Çeşme Turizm Projesi’ne mahkemeden ret: Kamu yararına aykırı

Çeşme Turizm Projesi için yaklaşık beş bin hektarlık arazi için verilen 'tarım dışı amaçla kullanıma uygundu' izni iptal edildi. Mahkeme kararında projenin kamu yararına olmadığını bildirildi.

Çeşme Yarımada Turizm Projesi için İl Toprak Koruma Kurulunun 4800 hektarlık alan için verdiği izne karşı Ziraat Mühendisleri Odası tarafından açılan dava sonuçlandı. Toprak Koruma Kurulu’nun verdiği izin, iptal edildi.  Mahkeme kararında imara konu olan alanın “büyük ölçüde doğal özellikleri ile korunmuş” olduğuna dikkat çekerek imar planı ile bölgenin yapılaşmaya/gelişmeye açılmasına yönelik düzenlemenin kamu yararına olmayacağı bildirildi.

Ziraat Mühendisleri Odası, davayı söz konusu arazinin tarım dışı kullanıma açılmasının Anayasa‘ya aykırı olduğuna, Tarım ve Orman Bakanlığı ile İzmir Valiliğinin mutlak tarım arazisini yapılaşmaya açarak kanunun kendilerine yüklediği görevleri yerine getirmediği gerekçelerine işaret ederek açmıştı.

Projeden bir görsel

Dava dosyasında mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazilerinin tarımsal üretim amacı dışında kullanılamayacağı vurgulandı. Ayrıca İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda ve 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı‘nda tarım alanlarının mutlak korunması gereken alanlar olarak belirlendiği hatırlatıldı. Ek olarak üst ölçekli planlara aykırı bir şekilde yapılacak küçük ölçekli planlar için tarım dışına çıkarma kararı alınmış olmasının imar mevzuatına aykırı olduğu belirtildi.

İzmir 7. İdare Mahkemesi‘nce verilen kararda bilirkişi raporuna işaret edilerek hukuksuz olduğu belirtildi:

  • “[…] dava konusu alanın büyük çoğunluğunun marjinal tarım arazisi olduğu ve tarımda kullanımı mümkün olmayan ham toprak olarak adlandırılan ve tarım yapılmamış V-VII sınıf arazileri içerdiği dava konusu alanın büyük bir bölümünün dava konusu işlemle uyumlu olduğu,
  • dava konusu düzenleme ile 698,0519 hektar alan Marjinal Tarım Alanı olarak tanımlanmış olduğu ve bu alanlara ilişkin Tarım Dışı Kullanım İzni verildiği, bu parselleri de içeren alanın genel olarak eğimli ve taşlık bir yapıya ve bölgeye özgü doğal bitki örtüsüne sahip olduğu,
  • alan üzerinde halihazırda tarımsal faaliyetin bulunmadığı görülmekle birlikte, 4.826,30 hektarlık büyüklükte ve mevcutta büyük ölçüde doğal özellikleri ile korunmuş alanda imar planı ile bölgenin yapılaşmaya/gelişmeye açılmasına yönelik düzenlemenin kamu yararına olmayacağı,
  • bölgedeki koruma/kullanma dengesini olumsuz etkileyeceği,
  • mevcutta yüksek kapasitede turizm kullanımına sahip bölgede yeni turizm alanı gereksinimi ile alternatif alan bulunmadığı gerekçe gösterilerek zaten sınırlı olan tarım alanlarının kullanıma açılmasının planlama ilke ve esaslarına uygun olmayacağı,
  • Zeytineli yerleşiminin önemli tarımsal alanlarını içeren bölgeye bitişik olarak ve bu alanı kuşatacak şekilde yapılacak uygulamaların tarımsal alanı ve bu tarım alanın bütünlüğünü olumsuz etkileyeceği,
  • tarım dışı kullanımı uygun görülen marjinal tarım alanlarının imara açılarak kullanımının, tarım alanları yanı sıra koruma statüsüne sahip diğer doğal ve kültürel alanları da (orman alanları, sit alanları, Akdeniz foku yaşam alanları gibi) olumsuz etkileyeceği,
  • tarım alanlarına yönelik geliştirilen plan kararlarının bütünlüğünü bozacağı,
  • davaya konusu işleme dayanak teşkil eden alan içinde bazı alanların özellikle ‘tarla’ vasfında oldukları ve ‘derin toprak yapısına sahip‘ alanlar olduğu,
  • sulama tesis ve alt yapısının bulunmamasına rağmen tek yıllık yağışa bağlı tek yıllık tarımsal ürünlerin yetiştirilmesinin mümkün olduğu, bu nedenle de ‘özel ürün arazisi‘ vasfında olması nedeni ile tarım dışı kullanımlarda kullanımının mümkün olmadığı,
  • alanın imara açılmasının toprağın koruma, kullanma dengesine ve kamu yararına uygun olmadığından dava konusu alanın imar planı yapılmak üzere 5403 sayılı Kanun’un 13/d maddesi uyarınca tarım dışı amaçla kullanılmasının uygun görülmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.”

Ne olmuştu?

Projeyle ilgili halihazırda bir temyiz davası sürerken İl Toprak Koruma Kurulundan 28 Şubat 2022’de 4800 hektarlık alan için izin çıkmıştı.

Çeşme’de yer alan 4.826,30 hektarlık tarım arazisinin 698,0519 hektarlık kısmında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” kapsamında imar planı yapılmak üzere tarım dışı amaçla kullanımının uygun görülmesiyle ilgili 26 Nisan 2022’de Tarım ve Orman Bakanlığınca onay verilmişti.

Söz konusu izne İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) temsilcileri şerh koymuş ve kurul kararının iptali için de ayrı dava açmışlardı.

Mahkeme ZMO‘nun açtığı davaya, Büyükşehir’in müdahilliğini kabul etmemiş, Büyükşehir Belediyesi de koruma kurulu kararına karşı ayrı bir dava açmıştı.

Proje, ‘İzmir’in Kanal İstanbul‘u olarak anılıyordu.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

[COP29] Nihai anlaşma sağlandı: Yılda 300 milyar dolar iklim finansmanı

Bakü'deki COP29 uzun tartışmaların ardından ve protestolar eşliğinde gelişmekte olan ülkelere yönelik iklim finansmanı için yılda 300 milyar dolar taahhüdüyle sona erdi. Hedef 2035'e kadar 1,3 trilyon dolar.

[COP29] Başkanlığın yeni finansman teklifine eleştiri yağdı: Şaka ile hakaret arasında bir şey!

Nihai metin taslağında gelişmiş ülkelere yönelik iklim finansmanı için 250 milyar dolar teklif edilmesi bu ülke temsilcileri ve sivil toplumu ayağa kaldırdı: Sorumsuz ve ahlaksızca!

[COP29] Yeni taslak metin yayımlandı: 2035’e kadar 250 milyar dolar iklim finansmanı

COP29 Başkanlığı'nın yeni nihai taslak metninde gelişmekte olan ülkelere 2035'e kadar 250 milyar iklim finansmanı öngörülüyor. Ayrıca 1,3 trilyon dolar toplama yönünde daha geniş bir hedef belirleniyor.

[COP29] BAE’den Suudilere uyarı: ‘Fosil yakıtlarda uzaklaşma’ya itirazı sonlandırın

Bakü'de Suudi Arabistan'ın COP28'de mutabakat altına alınan 'fosil yakıtlardan uzaklaşma' taahhüdünün geri alınması çabaları, komşusu ve müttefiki, petrol ülkesi Birleşik Arap Emirliklerini bile kızdırdı.

ABD, zürafaları ‘tehlike altındaki türler yasası’ kapsamına alıyor

İklim krizi ve vücut parçalarından yapılan süs eşyalarına yoğun talep nedeniyle sayıları yüzde 77 oranında azalan zürafalarla ilgili girişimin kaçak avlanmayı azalması umuluyor.

EN ÇOK OKUNANLAR