Devlet Su İşleri (DSİ), Dünya Kültürel Miras listesinde bulunan 8 bin yıllık Hevsel Bahçeleri’nin tampon bölgesinde başlattığı ancak UNESCO’nun uyarısı ve kentteki sivil toplum örgütlerinin tepkisi üzerine durdurduğu sazlık ve bataklık ıslah çalışmasına yeniden başladı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca hazırlanan “Dicle Vadisi Rekreasyon Alanı” isimli projenin ilk etabı kapsamında Devlet Su İşleri’nin (DSİ) Dicle Vadisi’nde başlattığı sazlık ve bataklık ıslah çalışması, ağaç kıyımına dönüşünce tepkiler artmış çalışma durdurulmuştu. Birçok endemik türün bulunduğu bölgedeki ağaçların kesilmesiyle birlikte UNESCO’dan da uyarı gelmiş, kentteki sivil toplum kuruluşları da yoğun tepki göstermişti. DSİ, durdurduğu çalışmayı yeniden başlattı.
Mezopotamya Ajansı’ndan Lezgin Akdeniz’e konuşan Hevsel Koruma Platformu üyesi ve Diyarbakır TMMOB İl Kordinasyon Kurulu Sekreteri Doğan Hatun, DSİ’nin iş makinelerinin koruma altına alınan Hevsel Bahçeleri’nin tampon alanında çalışma yaptığını ve Dünya Kültür Mirası Varlıkları için Etki Değerlendirmesi Raporu’nun hazırlanmadığını söyledi.
Hevsel Bahçeleri’nin DSİ’nin tehdidi altında olduğunu ifade eden Hatun, “DSİ’nin Silvan Köprüsünden Hevsel Bahçelerine doğru ilk birinci kilometresinde, sözde güzelleştirme, ıslah etme projesi tampon bölgesine giriyor. Tampon bir nevi belirlenen miras alanını koruma için bir settir. Bunun da korumasını devlete yükler. UNESCO burası için herhangi bir açıklama yapmaz, mücadele vermez. Sadece listesine alır ve bütün dünyaya duyurusunu yapar. Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçesi Dünya Miras Listesindedir. Korumasını devlet yapar. Devletin korumaması halinde bölgede zarar ve tahribatlar meydana gelirse sorgusuz sualsiz Kültürel Dünya Miras Listesinden çıkarılıyor” şeklinde konuştu.
Dicle nehrinin resmiyette nehir statüsünde olmadığını hatırlatan Hatun, “Dicle nehrinin resmi statüsüne niye kazandırılmadığını ve bundaki ısrarın ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Amaçları ıslah etmeyse, güzelleştirmeyse, gerçekten samimi bir şekilde bir şeyler yapılacaksa ilk olarak Dicle nehrinin nehir statüsüne kazandırılmasıdır. Köprünün yukarı kısmında kalan 30 kilometrelik alanda kum ocakları, bentler, setlerle 16 milyon metrakarelik bir alanı yerle bir etmişler. Suni göletlerle bataklığa dönüştürmüşler. Dicle nehrini önemsiyorlarsa orayı güzelleştirsinler. Nehir statüsü olsaydı her iki tarafından 50 metre boyunca kıyı koruma bandından dolayı bir kazma bile vurulamayacaktı. Kıyı koruma bandı üzerinde herhangi bir çalışma yapılamaz. UNESCO’ya, Hevsel Bahçesi ve Dicle Vadisine rağmen böyle bir proje yapamazsınız diyeceğiz. Gerekirse orada çadır kurup otururuz yine müsaade etmeyiz” ifadelerini kullandı.
(Mezopotamya Haber Ajansı, Yeni Yaşam Gazetesi)