EkolojiKadınManşet

Ekofeminist kadınlar: ‘Doğaya kadına zulmün yeter! Yıkacağız seni ataerki!’

0

Ekoloji Birliği Kadın Meclisi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü‘nde “Bu 8 Mart’ta dağları, ormanları, vadileri rant sistemine terk etmediğimiz mücadele alanlarımızdan, meydanları, sokakları da bize dar eden sisteme karşı inadına sokaklarda, meydanlarda isyandayız!” diyerek meydanlara çağırdı.

Ekokırım pankartı arkasında bir araya gelecek Ekoloji Birliği Kadın Meclisi, “Ekofeministler pankartı arkasında buluşuyoruz; Ekokırım, cinskırım, doğaya kadına zulmün yeter! Yıkacağız seni ataerki!” çağrısında bulundu.

Ataerkil kapitalist sistemin başlangıcında, kadının gücünün temelini oluşturan bütün kadın pratiklerinin yok edildiğinin belirtildiği açıklamada, “Kadınları emeğin yeniden üretimiyle sınırlandıran yeni cinsel işbölümü ile itaatkar, edilgin, kadını sosyal hayattan koparıp ev içine hapseden yeni bir kadınlık modeli inşa edilmiştir. Kadınların emek gücünün yeniden üretimi hiç tartışmasız kapitalist birikim için en önemli etkinliktir ve gerçekleşmesi kadınların karşılığı ödenmemiş ev içi emeğine dayanır” denildi.

“Kadınların emek gücünün üretimindeki emeğinin, ’kadın işi’ biçimine indirgeyip tarihsizleştirerek nasıl görünmez kılındığına, kadınların yaptıkları işin kontrolünü erkeğin otoritesine tabi kılarak kadınların bu işi reddi durumunda erkeğin şiddetinin de meşrulaştırdığına tarihsel olarak tanığız!” ifadelerinin kullanıldığı açıklamada ayrıca şunlara yer verildi:

“İki yüz yıldan da uzun süre maruz kaldıkları devlet terörünün sonucunda, yüz binlerce kadının ‘cadı’ olarak vahşice öldürülmesinin, kadınlara karşı açılmış bir savaş, cinskırım ile kapitalizmin yükselişe geçmesi asla tesadüf değildir farkındayız!”

‘Hem mali hem de çevresel krizlerin cinsiyetli olduğunu söylüyoruz’

Açıklamada ayrıca “Tüm Avrupa’da yaşanan bu cinskırımının hemen sonrasında, yeni dünyanın ‘kolonileştirilmesi’ süreci ile, sömürgeciliğin yeryüzünde ilk ekokırım suçlarını işlediğini de biliyoruz!” ifadelerine yer verildi. Ayrıca şunlar dile getirildi:

“Eril aklın tahakkümcü zorbalığının karşılığıdır yeryüzüne karşı ve yeryüzünde açılan her savaş! Bugün yanı başımızda Gazze’de yaşanılan, binlerce kadın ve çocuğun savunmasızca katledilmesinin nedenidir bu tahakkümcü anlayış! O yüzden hem mali hem de çevresel krizlerin cinsiyetli olduğunu söylüyoruz! Tüm canlı yaşamı üzerinde hakimiyet kurma, endüstrileşmiş bir tahakküm altına alma, yeryüzüyle savaş haline karşılık bir yerden söz kuruyoruz! Ataerkil kapitalist sistemin iki yüzlü İlerlemeci anlayışının bizi içine sürüklediği doğayı metalaştırma ve tüketilecek kaynaklar bütünü olarak görme halini, ormansızlaşma, toprak, hava ve suyu kaybetme pahasına yeryüzünü bir yok oluşun eşiğine getiren bu vahşi sömürgecilik anlayışının karşısındayız!

İlk ekokırımlar sömürgeciliğin, bir ayağıdır vahşi altın madenciliği! İşgal ettikleri yeni kıtalarda yağmacı, sömürgeci anlayış ile yerel halkın kaynaklarına el koyan, doğa üzerinde tahakküm kuran anlayışın devamıdır bugün Erzincan İliç’te yaşanan katliam, ekokırım suçu! Ataerkil Kapitalizmin sömürgecilik anlayışını kadın, doğa ve diğer tüm ötekileştirdikleri üzerinden hakim kılmaya çalıştığı merkezi bir hegomonyaya karşı, tüm ekosistemin işleyişini, hep birlikte içinde bulunduğumuz yaşam ağının varlığını, bütün canlılar ve yeryüzü için kalkan eden ekofeminizimdir kaynağımız. Patriyarkanın içine işlediği; kapitalizme ve onun sömürgeci sistemine karşıdır mücadelemiz!”

More in Ekoloji

You may also like

Comments

Comments are closed.