1 Kasım 2017’den beri tutuklu bulunan Osman Kavala cezaevinde ikinci doğum gününü geçiriyor. Dostları Kavala’nın doğum günü için mektuplar, makaleler, şiirler, resimler, fotoğraflar ve kolajlardan oluşan bir kitap hazırladı. Kitabı Sezgin Tanrıkulu’ndan teslim alan Kavala, “Cezaevinde yattığıma değdi” dedi.
Dostları, 202 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan hak savunucusu ve iş insanı Osman Kavala’nın 62’nci yaş günü dolayısıyla bir kitap hazırladı. Kitap Kavala’nın, lise ve üniversite döneminden arkadaşlarının, sanatçıların, yazarların ve sivil toplum kuruluşlarından isimlerin yazdığı mektuplar, makaleler, şiirler, resimler, fotoğraflar ve kolajlardan oluşuyor.
327 ismin farklı çalışmalarıyla katkı verdiği kitapta, Kavala’ya mektup yazan isimlerden Murathan Mungan, şunları söylüyor:
Sevgili Osman Kavala,
Ömrünün daha şimdiden 700 gününü yok yere dört duvar arasında geçiren birine yeni yaşında “sadra şifa” yerine geçebilecek ne söylenir, bilemem. Bu memleketin tarihinde içeriği, türü değişse de modelleri hiç değişmeyen “zulüm tekrarları” hayatımızı törpülediği gibi, kelimelerimizi de kurutup aşındırıyor. Dolayısıyla sade olmakta yarar var: Doğum günün kutlu olsun!
Bu ülkenin tarihinde ve şimdisinde pek çok insan yinelenip duran bu zulüm döngüsünden bir şeyler öğrendi, yaşadı, gördü. Herkes bir biçimde payına düşeni aldı, alıyor. Ama gene de insan tükenmedi. Bilmediğin şeyler söyleyecek değilim, ayrıca dört duvar arasında ne kadarı teselli yerine geçer, onu da bilemiyorum, ama gene de söylemek isterim. Zulmün hükmü şimdiki zamana geçer. Resmî tarihin ömrü dünyanın her yerinde kısadır. Tarihte şöyle bir takas vardır: Senin şimdiki zamanından çaldıklarıyla sana bir “geniş zaman” yaparlar. Belki onlar devrin locasına kurulup devrana hükmettiklerini sanırlar, ama kendilerinden bir geniş zaman yapamazlar. Zamanın da dört duvarı vardır. Oraya hapsolan onlardır. Aslolan öteki tarih ve öteki hafızadır, içini geniş tut isterim: Senin bu memleket için yaptığın alçakgönüllü ama değeri yüksek katkılar öteki hafızada çoktan yerini aldı. Bugüne dek yaptıkların, çabaların, katkıların seni çoktan bir “Türkiye kıymeti” kıldı. Biliyorsundur, onlar senden ve senin durumundaki benzerlerinden zamanını değil, başka bir şeyi söküp almak istiyorlar aslında. Ne kadar makam, mevki, güç ve servet sahibi olsalar da kendilerinin hiçbir zaman sahip olamayacakları bir şeyi: itibarı, itibar da bir “Hayat kıymetidir” çünkü. Şimdiki zamandan geniş zamanın hafızasına yayılır. Zamanla ve sabırla kazanılan, ama çok çabuk kaybedilen bir şeydir; kendin kaybetmedikçe de kimsenin elinden alamayacağı bir şey. Onu hapsetmeye dört duvar yetmez. Yeni yaşın, sana içinde tutulduğun dört duvarı değil, hayata attığın imzanın ömrünü uzattığını hatırlatsın. Neyse lafı uzatmayayım, çıktığında bir gün Gezi Parkı’nda oturup çay içeceğiz, söz mü?
Açık Radyo, Agos ve Hrant Dink Vakfı Ailesi, Anadolu Kültür ve Depo’nun fotoğraflarla katkıda bulunduğu doğum günü kitabında Ayça Telgeren çizimleriyle, Fazıl Say notalarıyla, Nazar Büyüm şiirleriyle yer alıyor.
Kavala: Cezaevinde yattığıma değdi!
Kavala’nın doğum günü için Cezayir Restoran‘da buluşan dostları Adalet Bakanlığı’na gönderilmek üzere hazırlanan mektubu imzaladı. Dostlarının hazırladığı kitabı cezaevine götüren Sezgin Tanrıkulu ise, Kavala’nın tepkilerini şöyle anlattı: “Çok duygulandı. Kitabı aldı eline baktı. Gözlüğünü takmamıştı. Kendi gözlüğümü verdim. İnceledikten sonra kitabın kapağını kapattı ve ‘Cezaevinde yattığıma değdi’ dedi.”