BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) tarafından yayımlanan İnsan Ticareti Küresel Raporu’na göre, istismara karşı savunmasızlığı artıran COVID-19 salgını, iklim değişikliği ve diğer krizlere rağmen insan ticareti mağdurlarının sayısı azalış gösteriyor.
Düşük ve orta gelirli ülkelerde tespit edilen mağdur sayılarının azalmasıyla, küresel ölçekte tespit edilen mağdurların sayısı 2020 yılında önceki yıla kıyasla yüzde 11 düşüş gösterdi.
UNODC İcra Direktörü Ghada Waly, “Bu son rapor pandeminin nasıl insan ticaretine karşı savunmasızlıkları artırdığını, kurbanları kurtarma ve suçluları adalete teslim etme kapasitelerinin daha da zayıflattığını gösteriyor” dedi.
Krizlerin istismarı artırmasına izin veremeyiz. BM ve donör topluluğunun, insan ticareti tehditlerine yanıt vermesi ve özellikle aciliyet gerektiren ülkelerde kurbanları tespit edip korumak için en çok da gelişmekte olan ülkelerdeki ulusal makamlara destek vermesi gerekiyor.
Yedincisi yayımlanan rapor, 141 ülkeyi kapsıyor ve 2017 ile 2021 yılları arasında tespit edilen insan ticareti vakalarına dayalı olarak küresel, bölgesel ve ulusal düzeylerde insan ticareti kalıpları ve akışları hakkında genel bir bakış sunuyor.
İklim krizi, bir stres çarpanı olarak kişilerin insan ticaretine karşı savunmasızlığını artırıyor.
İklim değişikliğine bağlı olarak topraktan alınan verimin düşmesi insan ticareti için ekonomik kırılganlığa yol açıyor.
Öte yandan hava şartları nedeniyle meydana gelen felaketlerden, iklimden kaynaklanan, insan ticaretine karşı kırılgan göçlere zemin hazırlayabilir.
2021’de, 23,7 milyon insan hava kaynaklı doğal afetler tarafından yerinden edilirken, diğer birçoğu da iklim kaynaklı yoksulluktan kaçmak için ülke sınırlarının dışına çıktı.
Rapor, iklim krizinin insan ticaretini artırmasının önüne geçmek için önerilerde bulunuyor. Bu öneriler genel olarak şöyle:
Pandeminin, tacirlerin faaliyette bulunma fırsatlarının azaltmasının yanı sıra kolluk güçlerinin mağdurları tespit etme kapasitelerini de zayıflatmış olabileceği düşünülüyor.
Kamusal alanlar kapalı olduğundan ve ilgili kısıtlamalar bu tür ticareti daha gizli ve daha az güvenli yerlere iterek mağdurların tespit edilmesini zorlaştırmış olabileceğinden, pandemi sırasında daha az cinsel istismar amaçlı insan ticareti vakası tespit edildi.
Küresel olarak, insan ticareti suçlarından mahkum edilenlerin sayısı da 2020’de bir önceki yıla kıyasla yüzde 27 azaldı. Özellikle Güney Asya‘da yüzde 56, Orta Amerika ve Karayipler‘de yüzde 54 ve Güney Amerika‘da yüzde 46 olarak kaydedilen keskin düşüşler, 2017’den beri UNODC tarafından takip edilen eğilime ivme kazandırıyor.
Raporda yer alan mahkeme vaka analizi, insan ticareti mağdurlarının tespit edildiklerinde insan tacirlerinden kendi başlarına kaçtıklarını ve aslında ‘kendi kendilerini kurtardıklarını’ gösteriyor.
Kaçan ve kendi inisiyatifleriyle yetkililere ihbarda bulunan mağdur vakalarının oranı yüzde 41 iken, mağdurların yüzde 28’ı kolluk kuvvetleri, yüzde 11’i ise topluluk üyeleri ve sivil toplum üyeleri tarafından tespit ediliyor.
Birçok insan ticareti mağdurunun kendilerini kurban olarak görmeyebileceği veya kendilerini istismar edenlerden kaçmaya teşebbüs edemeyecek kadar korkabileceği düşünüldüğünde, bu durum endişe uyandırıyor.
Rapor ayrıca, savaş ve çatışmaların insan tacirlerine ne tür fırsatları sunduğunu da ayrıntılarıyla anlatıyor. Ukrayna‘daki savaşın yerinden edilmiş nüfus için insan ticareti risklerini artırdığını gösteriyor. Çatışmalardan kaynaklanan mağdurların çoğu, Afrika ve Orta Doğu‘daki ülkelerden geliyor ve bu ülkelere kaçırılıyor.
İnsan ticareti istatistiklerinin bölgelere göre dökümünü veren rapor, Sahra Altı Afrika ve Güney Asya‘da daha yüksek düzeyde cezasızlık olduğunu gösteriyor. Bu bölgelerdeki ülkeler, dünyanın geri kalanından daha az insan tacirini mahkum ediyor ve daha az mağdur tespit ediyor. Aynı zamanda, bu bölgelerdeki mağdurlar, diğer bölgelerdeki mağdurlara göre daha geniş bir hedef ülke yelpazesinde yer alıyor.
Ayrıca kadın mağdurlar insan tacirleri tarafından erkeklere kıyasla üç kat daha fazla fiziksel veya aşırı şiddete maruz kalırken, çocuklar da yetişkinlere göre neredeyse iki kat daha sık şiddet görüyor.
Aynı zamanda, insan ticareti suçundan soruşturulan kadınların hüküm giyme olasılıkları da erkeklere göre çok daha yüksek. Bu, adalet sisteminin kadınlara karşı ayrımcılık yapabildiğini ve/veya kadınların insan ticareti ağlarındaki rolünün, bu suçtan hüküm giymiş olma ihtimallerini artırabileceğini düşündürüyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…