İklim düşünce kuruluşu Sandbag, Alman Agora Energiewende ile birlikte altıncı yıllık raporu olan “2019’da Avrupa Enerji Sektörü” nü yayımladı.
Rapor, Avrupa’nın elektrik üretiminin dönüşümüne ilişkin her yıl AB ülkelerinden veri topluyor.
Raporun verileri şöyle:
1) Rüzgar ve güneş ilk kez kömürden daha fazla elektrik sağladı
2019 yılında rüzgar ve güneş, AB elektriğinin% 18’ini (569TWh) sağlarken, kömür sadece% 15’te (469TWh) kaldı. Sadece beş yıl önce, birlik kömürden rüzgar ve güneş enerjisinden iki kat daha fazla elektik üretiyordu.
2) Kömürden elektrik üretimi çöküyor
Sadece bir yılda, Avrupa Birliği’nde kömür üretimi% 24 düştü ve şu anda 2007’deki seviyenin yarısından daha az. Bu, yalnızca 2019 yılında, Avrupa enerji sektörünün CO2 emisyonlarında % 12 düşüşe yol açtı. Bu da 1990’dan bu yana en büyük düşüş anlamına geliyor
Doğu Avrupa nisbeten geride kalırken, Batı Avrupa’daki birçok ülkede, kömür enerjisi alanında geçen yıla göre önemli ölçüde düşüşler görüldü. Kömürden elektrik üretiminin yarısı rüzgar ve güneş ile, yarısı da gaz ile değiştirildi. Yeni kapasite kurulumları nedeniyle rüzgar ve güneş enerjisi üretimi arttı ve daha yüksek CO2 fiyatları ve düşük gaz fiyatları kömür santralleri ile ilgili olarak gaz santrallerinin rekabet gücünü artırdığı için gaz üretimi arttı.
3) Rüzgar ve güneş enerjisinde en fazla artış gösteren ülkeler, kömürde en büyük düşüşü gördü
2010-2019 yıllarında kömürün elektrik karışımındaki payı 10 puan düşerken, rüzgar ve güneş enerjisinin toplamı 13 puan arttı.
2019’da gaz üretimindeki artışa rağmen, gazın payı 2019’da 2010’dan hala yüzde 1 puan daha düşük ve 2014’ten bu yana Avrupa’da sadece 7GW yeni gaz santrali çevrimiçi hale geldi.
4) Avrupa’nın kömürden arınma hızı artmış görünüyor
2019 yılında rüzgar kapasitesinin, rekor düzeyde ikinci en yüksek miktar olan 14GW civarında olduğu ve güneş enerjisinde ise geçen yılın iki katı olan 17GW civarında artış olduğu tahmin ediliyor
Bu arada ekonomi de, fosil yakıt yerine yenilenebilir enerji lehine değişmeye devam etti: 2019, açık deniz rüzgar santralleri (İngiltere) ve güneş enerjisinde (Portekiz) toptan satış fiyatlarının altında rekor seviyede düşük toptan fiyatları gördü. Geleceğe bakıldığında, Avrupa’daki rüzgar ve güneş firmalarının kuracağı yeni tesislerin artacağı tahmin ediliyor.
5) 2019’da, iki Avrupa ülkesi kömürü aşamalı olarak kaldırmayı taahhüt etti
Yunanistan ve Macaristan sırasıyla 2028 ve 2030’a kadar kömürden elektrik üretmeyi durdurmayı taahhüt etti. Toplamda 28 ülkeden 20’si 2030’a kadar kömürden arınacak. 2019’da ayrıca, kömür için bir bitiş tarihi belirlemekle görevlendirilen Çek Cumhuriyeti Kömür Komisyonu da oluşturuldu.
Rapora göre, kömür üretimindeki azalmanın temelinde CO2 emisyonu fiyatının ton başına yaklaşık 25 Avroya çıkması yatıyor. Bu fiyat artışı, kömürden elde edilen ve emisyon yoğunluğu yüksek olan elektriği; doğal gaz, nükleer enerji ve yenilenebilir enerjiden elde edilen elektrikten daha pahalı hale getiriyor. Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı Avrupa’nın yeni Yeşil Anlaşması’nın önümüzdeki yıllarda Türkiye’ye yansıyacak düzenlemeleri de CO2 fiyatlandırılması konusunun ülkemizde de gündeme gelmesine sebep olabilir.
Gelişmeler olumlu, ama yeterli değil
Sandbag elektrik analisti Dave Jones, Avrupa’da enerji sektörünün hızla kömürden rüzgar ve güneşe döndüğünü, ancak tüm küresel fosil yakıt emisyonlarının yüzde 30’unun halen kömürden kaynaklandığını belirterek, tüm ülkelerin kömürden uzaklaşması gerektiğini söyledi:
CO2 emisyon fiyatı kilit önemde
Agora Energiewende’nin Avrupa Enerji Politikaları Direktörü Matthias Buck ise şunları söyledi: “Geçtiğimiz yıl AB’nin sera gazı emisyonlarındaki düşüşün temel nedeni, CO2 emisyon fiyatı oldu. Emisyon fiyatlandırması, iklim değişikliğine sebep olan enerji kaynaklarını piyasadan çıkarıyor. İklim değişikliğiyle mücadelenin sürekliliğini sağlamak için CO2 emisyonlarının fiyatı mevcut seviyede kalmalıdır. AB Emisyon Ticareti Sistemi enerji, sanayi ve Avrupa’daki havacılık sektörleri için yıllık sera gazı emisyonları için izinleri belirliyor. Ancak, CO2 salımı yapan şirketlerin mevcut kullanımından 300 milyon adet daha fazla izin düzenlenmiş durumda.”
Buck, AB Emisyon Ticaret Sistemi’nin etkinliğini artırmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımı teşvik etmek için, düzenlenen izinlerin sayısının hızlı azaltılması gerekliliğine dikkat çekerek, “Avrupa’nın 2030 iklim hedeflerinin güçlendirilmesine yönelik tartışmaların merkezinde CO2 fiyatlandırması konusunun yer alması gerekiyor” dedi.
Raporun tamamı için tıklayın