Soma davasında çıkan karara tepki gösteren aileler, adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini söyledi. Davanın avukatlarından Can Atalay da “Mahkeme, siyasi organ gibi davrandı” dedi.
DW Türkçe’den Burcu Karakaş’ın haberine göre Soma’da hayatını kaybedenlerin ailelerinin avukatlığını yapan Can Atalay, dava sonucunda olabilecek en kötü kararın çıktığını söyledi. “Bu kararı beklemiyorduk” diyen Atalay, siyasi iktidarın davaya açık bir şekilde müdahale ettiği görüşünde… Davaya bakan mahkeme heyetinin değiştirildiğini hatırlatan Atalay, “Mahkeme heyeti özel olarak Elbistan’dan getirildi” diye konuştu.
Elbistan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Salih Pehlivanoğlu, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına atanmıştı. Söz konusu heyet, Elbistan’da 11 işçinin ölümüyle sonuçlanan maden kazasında sanıklara ceza indirimi yapmıştı.
Soma davası dosyası için “Olmadık oyunlar oynandı” diyen Atalay, “Mahkeme bütünüyle hesap yaptı. Mahkeme gibi değil, siyasi organ gibi davrandı” diye konuştu. “Duruşmaları izleyen herkes olayın nasıl olduğunu, yaşanan ölümlerdeki nedensellik bağını kurar. Olası kastla insan öldürme var, bu çok açık” diye konuşan Can Atalay, kararın istinaf mahkemesine gittiğinde sanıklar hakkında birer birer tahliye kararı çıkabileceğini de ifade etti.
Şirketin 2009 yılında madeni devraldığında yaşanacak sorunları bildiğini özellikle vurgulayan Atalay, “Bu sorunları bilerek madeni alıyorlar. Proje yapıyorlar. Yeni rezerv alıyorlar. Orada ölen işçilerin hiçbir şekilde kurtulma şansı yoktu zaten” şeklinde konuştu.
“Hâkim değişince Akhisar’daki dava bizim için bitmişti”
Katliamda eşi Mustafa Kaya’yı kaybeden Naciye Kaya, yakınlarını kaybedenlerin aileleri olarak adalet mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti. Kaya, karara şaşırmadığını da ekliyor. “Beklediğimiz bir şeydi, hâkim değişince zaten Akhisar’daki dava bizim için bitmişti. Seçilerek getirildi o hâkim. Geldi, yapacağını yaptı ve gitti” dedi.
Türkiye’de adalet sisteminin çökmüş olduğunu düşünen Naciye Kaya, kararı duyan bazı ailelerin mahkeme salonunda baygınlık geçirdiğini, ortamın oldukça gergin olduğunu anlattı. “Ben kendimi tutuyordum, kızım sürekli ağlıyordu. Ama karar okunduktan sonrasını ben de hatırlamıyorum” diye konuştu.
(DW Türkçe)