EnerjiManşet

Dünya’nın uydusu Ay yeryüzü enerji ihtiyacının anahtarı olabilir mi?

0
Dalgalarla uçmak. Minetso'nun uçurması sekiz çizerek süzülüyor, akıntılar tarafından sürülüyor ve bir türbine güç veriyor.

The Guardian’da Damien Carrington imzasıyla yayınlanan haberi Yeşil Gazete gönüllü çevirmenlerinden Mert Gevrek’in çevirisi ile paylaşıyoruz

***

Gelgit enerjisi, aydan sağlanan tek yenilenebilir enerji kaynağı. Mevcut olağanüstü cihazlar, bu hayati enerji potansiyelinin kilidini açmayı vaat ediyor.

Dalgalarla uçmak. Minetso’nun uçurması sekiz çizerek süzülüyor, akıntılar tarafından sürülüyor ve bir türbine güç veriyor. Fotoğraf: Minetso

Dünya genelindeki bazı gruplar, dev uçurtmaları, kanat-kanatçıkları kullanarak ve hatta zıplama sırıklarını, balinaların hava deliklerini ve hatta insan kalbini taklit ederek okyanusların muazzam gücünü kontrol etmenin doruğuna ulaştılar.

Bin yıldır denizler sahilleri dövmekte ve denizcileri kaderlerine doğru sürüklemektedir. Meydan okuma çok büyük, buna karşı ödül de. Enerjiye aç bir dünya için büyük miktarlarda temiz, güvenilir ve yenilenebilir kaynaklardan elektrik.

Bu vahşi ve yıpratıcı ortamda, harekete geçmek ve sorunluluk üstlenmek ürkek olanlara göre değildir. Pazartesi günü Swansea kentindeki 1.3 milyar poundluk gelgit projesinin hükumet tarafından reddedilmesinde gösterdiği gibi maliyetler endişe verici düzeyde yüksek seyretmeye devam ediyor. Besse’den sigortacı Fransız François Renelier, “ Hiç şüphesiz, denizel yenilenebilir enerji projelerinde bazı aksilikler meydana gelebilir, “ diyor.

Fakat okyanus enerjisi sektörü yeni fikirlerle ve milyar dolarlık yatırımlarca desteklenen, olağanüstü cihazlar geliştiren yüzlerce şirketle büyümektedir. Ani gelgit dalgalarını dizginleyen mücadeleciler arasında, süzülerek uçan ve dalan, 12 metre genişliğindeki sualtı uçurtması da var.

Kuzey Galler’deki Anglesey’de 25 milyon poundluk sıra dışı bir yatırım olan Minesto şirketinden Martin Eklund, “Gelgitlerle uçuyoruz,” diyor. “Asıl avantajımız, düşük akıntılardan enerji üretebiliyor olmamızdır. Kaynak bol ve her yerde.”

Okyanus enerjisi taraftarları bu kaynağa elde etmenin hayati olduğunu belirtiyorlar. Sıcaklıklar küresel çapta yükselmeye devam ediyor ve dünya halkları, temiz enerji üretimini hızla artırmak zorundalar. Rüzgar ve güneş enerjisi 2013 ile 2016 arasında yüzde 75 oranında artmasına rağmen, hala dünya elektriğinin yüzde 10’luk kısmını ve hatta toplam enerji talebinin daha da azını sağlamaktadır.

İrlanda Sürdürülebilir Enerji Otoritesi’nden Declam Meally, “Seyahat edebilmek, evlerimizi ısıtmak ve diğer aktiviteler için deniz dâhil elimizi atabileceğimiz gelen her türlü yenilenebilir enerji kaynağına ihtiyaç duyacağız,” diyor.

Okyanus Enerji Sistemleri isimli, 25 okyanus ülkesinden müteşekkil koalisyon, 2050 yılında bugünkü küresel kapasitenin hemen hemen iki kati olan 750 GW dalga ve gelgit enerjisi kapasitesine ulaşılacağı tahmininde bulunuyor. Avrupa Birliği 2050 itibarıyla birliğin toplam elektriğinin yaklaşık yüzde 10’una denk düşen 100 GW enerji temin etmeyi planlıyor.

Galway Körfezinde bir okyanus enerji şamandırası, ¼ ölçekli enerji konvertöri. Fotoğraf: Ocean Energy.

İrlanda’dan Hindistan’a, Kore’ye kadar birçok ülke harekete geçmekte ve oldukça mütevazı bir miktarla başlamış olsa da, gelgit ve dalga enerjisi kapasitesi 2017 yılında ikiye katlanmıştır. Çin 2010 yılından beri okyanus enerjisine 200 milyon dolar yatırmış ve Avrupa Birliği ise son on yılda kamu ve özel yatırımlar birlikte ele alındığında 3 milyar avro düzeyinde yatırım gerçekleştirmiştir.

En gelişmiş olanı gelgit enerjisidir. Rüzgar tribünlerinin rüzgarları yakalamasına benzer şekilde hızlı gelgit akımlarından istifade eden kanatlı tribünler yerleştirilmektedir. Atlantis Resources tarafından Petland Firth kanalında inşa edilen ve dünyanın ilk büyük ölçekli gelgit donanımı olan Meygen projesi, şebekeye güç vermeye başladı. Bununla birlikte üç kanatlı tasarım üzerine kurulmuş olan rüzgar endüstrisinden farklı olarak, su altı tasarımcıları ayrıca dört ve altı bıçaklı versiyonları da test etmektedirler.

Hâlihazırda Kanada’nın Fundy Körfezi’ne konuşlanmış olan OpenHydro devasa bir bufa balığının ağzını andıran uçları içe dönük kanatlı 16 metrelik dev halkalar kullanmaktadır. Bununla birlikte üreticiler, dünyanın ilk gelgit dalga türbini üretim tesisini geçen hafta Cherbourg’da açtılar.

Fransa’daki HydroRequest ve Çin’deki LHD gibi fuar alanındaki bir atlıkarıncaya andıran şekilde dönen dikey türbinler de mevcut ve hatta bir şirket, yüzen balıklardan esinlenerek dalgalanan bir membran yapmıştır.

Dalga enerjisi elde etmek gelgitlere göre daha zordur. Bu sektördeki anahtar kelime “beka”dır. Avustralya’daki Wave Swell’den Tom Dennis, “Şu ana kadar geri kalan tek şey, bu aşırılıklara dayanacak bir şey inşa etmenin maliyetidir,” diyor.

Gelişen dalga teknolojisini, kendisinin rekor kiran dayanaklılık koşusuyla kıyaslıyor: “622 günde 622 maraton koştum ve bu, deniz enerjisi teknolojisi geliştirmekten çok daha kolaydı, en azından daha az zaman aldı.”

Wedge Global gibi başka dalga cihazları, zıplama sırıkları veya fırtına esnasında su altındaki ördek gibi, bir direk üzerinde yukarıya ve aşağıya zıplayan şamandıralar kullanmaktadır. Corpower isimli bir diğeri ise kötü hava şartlarının etkisini kırmak için insan kalbinden ilham alınan hidrolik bir sistem kullanmaktadır. Yönetici Patrik Möller, “Bunun büyük fırtınalarda nasıl açılacağı ve kapanacağı dalga enerjisi için önemli bir meydan okuma oldu,” diyor.

Penguin dalga enerjisi konverteri denizde bir yılı aşkın süreli teste dayandı. Fotoğraf: Jan Oelker/Wello.

Penguin adlı ilginç biçimli bir gemi, farklı bir yaklaşım sergileyerek dönen bir ağırlık içinde enerji elde etmek için dalgalarla döne döne ilerlemektedir. Wello’daki Fin yapımcılardan Ali Pekcan, onun özellikle kuvvetli olduğunu ispatladığını belirtiyor. “Birçok fırtınaya atlattı. Herhangi bir cihazı hiçbir bakim ve onarım olmadan bir yıldan fazla bir süre denizde tutmak muhteşem bir başarıdır.”

Denizdeki kabarmalar nedeniyle ileri ve geri süpürülen deniz tabanı flapları kullanan WaveRoller gibi kanatçıklar yerleştirilmektedir. Bir diğeri, Wave Piston, basınçlı suyu bir jeneratör vasıtasıyla itmek için 185 metrelik bir boru boyunca uzanan çark kanatlarından yararlanmaktadır.

Wave Piston’un şimdiye kadar karşılaştığı en büyük zorluk, kurulumun denizcilik otoriteleriyle birlikte kaldırılmış olmasına rağmen sisteme çarpan endüstriyel büyük römorkör olmuş. Şirketten Martin von Bülow, “Bazısı iyi, bazısı kötü, birçok macera yaşadık,” diyor.

Yaygın olarak peşine düşülmemiş bir teknoloji gelgit lagün enerjisidir. Bu teknolojide, düşük gelgitte türbinler aracılığıyla serbest bırakmak ve yüksek gelgitte deniz suyunu yakalamak için inşa edilen geniş, pahalı duvarlar var. Fransa ve Kore’dekiler dahil şimdiye kadar inşa edilenler, bir ulaşım bağlantısı sağlamak gibi farklı amaçlarla yapılan deniz setlerinden yararlanmışlardır.

Seri üretime geçen teknolojiler görünürlük kazanmasına karşın, söz konusu sektör Avrupa’dan Çin’e, Kanada’ya kadar yüksek düzeyde desteklenmektedir. Avrupa Çevre, Denizcilik İşleri ve Balıkçılık Komiseri Karmenu Vella, “Denizden, temiz, yenilenebilir enerji tüm doğru kutuları işaretliyor,” diyor.

Karmenu Vella geçen hafta Cherbourg’daki Uluslararası Okyanus Enerjisi Konferansı’nda “Bu durum iklim değişikliğinin yıkıcı hayaletiyle yüzleşen bir dünyada yeni meslekler ve iktisadi değerler için bolca potansiyel barındıran çığır açan bir endüstridir, ayrıca sera gazı salımlarımızı şiddetle azaltırken ev yapımı enerji tedarik etmemizi sağlamaktadır. “

Fransa Ploueze’te, Brehec Körfezinde Navel Enegies tarafindan Brehec Körfezi’nde yapılmış dünyanın en büyük sualtı türbinlerinden biri. Fotoğraf: DCNS

Danimarka’nın erkenden harekete geçerek, rüzgar türbin üretim piyasasını ele geçirme yöntemi, önde gelen birçok ülkeye ilham vermektedir. Dünyanın en büyük gelgit aralığına sahip körfezine ev sahipliği yapan Nova Scotia’nın eski yenilenebilir enerji direktörü Bruce Cameron, “Herkes bir sonraki Danimarka olmaya çalışıyor,” diyor ve ekliyor, “fakat farklı bir teknoloji için.”

Bununla birlikte okyanus enerjisinin ticarileşmesi noktasında önemli bir engel baş gösterdi: Devasa çiftliklerin ortaya çıkmasıyla geçen yıl kıyıdan açıkta rüzgar enerjisinin maliyetinde çarpıcı bir düşüş yaşandı. Avrupa Birliği Çevre Komiseri Karmenu Vella, “Kıyıdan açıkta rüzgar enerjisinin Avrupa’da bir asırlık geçmişi varken, okyanus enerjisi hala emekleme aşamasındadır,” diyor.

Bu durum Birleşik Krallık hükumeti gibi bazı hükümetlerin sübvansiyon desteklerini denizel rüzgar çiftliklerine yönlendirmesine yol açtı. Bu ise dalga ve gelgit enerjisi geliştiricilerini başarılı testler ile maliyetleri düşürecek tam ölçekli üretim arasında sıkışmış bir halde bıraktı. İsveçli dalga enerjisi firması Seabed’den Marcelle Askew, “Onlar bunu ölüm vadisi olarak adlandırıyorlar ve biz oradayız,” diyor.
Buna rağmen bazı ülkeler hala destek vermeye devam ediyor: Kanada’nın bir destekleme projesi var ve masraflara ilişkin Maliye Bakanlığındaki endişelere rağmen, Fransa’nın önümüzdeki aylar içerisinde büyük bir ihale düzenlemesi bekleniyor.

Okyanus enerjisi destekçileri bunun, kıyıdan açıkta rüzgar enerjisine ilaveten sıfır karbonlu bir dünyaya doğru ilerleme kaydetmek için gerekli olduğunu söylüyorlar. Gelgit enerjisi, özellikle yıllar öncesinden net bir biçimde tahmin edilebilir olmanın avantajına sahiptir.
OpenHydro’nun yapımcısı, Naval Energies CEO’su Laurent Schneider-Maunoury, “Yeryüzünün etrafında ay döndüğü sürece, daima gelgit enerjisi olacaktır. Fakat günlerce hiç rüzgar olmayabilir,” diye ifade ediyor.

EDF’nin Paimpol-Brehat projesinde, Naval Energies’in OpenHydro tribün pervanesinin sokulması. Fotoğraf DCNS

Ayrıca şirketi, elektrik üretmek için yüzey ve derin sular arasındaki ısı farkından yaralanarak 7/24 enerji sağlayan başka bir okyanus enerjisi teknolojisi araştırıyor. Diğer okyanus enerjisi teknolojileri gibi, bu da birçok küçük ya da yalıtılmış yerleşimlerde kullanılan pahalı dizel jeneratörlerle her halükarda rekabet edebilir.

ABD’de okyanus enerjisini güçlü bir biçimde destekleyen Oregon senatörü Arnie Roblan, en büyük dalgaların dahi mevsimsel zamanlamasının iyi olabileceğini belirtiyor. “Kış fırtınaları yaz fırtınalarından daha fazla enerji getirmektedir, enerji kullanımıyla (ısınma) tamamen örtüşen” diyor.

Üstesinden gelinmesi gereken tek konu maliyet değildir ve sahil topluluklarının projelerden kendilerinin istifade ettiklerinden emin olunması ve yunusların, fokların ve balıkların şimdiye kadar konuşlandırılan cihazlardan kaçınıyor görünmelerine rağmen, deniz yaşamının tehlikede olmadığının ispatlanması gerekmektedir.

Büyük soru ortada durmaya devam ediyor: okyanus enerjisi önümüzdeki yıllarda, önemli bir yenilenebilir enerji dalgası sağlayabilecek midir? Sektörü 25 yıldır analiz etmekte olan, Birleşik Krallık’taki Southampton Üniversitesi’nden Prof AbuBakr Bahaj gibi bazılarının şüpheleri bulunuyor ve “Sahiden emin değilim” diye ifade ediyor.

Atlantis’teki geliştiricilerden Drew Blaxland gibi diğerleri birçok teknolojinin çalıştığını ispat ettiğini, şimdi ise üretimi arttırmak ve maliyetleri düşürme zamanı olduğunu söylüyor. Mesajı pervasız: “Canavarı uyandırın, hayalarından yakalayın ve üzerine çıkın.”

 

Makalenin İngilizce orijinali

Haber: Damien Carrington

Yeşil Gazete için çeviren: Mert Gevrek

 

(Yeşil Gazete, The Guardian)

More in Enerji

You may also like

Comments

Comments are closed.