TürkiyeDoğa MücadelesiEkolojiManşet

CHP’den rapor: Yeşil Yeni Düzen, pandemiden çıkışta önemli bir siyasi söylem ve pratik olabilir

0

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Doğa Hakları ve Çevreden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı, Merkez Yürütme Kurulu‘na (MYK) sunmak üzere bir rapor hazırladı.

Yeşil Yeni Düzen’in pandemiden çıkışta önemli bir söylem ve pratik olabileceği belirtilen raporda İzmir‘de deprem konutlarının yapılacağı alanda yaşanabilecek sel felaketinden Kayseri’de açılmak istenen maden ocağına kadar birçok konuya değiniliyor.

‘İklim krizi seçmenler için önemli’

Geçtiğimiz hafta yayınlanan İklim Haber ve Konda tarafından yürütülen iklim değişikliği ve çevre sorunları algısına ilişkin ankete atıfta bulunan raporda, Türkiye’de yaşayan insanların iklim krizini koronavirüsten daha tehlikeli bir sorun olarak gördüğü belirtiliyor.

Raporda “İklim krizi ve çevre sorunları seçmenler üzerinde etki yaratmaktadır. Bu nedenle, iklim krizi ve çevre sorunlarına bir politik ve ekonomik yönelim sağlandığında, halkın desteği alınacaktır” ifadeleri yer alıyor.

Çoğunluğun pandemi sonrası ekonomiyi kalkındırmak için yeşil ekonomi seçeneklerini tercih ettiği belirtilen raporda “Yeşil Düzen/Mutabakat, pandemiden çıkışta çok kolay dinlenen ve takip edilen bir siyasi söylem ve pratik olabilir” deniliyor.

İzmir’de inşa edilecek deprem konutları

Raporda Türkiye gündemindeki diğer çevre sorunlarına da değiniliyor. 26 Kasımtarihli Resmi Gazete‘de yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararları ile İzmir Bayraklı İlçesi ile Bursa İnegöl İlçesi’ndeki bazı alanların orman sınırı dışına çıkartılmasına karar verildiği hatırlatılan raporda “İlçede tapuda orman olarak kayıtlı 375 hektarlık alanda deprem konutları inşa edileceği iddia ediliyor” deniliyor. 

Türk Mühendis ve Mimarlar Odası Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu konut yapılacak alanda sel felaketi yaşanabileceğine dikkat çektiği belirtilen raporda devletin ormanları koruma zorunluluğuna dikkat çekilerek şunlar belirtiliyor:

İklim krizi, iklim değişikliğine bağlı aşırı doğa olaylarıyla mücadele kapsamında acil önlemler alınması gereken dönemde, AKP iktidarı ormansızlaştırma politikaları yürütmektedir. Bu durum kamusal varlıklarımızın korunması, artırılması ve geliştirilmesi; sosyal hukuk devletinin ödünsüz olarak yaşama geçirilmesi ilkelerine de aykırıdır.

Anayasanın 169. maddesinin birinci fıkrası gereğince Devlet, doğal kaynaklarımızın en önemlilerinden birisi olan ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gereken tedbirleri alıp kanun koymak ve bütün ormanların gözetimi ödevini yerine getirmek durumundadır.

Maden ocağı atıkları dere yatağına dökülüyor

Raporda, Balıkesir‘e bağlı Balya İlçesi Koyuneri Köyü‘nde bulunan Metehan Hafriyat’a ait maden ocağı atıklarının dere yatağına döküldüğünden de bahsedildi. Ayrıca, Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin kömür ocağı havzasında incelemelerde de bulundu. Raporda konuyla ilgili şu bilgiler paylaşıldı:

Ensar Aytekin’e bilgi veren şikayet sahipleri toprak zemin üzerinden alınan numunelerin incelenmesi sonucuna göre bu arazide madene izin vermenin katliama izin vermekten farksız olduğunu ifade etmişlerdir. Maden, atıklarını dere kenarına bırakmakta olup, bu eylem dahi başlı başına suç teşkil etmektedir. Ayrıca derenin yatağı değişmiştir. Yaşanacak kuvvetli bir yağışta bu yığmanın kayacağı, pasanın biriktirildiği Gölcük Göleti ve Koyuneri Köyü’nün heyelan riskiyle karşı karşıya kalacağı iddia edilmektedir.

Kayseri’de maden açılmak isteniyor

Unesco Dünya Miras Geçici Listesi’ne dahil olan Kayseri ili sınırlarındaki Koramaz Vadisi’nde bulunan Koramaz Dağı‘nda maden açılmak isteniyor. Bölge halkı maden ocağının hayata geçmesini istemiyor.

Vatandaşlar konuya dikkat çekmek için 15 Kasım tarihinde madenin ocağının yakının da basın açıklaması yaparken bazı CHPli yetkililer de bölge halkına hukuki konuda destek verdi.

Basın açıklamasının ardından yetkililer, Kayseri Valisi Şehmus Günaydın‘a vatandaşların talebi iletti ve Günaydın da konuyla ilgileneceğini söyleyip mahkeme sonuçlanıncaya kadar maden ocağının faaliyetlerinin durdurulacağını bildirdi.

Erzincan’da kapasite artışı çalışmaları yapılıyor

Erzincan İliç’te Kanada ve Avusturya borsalarında pay sahibi olan Alacer Gold’un Türkiye’de Çalık Holding ile birlikte kurduğu Anagold isimli firmanın taşeronları bölgede kapasite artışları yapmaya devam ediyor.

Kartaltepe isimli firma tarafından ikinci kapasite artışı ile ilgili Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci kapsamında 26 Kasım’da İliç’te halkın katılımıyla bir toplantı yapıldı.

CHP’nin hazırladığı raporda ‘birbirine komşu birden çok ruhsat sahasında faaliyette bulunan Anagold Firması, farklı firmalar, farklı ruhsatlar üzerinden farklı ÇED başvuruları yaparak, ortaya çıkan çevresel etkinin bütüncül ve kümülatif olarak değerlendirilmesini engelleyecek süreçler işletildiği’ söylenildi.

Rize’de belediye başkanına soruşturma

Rize Fındıklı’da Sahil Parkı Düzenleme ve Dolma Taş Ev Nakli ve Restorasyonu Projesi‘ne AKP’li belediye döneminde alınan belediye meclisi kararıyla Fındıklı Millet Bahçesi ismi verildi ve park içerisinde yer alan yapının adı Millet Kıraathanesi oldu.

Yerel seçimlerden sonra Fındıklı Belediye Başkanı seçilen CHP’li Ercüment Şahin Çervatoğlu, Millet Bahçesi ve Millet Kıraathanesi adını belediye meclisi kararıyla 100. Yıl Atatürk Parkı ve Kazım Koyuncu Kültür ve Sanat Evi olarak değiştirdi. Ancak, belediye başkanı Çervatoğlu ve yedi belediye meclisi üyesine tabela değiştirilirken harcanan 7 bin 400 TL ile kamu zararı oluşturdukları iddia edilerek İçişleri Bakanlığı tarafından soruşturma açıldı. Fakat, söz konusu mekan park statüsünde ve millet bahçesi özelliklerini de taşımıyor.

Raporda, Millet Bahçeleri’ne yönelik ise şu itirazlarda bulunuluyor:

Rehber ile planlanan Millet Bahçelerinin, imar Planları ile yönetilmiyor olması sınırsız yapılaşmanın önünü açıyor.  Millet bahçeleri hiçbir yönden ÇED’e tabi tutulmamaktadır. Mevcut durumda korunması gereken tarihi, doğal ve kültürel alanlar, millet bahçesi projeleriyle bir yanıyla yok edilmekte, diğer yanıyla rant alanlarına dönüştürülmektedir.

İklim Haber ve Konda’nın birlikte hazırladıkları “Türkiye’de İklim Değişikliği ve Çevre Sorunları Algısı 2020” araştırmasına da atıfta bulunan rapor, iklim krizinin koronavirüsten daha büyük bir kriz olduğuna ve krizin insan kaynaklı olduğuna dikkat çekiyor. 

More in Türkiye

You may also like

Comments

Comments are closed.