Avustralya Meteoroloji Servisi’nden gelen bilgiler, Pasifik bölgesinin tropikal alanlarındaki deniz yüzeyi sıcaklığının artmaya devam ettiğini ve havayı kurutup ısınmayı arttıran El Niño hava olayının eylül ayından sonra etkisini arttıracağını belirtti.
El Niño; orman yangınları, aşırı kuraklıklar ve tropikal fırtınalara neden olan aşırı hava olayı olarak nitelendiriliyor.
Reuters’in aktardığına göre, Dünya Meteoroloji Örgütü’nden yetkililer, bu hava modelinin tropik Pasifik bölgesinde son yedi yıldır ilk kez ortaya çıktığını aktardı.
Avustralya Meteroloji Servisi, Haziran 2023’te yaptığı açıklamada yüzde 70 ihtimalle El Niño hava olayının oluşacağına dikkat çekmişti. Sıcaklıkların 2024 yılında El Niño şartlarını aşacağını belirten servis, “Tropik Pasifik bölgesindeki deniz yüzeyi sıcaklıklarının El Niño eşiğine ulaştığını ve son iki haftadır ısınmanın artış gösterdiğini” vurgulamıştı.
El Niño’nun gelişimini incelemek için kullanılan Güney Salınım Endeksi (SOI), hava şartlarının El Niño eşiğine gelmediğini gösterdi ancak Avustralya’daki yetkililer, bu endeksin güvenilir olmadığını ve Pasifik Okyanusu ile atmosferden alınan verilerin birbirine uymadığını söyledi.
El Niño, Avustralya’nın doğusunda beklenen ilkbahar yağışlarını baskılarken bölgedeki çiftçileri ve tarım ürünlerini tehlikeye sokuyor. Meteoroloji servisi, Avustralya’da havaların eylül-kasım ayları arasında daha sıcak ve kuru olacağını tahmin ediyor.
Doğu ve orta Pasifik Okyanusu‘ndaki okyanus sıcaklıklarında yaklaşık her üç ila beş yılda bir görülen yükseliş, El Niño’nun açık belirtilerinden biri. Bu durum dünya genelinde birbirini tetikleyen aşırı hava koşulları yaratarak bir yıla kadar etkili olabiliyor.
Bu dönemde doğu Pasifikte uzanan güney ABD gibi bölgelerde ortalamanın üzerinde yağış ve hatta tahribat yaratan toprak kaymaları yaşanabiliyor.
Okyanusun diğer ucundaki, Endonezya ve güneydoğu Asya gibi bölgelerde ise kuraklık etkili oluyor ve bu kuraklık yıkıcı orman yangınlarını tetikleyebiliyor.
Dünyanın diğer bölgelerinde ise yıkıcı seller, gıda güvensizliğine yol açabilecek mahsul kayıpları, tropikal hastalıklardaki artış ve balık popülasyonlarında düşüş gibi etkiler gözlemleniyor.
Bu olayların tamamı, hem yerel hem de küresel ekonomileri zarara uğratabiliyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…