Kültür-SanatKentManşet

Beyoğlu’ndaki St. Pierre Han yeniden hayat buluyor

0

Cenevizliler tarafından yaptırıldıktan sonra 1660 yılındaki büyük yangında kül olan, 1700’lü yıllarda Fransız Sefarethanesi olarak yeniden inşa edilen Beyoğlu‘ndaki St. Pierre Han, artık hayatına konservatuar olarak devam edecek.

Bahçeşehir Üniversitesi Konservatuarı olarak faaliyet göstermesi için restore edilen yapıda duvarlara işli resim ve mozaikler de ortaya çıktı.

Tarihe tanıklık etti

Hazreti İsa’nın 12 havarisinden biri olan Aziz Petrus‘un (St. Pierre) adını taşıyan bina, Cenevizliler tarafından Galata surlarının hemen dibine inşa edildi. Ancak Galata‘yı kül eden 1660 yılındaki yangında yok oldu.

Fransız devleti binayı 1700’lü yıllarda yeniden yaptırdı ve sefarethane olarak kullandı. Sefarethaneden sonra da binanın kapıları Fransız tüccar ve bankerlere açıldı.

Ömer Vatanartıran

İlk kot pantolon ve hardal burada üretildi

1863’te kurulan Osmanlı Bankası‘nın ilk binası, bankerlere yabancı olmayan St. Pierre Hanı’ydı. Normalde iki katlı olan binaya üçüncü kat da bu dönemde ilave edildi. Osmanlı Bankası’nın binayı boşaltmasının ardından İstanbul Barosu‘na, İtalyan Ticaret Odası’na ev sahipliği yaptı.

Daha sonra Osmanlı’nın ilk mimarlık ofisleri, atölyeleri, fabrikaları bu bina oldu. İlk kot pantolon ve ilk hardal üretimleri St. Pierre Hanı’nda yapıldı. Bina daha sonra küçük atölyeleri ağırladı, kaderine terk edildi.

‘Sanat yuvası olacak’

Hürriyet’ten Ömer Kurt’un haberine göre Bahçeşehir Üniversitesi binayı konservatuvar yapmak için uzun soluklu bir restorasyon projesine girişti. Bahçeşehir Okulları Dış İlişkiler Proje Koordinatörü Ömer Vatanartıran restorasyonla ilgili şunları söyledi: 

Dışarıdan bakınca yıkık, harabe bir yapı. Restorasyon sürecini yüksek mimar Seda Özen ve ekibi yürütüyor. Bu yapıyı kazıdıkça tarih fışkırıyor. Bir kazıyorlar, 100 sene geriye gidiyorlar. Sonra biraz daha kazıyorlar ve 100 sene daha geriye gidiyorlar. İstanbul’un çeşitli dönemlerine ait ilk bulguları, örneğin barok döneme ait ilk duvar resimleri burada bulundu örneğin. Bu nedenle çok titiz bir çalışma yürütülüyor.

Yavaş ve dikkatli bir çalışma yürütüldüğünü belirten Vatanartıran restorasyon tamamlandıktan sonra buranın bir sanat yuvası olacağını kaydetti.

Sadece konservatuvar olarak kullanılmayacağını anlatan Vatanartıran şöyle konuştu:  “Bienaller, galeriler, sergiler, müze ve sanat bölümleri, atölyeler de olacak. Yani burası sadece bir eğitim binası değil, yaşayan bir yer olarak var olacak. Anadolu topraklarının sahip olduğu kültürel birikimi bu çatı altında toplamayı planlıyoruz. Dünyanın her yerinden sanatçıları davet edip, yetiştirdiğimiz öğrencilerle buluşturacağız.” 

Bandırma Vapuru’nun resmi var

Binanın daha önce dizi, belgesel ve film ekiplerine kiralandığını söyleyen Vatanartıran “Duvarlarda kıymetli resimler, mozaikler, desenler var ama onların üstünü maalesef sıvalarla kapatmışlar. Bunların hepsi farklı dönemlerde gerçekleşmiş” dedi ve ekledi:

Hanın giriş katında bir oda var. Orada müthiş bir duvar resmi var. O resim Bandırma Vapuru’na ait. Hangi dönemden kaldığını bilmiyoruz. Orada acı verici olan, oraya giren ve üstelik kültür endüstrisinde çalışan bir ekibin duvarı kendi zevklerine göre sıvamaları. Dolayısıyla duvar resimleri böyle kaybolmuş. Biz şimdi onları gün yüzüne çıkarmaya çalışıyoruz.

You may also like

Comments

Comments are closed.