ManşetYazarlar

Bakan Eker’in, Melda Onur’un GDO’lu pirinç skandalı hakkındaki ilk önergesine yetersiz cevabı

0

Hatırlayacağınız üzere, Mart 2013’te ABD’den ithal edilen genetiği değiştirilmiş çeltik skandalının duyulmasın hemen ardından, 22 Nisan 2013’te CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e bir yazılı soru önergesi sunmuştu. Melda Onur, 18 Nisan 2013’de Yeşil Gazete’de yayınlanan “Eker’in Büyük Çelişkisi : Pirinç Bakana Göre Güvenli, Bakanlığa Göre Riskli” yazıma atıfta bulunarak Bakan Eker’e yazılı cevap istediği dört spesifik soru yöneltmişti. Nihayet, cevaplanması gereken süre geçtikten sonra, 24 Haziran 2013’te, Bakan Eker yazılı bir cevap verdi. Buradan hem soru önergesini, hem de verilen cevabı okuyabilirsiniz.

Bakan Eker 4 soruya teker teker cevap vermemiş, toplu bir “cevap” vermeyi tercih etmiş. Cevap kelimesi yerine, yazılı açıklama demeyi tercih ediyorum zira dört sorunun da teker teker cevabını aradığımda, bir tanesine bile verilmiş spesifik bir cevap bulamadım. Bakan Eker açıklamasında genel olarak Biyogüvenlik Kanunu’na ve sürece değinmekte. Fakat, kullandığı bazı ifadelerin üzerinde durulmasının önemli olduğunu düşünüyorum.

Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker

Bakan, bu soru önergesinde de bir kez daha “[…] bugüne kadar dünyada ticarete konu olmuş genetiği değiştirilmiş çeltik üretimi yapılmamıştır” demekte ve yine kelimelerle oynamaktadır. 27 Haziran 2013’de Defne Koryürek’in İMC TV’deki “Ne Yiyorsak Oyuz” programında da söylediğim gibi, Bakan burada “dünyada YASAL ticarete konu olmuş GD çeltik üretimi yapılmamıştır” demelidir. “Yasal ticaret” demediği sürece, beyanı doğru kabul edilemez. GD çeltiğin; ne üretimi, ne tüketimi ne de ticareti dünyanın hiçbir yerinde onaylanmamıştır ve yasal değildir. Ancak, dünyada yasal olmayan birçok ticaret türü mevcut, yasal olmadıkları için yok kabul edilmiyorlar ve edilemezler. Yasadışı çocuk, uyuşturucu vs. ticareti de mi yok diyeceğiz? Bunların varlığı kabul edilip, bunlara karşı önlem alınıp, savaşılmıyor mu? Onaylanmamış, yasadışı GDO’lu ürünlerin ticareti neden bir istisna teşkil etmektedir?

GD pirinç yasal ticaret için ekilmemektedir ama yasadışı ya da deneysel amaçla ekilmektedir. Bunu bilmemezlikten gelmek ciddiye alınabilecek bir yaklaşım değildir. 2005’te Çin’de (Bt 63 adlı) yasadışı GD pirinç üretimi belgelenmiştir. Bazı AB ülkelerinde ithal edilen ürünlerde bu GD pirince rastlanması üzerine, 2008’de Avrupa Komisyonu Çin’den ithal edilen pirinç ürünlerine mecburi sertifikasyon şartı koymuştur. Bayer’in genetiği değiştirilmiş LL pirinçlerinin üç çeşidi 2006’da ABD pirinç tarlalarının %30’unu kontamine etmiştir ve LL pirinceABD’den pirinç ithal eden 30 ülkede rastlanmıştır. Bunun üzerine 2011’de Bayer kendisine dava açan 11,000 çiftçiye 750 milyon dolar tazminat ödemiştir (bu örneklere “GD Pirinçle Yapılan Tarla Denemeleri” yazımda da değinmiştim). Bu iki vaka, kayıtlı vakaların en bilinenlerindendir.

Bakanın bunların geçmişte kaldığını söyleme ihtimaline karşı, Greenpeace’in 24 Nisan 2013 tarihli “GDO’lu Pirincin Kaynağı” haberinde belirttiği gibi, 2006-2013 arası AB’ye yasa dışı giriş yapan (150 ABD, 169’u Çin kaynaklı) toplam 344 kayıtlı GD pirinçli ürün vakası olduğunu da bir kez daha hatırlatayım.

Bakan açıklamasında “[…] GDO kaynağının soya tozundan bulaştığına dair iddialar savcılık tarafından incelenmektedir” demiş. Bir sonraki paragrafta numune pirinçlerin GD pirinç türleri LL ve Bt pirinçler olduğunu açıklayan İTÜ analizlerinin teknik olarak geçersiz olduğunun altını çizmiş. O halde, Bakan pirinçlerdeki GDO tespitinin GD soyadan bulaşıklık/kontaminasyon kaynaklı olması ihtimali üzerinde mi durmakta?

Peki, Türkiye’ye yasal olarak ithal edilen (hayvan yemi amaçlı) 16 çeşit GD mısır, 3 çeşit GD soya olduğunu düşünürsek, bulaşıklık/kontaminasyon olmuş olma ihtimali çok vahim bir senaryo değil midir? Nakliye ya da depolama sırasında kontaminasyon olabiliyorsa, bakanlıklar, yasalar, uygulamalar, denetimler yetersiz kalıyor demektir. Bu durumda sorumluluk kime ait?

Skandalın ilk günlerinde kimseden ses soluk çıkmazken Ankara’daki ABD Sefareti Tarım Ataşesi Clay Hamilton’ın adeta alay ederek “cep telefonlarını analiz ettirseniz orada da GDO çıkar” sözlerini unutmadık. Radikal’in de yayınladığı bu açıklamada kontaminasyonun kontrol edilemediğini “Bulaşma çok normal. Çünkü bir ülkeye izin verilmiş GDO’lu mısır taşıyan gemi, sonra pirinç taşıyabiliyor” sözleriyle açıklamıştı Hamilton. Bunun hiçbir “normal” ve kabul edilir tarafı olmaması bir yana, ABD Tarım Ataşesi kendi ağzından GDO’ların tüm gıdamıza bulaşmış olabileceğini çok basit ve net bir şekilde ifade etmiştir.

Madem böyle bir şeyden kuşkulanmakta, Bakan Eker acaba GD soyanın başka gıdalara bulaşıp bulaşmadığına baktırmayı ve biz tüketicileri bu konuda aydınlatmayı düşünüyor mudur? Aklıma takılan bir diğer soru da, hazır kendisi İTÜ olaylarının konusunu açmışken, İTÜ “geriye çekildiğine” göre savcılık pirinç numunelerini herhangi bir “bağımsız” laboratuara inceletecek midir, yoksa o sayfa kapandı ve bize unutturulmak mı isteniyor?

CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur

Bu arada önergeye cevabında “Bakanlığımıza bağlı uluslararası standartlarda ve akreditasyona sahip 2 laboratuarda detaylı Genetiği Değiştirilmiş Ürün (GDO) analizi yapılmaktadır” yazan Bakan Eker’e, detaylı GDO analizinden kast ettiği kimlik tespit analizi ise, Türk Akreditasyon Kurumu’na göre Ankara, İstanbul ve Kocaeli olmak üzere iki değil üç laboratuarlarının olduğunu hatırlatmak isterim. (Daha önce de Bakanlığının çeltiği ithalatta GDO açısından 9 riskli üründen biri, ABD’nin ise 9 riskli ülkeden biri olarak belirlemiş olduğunu hatırlatmak zorunda kalmıştım.)

Son olarak da CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur’un 22 Mayıs 2013 Bakan Eker’e ikinci bir önerge vermiş olduğunu ve Meclis kayıtlarında halen işlemde olduğunun belirtildiğini hatırlatır, yine aynı konuda üçüncü bir yazılı önergenin de bugün yarın sunulacağının müjdesini vermek isterim.

 

Ayşe Bereket

aysebereket.wordpress.com

twitter: @aysebereket

 

 

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.