Akbelen DirenişiDoğa MücadelesiEkolojiManşet

DEVA’lı Rızvanoğlu’ndan Akbelen’e Meclis’ten destek: 2.5 yıllık kömür için değer mi?

0
Rızvanoğlu

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı, İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, bugün TBMM’de Akbelen Ormanı’ndaki ağaç kıyımı hakkında bir basın açıklaması düzenledi.

Akbelen’in diğer ormanlar gibi iklim değişikliğine karşı bir tampon görevi gördüğünü hatırlatan Rızvanoğlu, yöre halkının “çevre sürgünü”ne uğramasına karşı çıkacaklarını belirtti.

Rızvanoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

İkizköy, “çevre sürgünü’ne direniyor

Akbelen meselesinin en önemli boyutlarından birinin yöre halkının hayatının kökten değişecek olması olduğunu söyleyen DEVA milletvekili, “Bu bölgedeki termik santraller için 20’ye yakın köy yerinden edilmişti. Bu köylerde geleneksel yaşam sonlandırıldı, kültürler kayboldu, insanlar baba ocaklarından edildi. İkizköylüler de kaderleri aynı olsun istemiyorlar. Yöre halkı burada kalmak, ekmek, biçmek ve kendi topraklarında temiz havayı solumayı arzuluyorlar. Yaşamlarının bir günde değişmesine razı değiller. Yani kısacası sürgüne gitmek istemiyorlar. İkizköy’deki insanlar iktidarın onlara dayattığı çevre sürgününe karşı çıkıyorlar. Sadece bir şirketin çıkarları için köylünün hayatları darmadağın ediliyor” diye konuştu.

‘Birileri zenginleştirilecek diye yapılanlar reva mı?’

Rızvanoğlu Akbelen’de aynı zamanda çok ciddi bir tarım ekonomisinin bulunduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

“Köylüler, ‘Hani toprak, hani su, biz nasıl yaşayacağız, çocuklarımıza ne bırakacağız, bu yaştan sonra nerede mekân tutalım’ diyorlar.  75 yaşındaki Zehra Teyze, hasta yatağından çıkıp ormanı savunmaya geliyor. Soruyorum; bu insanları hasta yatağından kaldırmaya ne hakkınız var? Birileri daha zengin olacak diye bu insanlara yapılan reva mı? Eğer bir toprakta hak hukuk çiğnenirse oradan bereket de akmaz. ”

40 bin ağaç kesildi

Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Hüsrev Özkara‘nın kendileri için hızlı bir çalışma yaptığını, buna göre Akbelen’de yaklaşık 40 bin ağacın kesildiği bilgisine ulaştıklarını bildiren vekil, “Yetkililere soruyoruz: Akbelen’de kesilen toplam ağaç sayısı kaç? İktidar tarafından ormanlar konusunda anayasa ve uluslararası taahhütler açıkça çiğneniyor. Anayasa’nın 169. maddesinde  ‘Devlet ormanların korunması ve sahaların genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır’ hükmüne rağmen Akbelen, iktidar eliyle adete göz göre göre çölleştiriliyor” dedi.

‘Karbon yutak alanı ormanları yok etmek tarihi bir hata’

Akbelen’in diğer ormanlar gibi iklim değişikliğinde önemli bir karbon yutak alanı olduğuna da dikkat çeken Rızvanoğlu, şöyle devam etti:

“Yani iklim değişikliğine karşı bir tampon görevi görüyor. Bu nedenle ormanların yok edilmesine tarihi bir hata olarak bakıyoruz. Bu durumda Paris İklim Anlaşması ne olacak? Bakanlığın verdiği iklim hedeflerini nasıl tutturacağız? Bu iktidar döneminde, 2021 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda Türkiye’nin de bulunduğu 100’den fazla ülke Küresel Orman Finansmanı Taahhüdü’nü imzalayarak 2030’a kadar ormansızlaşmayı ve arazi bozulmasını durdurma ve tersine çevirme sözü verdi. Peki verilen bu sözler yerine getiriliyor mu, hiç sanmıyoruz.”

DEVA Partisi’nin ‘yeşil çizgileri’ var

Valilik tarafından yapılan açıklamada malum şirketin saha rehabilitasyonu için 130 bin fidan dikeceği söyleniyor. Peki kaybolan koca bir ekosistem nasıl geri gelecek? Yeni dikilen fidanlarla, yaşlı bir ağacın sera gazı emme yeteneğiyle aynı değil. Yeni dikilen bir ağacın tam fonksiyonlarını yerine getirmesi için ortalama 100 yıla ihtiyacımız var. Ekosistemden, iklim değişikliğinizden anladığınız bu mu sizin? İktidar iklim değişikliğiyle samimi olarak mücadele etmek istiyorsa en başta ormanlarına sahip olarak mücadeleye başlamalı. DEVA Partisi olarak yeşil çizgilerimiz var diyoruz. Bu yeşil çizgilerimizden bir tanesi ormanların yani yutak karbon alanlarının göz göre göre yok edilmesi. İktidar bizzat kendisi ‘yeşil vatan’ olarak tanımladığı ormanlarımızı maalesef koruyamıyor. Akbelen’i savunmayı bir vatanperverlik meselesi olarak görüyoruz.”

Güneş santralleri kurmak varken?

Akbelen konusunda enerji ihtiyacı üzerinden bir algı oluşturulmaya çalışıldığına da vurgu yapan Evrim Rızvanoğlu şu bilgileri verdi:

” Deniyor ki bu sahada faaliyet sürmezse 2024 yılından sonra burada elektrik üretimi olmayacak.’ Şirket buradaki iki termik santralin Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 2,5’ini karşıladığını söylüyor. Şirketin resmi internet sitesinde ormanın altında 33,3 milyon ton linyit yatağı olduğu iddia ediliyor. Bu rakam iki termik santralin sadece 946 günlük yakıt ihtiyacını karşılayabiliyor. İktidara soruyoruz: İki buçuk yıllık kömür için Akbelen’i katletmeye değer miydi? Dünya kömür yerine yenilenebilir enerjiyi önceliklendiriyor. Ülkemiz aslında bu anlamda birçok Avrupa ülkesine göre de şanslı. Böyle bir coğrafyaya sahipken önceliğimiz neden yenilenebilir enerji değil? Neden güneşi bol olan Muğla’da güneş santralleri kurmaya öncelik vermek varken neden tercih edilmiyor? Bunların hepsi tabii ki önce planlamadan geçiyor. Hükümet önce doğru planlama, fayda-zarar hesabı yapacak ki bu ülke kalkınsın.

Yaşananlar Türkiye’ye yakışmıyor

CAN Europe’un hazırlamış olduğu rapora göre, 2018-2043 yıllarında her bir termik santral 50 yaşını dolduruncaya kadar çalışmaya devam ederse santrallerden kaynaklı hava kirliliğinin 5 bin 300 insanın erken ölümüne yol açacağı öngörülüyor. Termik santrallerin olduğu bölgelerde yaşayan veya çalışan insanlar bu vatanın evladı. Bu vatandaşlar, ekmek parası için bu santrallerde çalışmak zorundalar. Daha iyi bir çalışma ortamı, insan hayatına yakışır işler olsa, kim tercih etmez? İktidarın görevi ve sorumluluğu da tam burada başlıyor. Güçlü devlet olmak da tam bu demek. Sonuç olarak çözüm, güçlü devlet iddiasının hakiki olmasından geçiyor. Kuru slogandan, iktidarın her zamanki hamasetinden değil. İktidar tarafından içinde bulunduğumuz yıl, Türkiye Yüzyılı olarak atfedilirken Akbelen’de yaşananları Türkiye’ye yakıştırmıyoruz.”

 

You may also like

Comments

Comments are closed.