da çöp nakleden bir kamyon. // Ruth Sherlock/NPR

Çöpün denizde yüzüp uzaklara gitmesini önlemek için bir bariyer yapılması gerekiyordu. Ama İnşaat denizaltı boru hatlarına etkisi olacağını söyleyen yakınlardaki bir petrol şirketi ile anlaşmazlığa düştüğü için ertelendi.

Bilgilendirilmiş yetkilinin NPR’ye verdiği demeçte, yüklenici firmanın daha az etkili bir bariyer kurduğunu, yüzerek uzaklaşacak çöpü tutmak için bazı bölgelerde bir ağ kullandığını ifede etti.

Yazın sonunda, çevreciler kir ve çöpün doğrudan suyun içine döküldüğü fotoğrafları paylaştılar. Yerel medyada öfkeli manşetlere neden oldu.

Hükümet bu tür atık imha projelerinin devamı için genelde çevresel bir etki değerlendirmesi yapılmasını ister. Ancak bu durumda projeyi hızlandırmak isteyen yüklenici firmaya çalışma bitmeden projeye başlama izni verdi.

Çevre Bakanlığı’ndan medyayla konuşma izni olmayan ve ismini vermeyen bir kaynak NPR’ye, bakanlık personelin projenin değerlendirmeden önce biteceği konusunda alaylı şakalar yaptıklarını anlattı.

Lübnan balıkçıları projenin balık sularını kirlettiğini bilmek için çevre değerlendirilmesinin bitmesini beklemeye gerek olmadığını söylüyorlar.

Balıkçı Emilio önceki yıllara göre daha küçük avlarla geri döndüğünü söylüyor.

“Bu bölgede balıkların hepsi kirlilik nedeniyle öldü,” diyor. “Ya da bu alanda ayrıldılar ve daha derin suya girdiler.”

Lübnan sahilinin bu tarafındaki su uzun süredir kirletilmiş durumda. Yakınlarda çok daha büyük bir liman var ve birkaç fabrika kendi atığı için çıkış olarak kullanıyor. Ancak Eid, deniz dolgu projeleri başladığından beri balık stoklarının son bir yılda dramatik bir şekilde düştüğünü belirtiyor. Durum öyle kötü hale geldi ki o ve diğer balıkçılar yüklenici firmaya, yaşam alanlarını yok ettikleri için dava açtılar.

Eid, neredeyse tüm hayatı boyunca projenin yakınında küçük bir balıkçı limanında çalışmış. Balık ağları rıhtıma yığılmış ve Lübnan bayrakları küçük ahşap teknelerden suya nazikçe vuruyor.

Balık tutmaya çıktığında çoğu kez, ağlarına dolaşmış binlerce plastik parça çekiyor ve neredeyse hiç balık tutamıyor.

‘’Plastik avlıyoruz.’’diyor.

Yüklenici firma, NPR’nin röportaj talebini reddetti.

Projenin kısmen kıyı şeridinde bulunduğu Beyrut’un Jdeideh İlçesi Belediye Başkanı Antoine Gebara, uygulamada sorunlar olduğunu kabul ediyor.

“Biliyorum – dürüst olmak gerekirse – sahada yapılan işlerde yanlışlık var,’’ diyor. “Ancak onları durdurmaya kalkarsam çöp yığınlarının sokaklara yığılma riskini almış olurum.’’

Çevre aktivistleri bunun aynı zamanda yüklenici firma sahiplerine ve onları destekleyen politikacılara günün birinde büyük rantlar sağlayacak yeni alanlar oluşturduğuna inanıyorlar.

Gebara buna itiraz etmedi. Bunun çöpten çok parayla ilgili olup olmadığını sorduğumuzda, “tabii ki” diye cevap verdi.

Lübnan’daki diğer arazi ıslah projeleri – çöp kullanılmayanları – büyük finansal sermaye üretti diye açıklıyor. Bir gün, atıklardan yapılmakta olan bu alan, pahalı gayrimenkul için kullanılabilir diye açıklıyor.

Kendi hükümetine öfkeli olan Lübnanlı çevreciler, projeyi durdurmada diğer ülkelerden yardım istiyorlar. Bunun Uluslararası bir sorun olduğunu söylüyorlar. Çünkü Lübnan’la aynı denizi paylaşan ülkeler bu kirlilikten etkilenecekler.

Çevreci grup olan Terre Liban’ın kurucusu Paul Abi Rached ‘’ Gerçekten Akdeniz’e zarar veriyor,’’ diyor. Deniz hayatında yıkım yarattığını ve neden daha fazla ilgi görmediğini anlayamadığını açıklıyor.

“Bu en önemli sorudur” diyor. “Neden bütün Akdeniz ülkeleri bu insanlık suçuna, doğaya karşı işlenen bu suça tanık oluyor ve hareket etmiyorlar.”

Bunun bir nedeni deniz kirliliğine karşı etkin uluslararası yasal tedbirlerin bulunmaması olabilir.

Lübnan, Akdeniz ülkelerinin denizlerini koruma sözleşmesi Barcelona Sözleşmesinin bir parçasıdır. Fakat sözleşme henüz etkin zorlayıcı mekanizmaları yer almamaktadır. Çoğu durumda, diğer ülkeler yalnızca bir hükümet yardım isteyince müdahale eder. Lübnan, kendi hükümeti projeye destek verdiği için bu konuda yardım istemedi.

Siyaset başka bir faktördür. Hassas bir konu tartışıyormuş gibi tanımlanmak istemeyen bazı diplomatlar, Lübnan’ın mülteci krizinin diğer ülkelerin Lübnan’daki çöp krizini çözmeye yardım etmede isteksizliğe sebep olabileceğini söylüyorlar.

Lübnan Suriye’den 1 milyondan fazla mülteci barındırıyor. Birçok Avrupa hükümeti, Lübnan hükümetinin Lübnan’da kalmalarına izin vermemesi durumunda daha fazla mültecinin Avrupa’ya girmeye çalışabileceğinden korkuyor.

Diplomatlar, çöp yönetimi gibi ilgisiz görünen konularda bile, hükümetlerin Lübnanlıları üzebilecek herhangi bir şey yapmamaya özen gösterdiklerini söylüyorlar.

Bu arada çevreci Rached, asıl acı çekecek olanın Akdeniz olduğunu söylüyor.

 

Haberin İngilizce Orijinali

Muhabir: Ruth Sherlock

Yeşil Gazete için çeviren: Mehtap Akdağ

 

(Yeşil Gazete, NPR)

You may also like

Comments

Comments are closed.