Hafta SonuManşet

‘Belki bilet kalmıştır’ dedirten filmler

0

İstanbul’un iki haftalık sinema maratonu başladı.20’nin üzerinde bölümde 200’ü aşkın film sunan İstanbul Film Festivali’nden öneriler:

Son dakika bileti bulmak için sinema salonu önündeki gergin bekleyişler, iki seans arasında sıkıştırılan öğünler, gününüzü sadece film izlemeye ayırmışsanız ‘Beynimi yakmadan kaç filmi arka arkaya izleyebilirim?’ denemeleri ve fuayelerin kalabalıkları 33. kez İstanbul’a uğruyor.

indir (28)

Bir kısmı klasikleşmiş, bir kısmı son yılların icadi pek çok farklı bölümle izleyiciye 200’ü aşkın film sunacak festivalde,  söyleşiler, atölye çalışmaları ve sinema derslerine de katılmak mümkün olacak.. tabii mahşeri insan kalabalığından yer bulabilirseniz. Festivale ilginin yıllar geçtikçe artması ve artık neredeyse kabına sığamaması elbette olumlu bir gelişme. Gündüz seanslarındaki birkaç film dışında, haftalar önceden biletinizi almamışsanız yer bulmanız neredeyse olanaksız; önemli yönetmelerin olduğu konuşmaları izlemek için ayakta kalmanızsa an meselesi. Özellikle son yıllarda festivalin müsebbibi İKSV’nin kendi üyelerine bilet ön satış sistemine geçmesiyle oluşan bu durum dileriz önümüzdeki yıllarda ‘tüm sinemaseverler’ için bir yöntem bulunarak çözülür. Bu konudan bahsetmemizin nedenine gelince; evet, her zaman olduğu gibi festivalin özellikle ilgi çekici filmlerine bilet çoktan bitti. Fakat yine de ‘bir umut’ girme ihtimalimizi göz önünde bulundurarak bu 200 kusür filmin arasında birkaç öneride bulunmak istiyoruz.

Uluslararası Yarışma: 2012 yılında festivalleri dolaşıp eli boş dönmemiş filmlerden oluşan seçkide, bu sene sanat ve sanatçının dünyasını beyazperdeye aktaran filmlere yer veriliyor. Yarışacak 12 filmin arasında kendine özgü yapımlardan biri ‘Frank’.
Lenny Abrahamson’un yönetmenliğini yaptığı bu filmde egsantarik bir müzik grubu, gruba yeni katılan Jon ve kafasında devasa bir maskeyle dolaşıp ilginç kurallar koyan egsantrik grup lideri Frank başrolde.

‘Ulusal yarışma’: Festivalin heyecanla beklenen filmlerinden oluşan bu seçkide bir kısmı vizyonsa girmiş, çoğu ilk defa izleyiciyle buluşacak 10 film yer alıyor. Onur Ünlü‘nün ‘Sen Aydınlatırsın Geceyi’ filminden hemen sonra hazırlıklarına başladığı ‘İtirazım Var’ merakla beklene filmlerden. Ünlü’nün, Sırrı Süreyya Önder’le birlikte yazdığı filmde imam Selman Bulut’un camisinde çözülmesi gereken bir cinayet işleniyor.

‘Sinemada İnsan Hakları’: Bir film seçmenin epey zor olduğu seçkiden hızımızı alamayıp üç öneride bulunuyoruz: Mısır Devrimi’nin gençlerini anlatan ‘Mikrofon’ filmiyle ses getiren yönetmen Ahmad Abdalla‘nın ‘sonra ne oldu?’ sorusuna cevap aradığı ‘Rags and Tatters / Çul Çaput’; Alman yönetmen Maria Binder’in yönetmenliğini yaptığı, 25 yıldır insan haklarının ve özelde LGBTIQ bireylerin haklarının etkin savunucularından biri olan İstanbullu transkadın Ebru K.’yı izleyen belgesel TransX İstanbul ve Çin’in muhalif sanatçısı Ai Weiwei‘nin yaşam felsefesi, siyasal görüşleri ve insan hakları mücadelesi üzerine bir başka belgesel ‘Ai Weiwei the Fake Case / Düzmece Dava’.

‘Nerdesin Aşkım’: Yaştan ve cinsiyetten bağımsız filmleri toplamış seçkide, tabu yıkan yönetmen Bruce LaBruce’ın ilk uluslararası gösterimlerini Toronto ve Venedik film festivallerinde yapan son filmi ‘Gerontophilia / Aşkın Yaşı Yoktur‘ gösterilecek. İleri yaştaki hemcinslerinden hoşlanan genç hastabakıcı Lake’in hikayesinde LaBruce’un beden ve cinsiyet politikalarını alışılmıştan daha az sivri bir tarzla ele alıyor.

‘Akbank Galaları’: Açık konuşalım: sonradan izlenmesi en muhtemel filmler bu seçkide yer alıyor. Tanınmış yönetmeler, yıldız oyuncularla dolu seçkide yer alan çoğu filmden hem epeyce bahsedildi, hem de büyük kısmı yakında vizyona girecek. Dolayısıyla Roman Polanski‘nin yönetmeliğini yaptığı, İstanbul’da da DOT tiyatro ekibinin de sahnelemiş olduğu ünlü tyatro oyunu ‘Kürklü Merkür‘ün sinema versiyonunu önermekle yetinelim.

Festivalin Bonus’u: Muhsin Bey festival kapsamında beyazperdede. Yedi yıl önce başlayan ‘Özel Gösterimler‘ kapsamında Türkiye sinemasının kült filmi ,Şener Şen ve Uğur Yücel’in başrolü paylaştığı bir Yavuz Turgul klasiği olan ‘Muhsin Bey‘i, restore edilmiş pırıl pırıl haliyle beyaz perdede izleyebilirsiniz.

arsvFilm_OTVVxRdQXSbGflEZspQXjenBYqNTVTRR

‘Bu İkiliye Dikkat’: Bu seneki festivalin en müstesna seçkilerinden. Türkiye sinemasının 100. yılı şerefine hazırlanan bu özel bölümde farklı anlatımlarla, farklı dönemlerde yapılmış 38 filmle ülke sinemasına içten bir bakış sunuluyor. Bu seçikiden hangi filmi yakalarsanız kardır, fakat ille de bir film seçmemiz gerekse; İstanbul’un çarpık dönüşümünü çokça konuştuğumuz şu günlerde Şerif Gören imzalı, başrolü Tarık Akan’a ait 1987 yapımı ‘Beyoğlu’nun Arka Yakası‘nı bir kere daha izleyebiliriz.

‘Ustalar’: İsminin herşeyi anlattığı seçkide bu sene Atom Egoyan‘ın son filmi var. Exotica ve Ararat filmleriyle tanınan yönetmenin ‘Devil’s Knot / Şeytan Düğümü’ isimli gerçek olaylara dayanan filmi, 1993 yılında kaybolan üç çocuğun cesetlerinin ortaya çıkışıyla kapalı toplumun ve ailelerin nasıl tepki verdiği ve dava süreci anlatılıyor.

‘NTV Belgesel Kuşağı’: Seçkide yer alan belgeseller neredeyse her zaman eleğin üstünde kalanlar olduğu için imkan bulabildiğiniz her filme girmenizi öneririz. Bir öneri gerekse; 2010’da ölen yazar J.D. Salinger’ın ortadan kayboluşuyla ilgili araştırma yapan Salinger belgeseli epey merak uyandırıyor.

Filmlerden önce Emek Sineması önünde

5nisan-emek-01

 

Buzdağının görünen yüzü aşağı yukarı böyle. Fakat bir festivali festivali yapan öğeler bazen filmden de aşkın olmuyor mu? İstanbul Film Festivali’nin elle tutulur, gözle görülür hatta koklanır bir hissi varsa bunu sağlayan Emek Sineması halen kapalı. Diğer sekiz salon  kan pompalamaya devam etse de film festivalinin atar damarı yok artık. Hukuki kazanımlara rağmen halen inşaatı/yıkımı devam eden Emek Sineması için bugün bir kere daha buluşuluyor. Dolayısıyla, en sondaki önerimiz en önemlisi olsun: yukarıdaki filmleri ve daha nicelerini sinemamızda izleyebilmek için bugün (5 Nisan) saat 17.00‘de Yeşilçam Sokak’ta buluşalım ve Emek Sineması için ‘Bırakın alkıştan yıkılsın’ diyelim.

(Gözde Kazaz / Yeşil Gazete)

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.