Doğa MücadelesiManşet

Dicle’de tehlike çanları çalıyor: Barajlar, kum ocakları ve HES’ler nehri kurutuyor

0

Yıllarca coşkusuyla akan, masallara, hikayelere konu olan Dicle Nehri  kum ocakları, barajlar ve Hidroelektrik Santraller (HES) nedeniyle can çekişiyor. Bölgede yazların sıcak geçmesi nedeniyle debisi düşen nehir bir de insan eliyle yok edilmek isteniyor. Üzerinde kurulu barajların kontrolsüz bir şekilde su tutması nedeniyle nehirde yaşanan kuraklık gözle görünecek şekilde artmış durumda. Nehir yatağında suyun çekildiği yerlerden biri de Şırnak’ın Cizre ilçesi. Ekoloji Derneği Başkanı Güner Yalnıç nehirdeki debi düşüklüğünün nedeni olarak barajları gösterdi.

Beyar Özalp’in Evrensel’de yer alan haberine göre, su kullanım sözleşmelerine uyulmadan tamamen şirketlerin ticari çıkarlarını gözeterek su tutan baraj ve HES’ler Dicle Nehri’nde kuraklığa neden oluyor. 24 saat boyunca faaliyette olan kum ocakları nedeniyle de Dicle Nehri’nde yaşayan balıkların soyları tehlikede, iş makineleri nehirden her kum çıkardığında milyonlarca balık larvası ölüyor.

Ekoloji Derneği Başkanı Güner Yalnıç, nehir üzerinde Dicle ve Kralkızı barajları inşa edildikten sonra suyun debisinin düştüğünü vurguladı. Yalnıç, Dicle Nehri’nin Diyarbakır ve Bismil ilçesi arasındaki 60 kilometrelik alanda debi düşüklüğünden dolayı nehir vasfını yitirerek dere statüsü kazandığını belirti. Dicle’nin literatüre Basra körfezine dökülen nehir olarak girdiğini söyleyen Yalnıç, nehrin  dere statüsüne getirilmesiyle yasal olarak talana ve yağmaya izin verilmiş olduğunu ifade etti. Yalnıç, “Dicle nehri üzerinde aktif olarak iki tane baraj yer alıyor. Nehirdeki su debisi zaten düşmüş durumda bir de tarımda kullanılmasıyla daha da düşük seviyeye geliyor. Kum ocakları da büyük tahribata neden oluyor. Özellikle dere yapılan alanda kum ocaklarının açtığı devasa çukurlardan kaynaklı suda kirlilik oluşuyor ve yaz aylarında nehirde su akamayacak seviye düşüyor” dedi.

“Suyu ticarileştirmeyi planlıyorlar”

Devlet Su İşleri’nin (DSİ), HES yapan şirketlere HES’in üzerinde kurulu olduğu nehir ve derenin suyunun kullanım hakkını da verdiğini belirten Yalnıç, barajlarda ise suyun şirketler eliyle çiftçilere satılmasının planladığını ifade etti. Yalnıç, şunları kaydetti: “DSİ, suyu ticarileştirerek TEDAŞ gibi şirketler eliyle çiftçilere satmayı planlıyor, hatta bunun için birtakım çalışmalarda başlatmış. Zaten Ilısu Barajı sulama için yapılan bir barajdır. Böyle olunca zaten küçük çiftçi suyu para ile alamayacağı için bitecektir ve tarımda tekelleşmenin  önü açılacaktır.”

“Yağma ve talan için OHAL yok!”

OHAL nedeniyle bölgede yaşanan doğa tahribatını tam olarak tespit edemediklerini ifade eden Yalnıç, “Bu süreçte sermayenin yağma ve talanı devam ediyor. Sermayenin yaptığı her türlü talan ve tahribat için herhangi bir yasak yok. Kum ocakları son hız çalışmalarına devam ediyor, Hevsel’de ağaçlar kesiliyor, tarım alanları yok ediliyor. Bunlar için bir yasak yok. Ancak bizim bunlara karşı durmamız yasak. OHAL, olduğu sürece bunlara karşı bir mücadele yürütemiyoruz. Yerinde tespit edemediğimiz için etkili mücadele edemiyoruz. Bu OHAL sadece bize OHAL ama sermaye, ranta, talana OHAL’de herhangi bir kısıtlama yok. Eğer yaşam alanlarını savunursanız her köşe başında bir OHAL’le karşılaşırsınız” dedi.

“Devlet Su İşleri nehir yatağını değiştirdi”

Barajlar ve kum ocaklarıyla talan edilen Dicle nehri, DSİ ve kayyım atanan Cizre Belediyesi eliyle de talan ediliyor. Nehir yatağını korumak için önlem alması gereken DSİ, bunun yerine Dicle Nehri kenarında belediye ile beraber yaptığı parklar için nehrin yatağını değiştirdi. Nehrin su akış yönünü değiştiren DSİ bununla da yetinmeyip nehrin ortasında bir set oluşturdu.

 

(Evrensel)

You may also like

Comments

Comments are closed.