ManşetTürkiye

Demirtaş: MHP’nin hazırladığı AKP’nin son halini verdiği iddianameyi reddediyoruz

0

Aralarında HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile Akademisyen Beyza Üstün ve Cihan Erdal’ın bulunduğu 28 kişinin tutuklu yargılandığı Kobane Davası’nda tutukluluk incelemelerinin yapılacağı ara duruşma Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.

Toplamda 108 kişi hakkında açılan dava 26 Nisan’da görülmeye başlanacak. Ancak bugün yapılan ara duruşma ile dosya kapsamında tutuklu bulunan 28 siyasetçinin tutukluluk incelemeleri değerlendirilecek.

Savcı tutukluluğun devamını talep etti

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada iddia makamının mütalaası ile başladı. İddia makamı, siyasetçiler hakkında suç işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesi ve somut deliller olduğunu, tutuklamanın orantılı olduğunu ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağını belirtti. Savcı, dosyadaki tüm siyasetçiler için tutukluluk devam yönünden karar verilmesini talep etti.

‘İddianameyi iade etmeliydiniz’

Savcılık mütalaasının ardından tutuklu siyasetçiler tutukluluk hallerine dair savunma yaptı. İlk olarak HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş konuştu.

Kronos 34’ün aktardığına göre mahkemenin, Kobani iddianamesini iade etmesi gerektiğini kaydeden Demirtaş, “İki gün önce Anayasa Mahkemesinin HDP kapatma iddianamesine yönelik aldığı kararı sizin de almanız gereken bir karardı. Bilmem kaç yüz sayfalık ‘Kobanê iddianamesi’ adı altında düzenlenmiş pespaye belgeyi iade etmeliydiniz” ifadelerini kullandı.

‘Arkadaşlarımın özgürlüğünü talep ediyorum’

Demirtaş savunmasında “MHP Genel Merkezinde hazırlandığı ve AKP Genel Merkezinde son halinin verildiği açık olan o pespaye iddianameyi reddediyoruz, mütalaayı da reddediyoruz” dedi.

Kendisiyle ilgili herhangi bir talebi olmadığını belirten Demirtaş, “Bütün arkadaşlarımın özgürlüğünü talep ediyorum. Arkadaşlarım ülkenin onurlu siyasetçileridir, hepsinin tahliyelerini talep ediyorum. Kendim hariç.” şeklinde konuştu.

Yüksekdağ: Antidemokratik bir tutum

Sonrasında söz alan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ortada hukuki açıdan değerlendirilecek bir şey olmadığını kaydederek, “Meselenin siyasi olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu garabete bir son verilmesini talep ediyorum. Bir garabetle, anti demokratik bir yaklaşımla karşı karşıyayız. Bu sadece bize yönelik de değil bütün Türkiye’ye yönelik düzenlenmiş bir saldırı ve hazırlanmış bir garabettir. O nedenle buna son verilmesi gerekiyor” dedi.

Son dönemlerde yapılan açıklamaların siyasetin seyri ve gidişatının bu yargılamaların ne anlama geldiğini çok açık ve net biçimde ortaya koyduğunu belirten Yüksekdağ şöyle devam etti:

Bizler siyasi bir operasyonla karşı karşıyayız, bu hukuki bir yargılama değildir. Sizleri hiç değilse ele güne karşı en azından daha fazla rezil kepaze olmamanız için hukuka uygun davranmaya davet ediyorum.”

‘Arkadaşlarımız serbest bırakılsın’

Demirtaş gibi kendisinin de kendi için bir şey talep etmeyeceğini dile getiren Yüksekdağ, “Ben de Selahattin gibi kendi adıma bir şey talep etmiyorum ama içine sürüklendiğimiz bu tablodan çıkış için de sizlerin vicdana göre hareket etmesini bekliyorum” dedi.

Yüksekdağ, “Arkadaşlarımızın serbest bırakılması ve bu davanın kapatılması, bu tablodan çıkışa yardımcı olacaktır. Benim için mesele bundan ibarettir” ifadelerini kullandı.

Tuncel: Mahkeme tiyatroya döndü

Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel de savunmasında, “İddianamede o kadar çelişkiler var ki. Mahkemeniz bunu nasıl kabul etti? İktidar ısmarlama bir şey yapmış” dedi.

HDP’nin kapatılması istemiyle hazırlanan iddianamenin iadesine ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “AYM de kapatılsın” açıklamasına değinen Tuncel, “Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Ciddiyeti yok bu durumun. Türkiye demokrasisinin temelini oluşturan bir partinin siyasetçilerini yargılıyorsunuz. Acele bir şekilde hazırlanmış, kopyala-yapıştır yapılmış, onun dışında somut hiçbir delil yok. Türkiye açısından vahim bir durum. Kürt meselesini tiyatroya dönen mahkeme salonlarında mı çözeceksiniz? Usulüne uydurmaya çalışıyorsunuz. Burada bir adalet çıkmaz. Bu nedenle tahliye falan istemiyoruz. Ama sizin hukuka ve kendi yasalarınıza saygınız varsa, buradaki tüm arkadaşlarımızı serbest bırakmanız lazım” ifadelerini kullandı.

Kışanak: Demokrasi tarihine kapkara bir leke

Tuncel’in ardından Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Eşbaşkanı Gülten Kışanak’ın savunması alındı. Sözlerine “Mahkeme heyetine seslenmeyeceğim. Çünkü bu iddianamenin Türkiye yargı demokrasi tarihine kapkara bir leke olarak geçtiğini mahkeme heyeti de biliyor” diyerek başladı. Kışanak, şöyle devam etti:

Bizi de kendilerini de yormasınlar. AKP çıksın karşımıza. Irkçı ittifak çıksın karşımıza biz de onlara sözümüzü söyleyelim. Bedel neyse ödedik, ödemeye de devam edeceğim. Kendim için bir şey istemiyorum ama diğer tüm arkadaşlarımızın özgürlüğünü istiyorum.”

Ata: 6-7-8 Ekim’e ışık tutacağız

HDP’li eski vekil Ayla Akat Ata ise savunmasında “6 yıl aradan sonra açılan bir davadan bahsediyoruz. İddianameyi en azından 6-7-8 Ekim’e dair bir kronoloji oluşmuş. Ben de o dönem saldırıya uğrayan biriyim. Dosyada müşteki olarak yer almam gerekirken yargılanıyorum. Belki de bu dosyanın açılmasında bir hayır vardır. O süreçte öldürülen her insan adına araştırılmasını, yargılamasını ortaya koyacaktır. Ama şu an bizler yargılanıyoruz” dedi.

Ata savunmasının devamında “Bizler karanlıklara ışık tuttuk, bu nedenle bugün 6 yıl sonra açılan bir soruşturma var. Bu nedenle mağdur olan arkadaşlarımız sanık olarak yargılanıyorlar. Her işte bir hayır vardır. 6-7-8 Ekim’e yaptığımız savunmalarla ışık tutacağız. Yaptıklarımızı savunacağız, iddianamedeki hiçbir suçlamaya karşı savunma yapmayacağız. Belki bu vesileyle 6-8 Ekim olaylarına ışık tutmuş olacağız. Ne sizin ne de bizim söyleyeceklerimizin bu dosya kapsamında etki etmeyecektir. Bu nedenle kendim için tahliye istemiyorum ama tüm arkadaşlarımın özgürlüğünü istiyorum” ifadelerini kullandı.

Üstün: Neden altı yıl sonra?

Savunmasında bu davanın hukuktan yoksun, tamamen siyasi bir müdahale olduğunu dile getiren HDP’li eski vekil Beyza Üstün de “Bu demokrasiye, HDP’nin tüm programına müdahale. Ama hiçbir şekilde siyasetimizden ödün vermeyeceğiz. Türkiye için öncü bir siyaset yürütüyoruz. Tam da bu nedenle 6 yıl sonra Kobanê soruşturması başlatıldı. Ne oldu da 6 yıl sonra tekrar düğmeye basıldı?” diye sordu

HDP’nin o dönemki MYK’si, siyaset yapan vekiller ve siyasetçiler olarak birdenbire evleri basılarak gözaltına alındıklarını ifade eden Üstün, “Gözaltına alınma şekli de dahil olmak üzere şuan tutuklu olma durumumuz tamamen hukuksuz. 6 ciltlik iddianamenin tamamına baktık. Derme çatma bir iddianamenin karşısındayız. Tutukluluğumuz inceleniyor ama ortada delil yok. Çünkü suç yok biz siyasetçiyiz ve siyaset yapmaya da devam edeceğiz. Ben bir kadın siyasetçiyim. Hayatımda neyi gördüysem araştırmalar yürüttüm şimdi de siyaset yürütüyorum. Bu bizim özgürlüğümüze müdahaledir. Buna son verin. Hepimiz adına tahliye istiyorum” dedi.

Ayna: Savcılık hakkında dava açılmasını istedim

DBP eski Eş Genel Başkanı Emine Ayna da, savunmasında şunları belirtti: “Uzun yıllardır siyaseti bırakmış biri olarak siyaset yapasım geldi. Asıl mahkeme 26 Nisan’da başlayacak. İddianameye dair bağıra bağıra söylemek istediğim çok şey var, 26 Nisan’a bırakıyorum” dedi.

Avukatına savcılık hakkında derhal bir dava açmasını istediğini belirten Ayna,  “Çünkü yapılan suçlamalarla iddianame içinde yer alan deliller arasında en ufak bir bağlantı yok. Deliller birkaç yerde yaptığımız konuşmalar. Bu konuşmalarda Öcalan’a özgürlük istemişim. Ne alaka, bunların hepsini tek tek 26 Nisan’da açacağım. Ancak tutuklamanın devamlılığını gerektiren hiçbir şey yok. Bu nedenle hakkım olan tahliye talebimi iletiyorum” ifadelerine yer verdi.

Adıbelli ve Ölbelci’den Kürtçe savunma

Kadın siyasetçilerden Meryem Adıbelli ve Zeynep Ölbeci ise Kürtçe savunma yaptı. Adıbelli, savunmasında “İddianame baştan sona kadar boş. Suçlanacağımız bir durum yok. Ben dosyayı ve bize dair iddiaları hukuki bulmuyorum. Baştan sona kadar siyasi bir dosya. Bu nedenle hem arkadaşlarımın hem de kendim için tahliye istiyorum” dedi.

Ölbeci de, “Bu davayla bizi korkutmaya çalışıyorlar ve siyasi bir davadır. Bir Kürt kadınlar üzerinde defalarca denediler ama biz korkmuyoruz ve geri adım atmıyoruz. Çünkü bir haklıyız. Erdoğan ‘Kobanê düştü düşüyor’ dediğinde İŞİD Êzîdî kadınları kaçırıyordu. Kürt kadınlarına yapılan zulmü dünde kabul etmedik buğun de tüm kadınlara yapılan zulmü kabul etmiyoruz. Bu nedenle elimizden ne geliyorsa yapacağım isterlerse yıllarca hapis versinler” dedi.

Fotoğraf: MA

Gür: İktidarın talimatıyla açıldı

HDP Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Nazmi Gür de davanın siyasi olduğunu belirtti. Gür, “İktidarın talimatlarıyla açılmış bir dava olduğunu biz de dünya da biliyor” dedi. AİHM’in Demirtaş kararına da değinen Gür, “Sizin derdiniz 6-7-8 olaylarından ölen insanların gerçek faillerin açığa çıkarması değil. Bunun üstünü örtmektir. Bizi siyasetten alı koymaya çalışıyorsunuz” dedi.

İktidarın açık bir şekilde yargıya talimat vererek dava oluşturduğunu belirten Gür, “Bu davanın siyasi olduğunun bir diğer kanıtı partimiz hakkında açılan kapatma davasıdır. Hazırlana iddianamenin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı’nın iradesiyle açılmadığını siz de çok iyi biliyorsunuz. Bu nedenle adil bir karar vereceğinize inancım kalmadı. Mahkemenin taliye kararı vererek bu utançtan kurtulmasını talep ediyorum” şeklinde konuştu.

Altınörs: AİHM kararıyla iddianame çöktü

Savunmasında siyasi bir davayla karşı karşıya olduklarını söyleyen HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Alp Altınörs de yine kopyala-yapıştır şeklinde hazırlanmış bir iddianameyle açılmış parti kapatma davasıyla karşı karşıya olduklarını kaydetti.

AYM’nin kopyala-yapıştır olduğu için reddettiği iddianamenin kabulünden bir hafta önce AİHM’in Demirtaş kararı çıktığını hatırlatan Altınörs, “AİHM kararı bizleri de ilgilendiriyor. AİHM kararında, iddianamenin tüm içeriği AİHM kararıyla çökmüştür. İddianamenin tüm kurgusu 6 yıl geriye dönük. Ama AİHM mahkemenizi de bağlayan kararda ‘HDP’nin İŞİD terör örgütüne karşı bir çağrı’ yapmıştır diyor. Bizim çağrımız barış ve demokrasi içermektedir. AİHM de bunu net hükme bağlamıştır” ifadelerini kullandı.

28 kişi tutuklu yargılanıyor

Altınörs’ün savunmasının ardından iki saatlik ara verilen duruşma, diğer siyasetçilerin savunmalarıyla devam edecek. Dava kapsamında tutuklu yargılanan kişiler şu şekilde:

HDP eski Eşbaşkanları Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, yerine kayyum atanan Kars Belediye Eş Başkanı Ayhan Bilgen, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Emine Ayna, eski milletvekilleri Ayla Akat Ata, Beyza Üstün, İbrahim Binici, HDP eski Parti Sözcüsü Günay Kubilay, HDP yeni dönem Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Alp Altınörs, HDP Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Nazmi Gür, HDP Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Ali Ürküt, HDP eski saymanı Zeki Çelik, HDP eski MYK üyeleri Bülent Barmaksız, Can Memiş, Cihan Erdal, İsmail Şengül, Mesut Bağcık, Bircan Yorulmaz, Dilek Yağlı, Pervin Oduncu, Berfin Özgü Köse, Ayşe Yağcı, Zeynep Ölbeci, HDP eski Milletvekili Aysel Tuğluk, DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Diyarbakır eski Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak ile HDP eski MYK yesi Nezir Çakan ve Meryem Adıbelli.

 

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.