Almanya’nın Bonn şehrinde Fiji başkanlığında dün başlayan 23. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nın (COP 23) ilk gününde Türkiye için de önemli gelişmeler yaşandı. Türkiye’nin talebi üzerine, Fiji Başkanlığı, Türkiye’nin “özel koşullarını” gündeme aldı.
İklim Haber’de yer alan verdiği bilgiye göre Paris Anlaşması’nı imzalayan ama iklim finansmanı ve teknoloji transferi mekanizmalarına erişemediği için heniz onaylamayan Türkiye’nin sorunlarını çözmek için önemli adımlar atılırken alınan karara göre, Almanya İklim Baş Müzakerecisi Jochen Flasbarth Bonn’da düzenlenen COP23’de Türkiye ve Birleşmiş Milletler arasında arabuluculuk görevini üstlenecek.
Arabulucu Almanya
Almanya Delegasyon Başkanı Flasbarth, Türkiye ile UNFCCC’deki (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi) statüsü ve özellikle iklim finansmanı almaya uygunluğu konusunda görüşmelerde bulunacak.
2015’te Fransa Başkanlığında yürütülen Paris Anlaşması müzakereleri sırasında, Başkanlık ileride Türkiye’nin “özel koşulları” ve iklim finansmanı ihtiyacının tanınacağına dair söz vermiş ve Türkiye’yi Paris Anlaşması’nı kabul etmeye ikna etmişti.
Bonn’da ilk gün gerçekleşen müzakerelerin ardından yaşanan bu önemli gelişmeyle, uzun yıllardır devam eden bu tartışmalı konuda ilk defa somut gelişmeler yaşandı. Bu gelişme, Türkiye ile Birleşmiş Milletler arasında tıkanan ve uzun yıllardır ilerleme kaydedilemeyen iklim müzakereleri açısından son derece önemli. Finansman konusunda bir mutabakata varılabilirse, Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı yürürlüğe koyacağı ve iklim değişikliğine karşı yapılan küresel mücadeleye katılacağına dair bir ümit bulunduğu da belirtiliyor.
25 yıldır çözülemeyen düğüm
Türkiye ile Birleşmiş Milletler arasındaki iklim düğümü 25 yıldır devam ediyor. 1992 yılında Batılı müttefikleriyle birlikte hareket eden Türkiye, tüm OECD ülkeleri gibi Sözleşme’de hem Ek I hem de Ek II ülkesi olarak yer almıştı. Türkiye’nin bu durumu, iklim değişikliğiyle mücadele yolunda önlemler alması ve gelişmekte olan ülkelere finansman sağlaması gerektiği anlamına geliyordu. 2001 Fas’ta yapılan toplantıda, Türkiye’nin kendi başvurusu üzerine geçiş ülkesi sayılarak Ek II’den çıkarılmış ve diğer Ek I ülkelerinden farklılaştırılmasını sağlayan “özel koşullar” ibaresi eklenmişti.
Türkiye’nin mevcut iklim rejiminde, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ndeki yükümlülükler sebebiyle Paris Anlaşması’nın en önemli mekanizmalarından biri olan Yeşil İklim Fonu’na erişimi bulunmuyor. Ancak Türkiye gelişmekte olan bir ülke olduğu gerekçesi ile Yeşil İklim Fonu ve benzeri iklim finansmanı mekanizmalarına ulaşmak istiyor.
2010’da Global Environmental Facility’den (Küresel Çevre Fonu -GEF) finansman alma hakkı elde eden Türkiye, Paris Anlaşması’nın (henüz etkin bir başarıya ulaşmamış) finansman mekanizması olan Green Climate Fund’dan (Yeşil İklim Fonu) finansman desteği talep ediyor.
(İklim Haber.org)