Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Mimarlık dergisinin Eylül-Ekim 2020 sayısı için Ayasofya’nın restorasyon süreci hakkında “Dünya Mirası Ayasofya’yı Korumak ve Sunmak” başlıklı bir yazı kaleme alan bir yazı yazdı.
Duvar’ın aktardığı yazıda Ahunbay, 1985’te Türkiye’nin UNESCO’ya başvurusu ile Dünya Mirası Listesi’ne alınan Ayasofya’nın korunmasının sadece Türkiye’nin değil, “Dünya Mirası Sözleşmesi’ni imzalayan diğer ülkelerin de kaygısı ve sorumluluğu” olduğunu vurguladı.
‘UNECSO bilgilendirilmedi’
10 Temmuz 2020’de Danıştay’dan çıkan karardan hemen iki hafta sonra anıtın müze statüsünün iptal edilip camiye dönüştürülmesinin bu kadar hızla uygulanmasının Dünya Mirası Sözleşmesi Uygulama Rehberi ile belirlenen kurallara aykırı olduğunu belirten Ahunbay, camiye dönüşüm süreci öncesinde, yapılacak fiziksel müdahalelerle ilgili bir rapor ve proje hazırlanıp UNESCO’ya, Dünya Mirası Merkezi’ne iletilmediğini belirtti.
Dünya mirası olan kültür varlıklarında işlev değişikliği yapılmadan önce bunun projesinin ve raporunun UNESCO’ya sunulması gerekliliği, Dünya Mirası Sözleşmesi Uygulama Rehberi ile belirlenen kurallardan biri.
‘Namaz kılınan alanda olmadığı halde örtüldü’
Ahunbay yazısında ayrıca camiye çevrilme kararı öncesinde yapılan ve yarım kalan çalışmalara değindi:
İç mekânın güney timpanum duvarındaki çimentolu sıvaların alınması ve altındaki kemer ve duvarın durumunun incelenmesi, sağlamlaştırılması düşünülürken; camiye dönüşüm dolayısıyla, güney tarafa iskele kurularak, benzer bir çalışmanın yapılması şu anda pek olası görülmemektedir.
Ayasofya’nın namaz için kullanılan zemin kat döşemesinin halı ile kapatılmış, apsis mozaiklerininse perde ile gizlenmiş olduğunu ifade eden Ahunbay, Ayasofya’nın narteks güney kapısı ve imparatorluk kapısı girişinde yer alan iki ayrı mozaik panonun ise namaz kılınan alanda yer almadıkları halde, “diyanet ilgililerinin isteği üzerine” beyaz kapaklarla örtülmüş olmasına değindi.