Manşetİklim Krizi

Asansör yerine merdiven kullansak iklim değişikliğini durdurabilir miyiz? – Duygu Kutluay

0

2021 yılı yeni bir sıcaklık rekoru ile tamamlandı. Bilim insanları iklimin değiştiği, bu değişikliğin insan faaliyetleri kaynaklı olduğu, gerekli önlemler hemen alınmazsa felaket senaryolarının uzakta olmadığı, önlemler alınsa bile küresel sıcaklık artışının bir dönem daha devam edeceği konusunda bir süredir %99.9 oranında hemfikir ve insanlığı uyarıyor. İnsanlar da iklim değişikliği etkilerini günlük hayatta daha çok hissettikçe bireysel olarak iklim değişikliğini durdurabilmek için ne yapabileceklerini merak ediyor, sorular soruyor. Bu soruları yanıtlamak üzere yeni yıl ile birlikte edinebileceğimiz  iklim dostu alışkanlıklar listesi derledim.

Ancak iklim değişikliği hakkında bir şey yapmak istiyorsak öncelikle, yaşam tarzımızdaki değişikliklerin iklim değişikliğini durdurmayacağını, geldiğimiz noktada iddialı iklim hedef ve politikalarına ihtiyacımız olduğunu ve bunları devlet ve şirketlerden talep etmenin önemini anlamalıyız.

Şirketlerin sorumluluktan kurtulma taktikleri

İklim değişikliğine sebep olan sera gazı emisyonlarının %70’inin tarihsel sorumluluğunu sadece 100 şirkete ait olduğunu biliyoruz. Sadece 20 fosil yakıt şirketi emisyonların %30undan tek başlarına sorumlu. Üstelik bu şirketler emisyonlarının iklim değişikliğine sebep olduğunu 40 yılı aşkın süredir bilmelerine rağmen sorumluluklarını kabul edip üretim teknolojilerini dönüştürmek için bir adım atmadılar.

Aksine, bu şirketler, 1950’li yıllarda tütün şirketlerinin uyguladığı taktiklerden faydalanarak bütün bu süre içinde iklim bilimine karşı şüphe oluşturmak için milyarca dolarlık bütçeye sahip reklam kampanyaları gerçekleştirdiler. Kamu teşviklerinden ve izinlerinden yararlanmaya devam etmek için lobi çalışmalarıyla iklim düzenlemelerinin önüne geçtiler.

Fosil yakıt şirketleri bu faaliyetlerine bugün de devam ediyor. Geçtiğimiz yıl Glasgow’da düzenlenen 26. Taraflar Konferansı’nda en büyük delegasyonun Birleşmiş Milletler üyesi herhangi bir ülkeye değil, fosil yakıt şirketlerine ait olması bu durumu özetleyen bir tablo oluşturuyor.

Fosil yakıt şirketlerinin iklim değişikliğinin bilimsel temeli hakkında şüphe yaratmak dışında uyguladıkları bir diğer taktik de iklim değişikliğine insanların bireysel alışkanlıklarının sebep olduğu ve evde enerji tasarruflu ürünler kullanmak, iş yerine araba yerine bisikletle gitmek gibi bireysel çözümlerin iklim değişikliğine engel olabileceğine dair kampanyaları desteklemek oldu.

Bu bilgiler ışığında yakın dönemde, iklim değişikliğine karşı bireysel yaşam tarzı değişiklikleri için yapılan öneriler gittikçe daha fazla eleştiri aldı. Slavoj Zizek iklim için bireysel önlem alan insanları, sonucunu etkileyemeyecekleri halde bir futbol maçını izlerken ekran başında kendinden geçen taraftarlara benzetti.

İklim dostu politikalar ve teknolojiler desteklenmeli

Fosil yakıt şirketlerine karşı geçtiğimiz yıllarda ardı ardına açılan davalar ve kazanılan zaferler, düşen hisse fiyatları ve giderek artan iklim dostu politikalar, karbon vergisi gibi mekanizmalar bu şirketlerin iklim krizinin günümüzde geldiği noktadaki sorumluluklarının bedelini ödemeleri için bir umut kaynağı.

Öte yandan, 130’dan fazla ülkenin karbon emisyonlarını 2050 yılından önce net sıfıra getirme hedefi bu umudu daha da büyütüyor. Uluslararası Enerji Ajansı gibi daha muhafazakar enerji tahminlerinde bulunan uluslararası kurumlar bile küresel sıcaklık artışlarını Paris Anlaşması ile uyumlu bir şekilde 1.5 derecede tutmak için 2050 yılına kadar emisyonları net sıfır bir dünya kurma hedefinde hemfikir.

Üstelik hızlı bir dönüşüm için ihtiyacımız olan mevcut teknolojiler artık erişilebilir ve uygun maliyetli. Özellikle güneş ve rüzgar gibi maliyetleri hızla düşen yenilenebilir enerji teknolojileri ile 2030’lu yıllara kadar 2050 net sıfır hedefiyle uyumlu adımlar atılabilir. Bunun için tüm sektörlerin elektrifikasyonu ve elektrik şebekesinin hızla karbondan arındırılması başı çekiyor. Yapılan modellemeler 2035 sonrası net sıfıra giden yolda kalan emisyonların giderilmesi için yeni teknolojilere (yeşil hidrojenin yaygınlaşması, son kalan karbon emisyonların tutulması gibi) ve yaşam tarzı değişikliklerine ihtiyaç olacağını belirtiyor. Avrupa için yapılan hesaplamalar 2050 net sıfır hedefi için gereken sera gazı emisyon azaltımının %20sinin yaşam tarzı değişiklikleri ile karşılanabileceğini belirtiyor.

Emisyonu kim azaltacak?

Türkiye’de ise yaşam tarzına dayalı karbon ayak izi yıllık kişi başı 4,9 ton karbondioksit eşdeğeri(4,9tCO2e) seviyesiyle üst orta gelir seviyesindeki diğer ülkelerle benzer durumda. Ülkedeki gelir eşitsizliği göz önüne alındığında, 2030 yılı için gereken 2.5tCO2e karbon ayakizi için oldukça sınırlı manevra alanı var. Düşük gelirli grupların yüksek yaşam standartlarına düşük emisyonla ulaşmasını sağlayacak sosyal politikaların oluşturulmasına ve yüksek emisyona sahip grupların emisyonlarının azaltılması gerekiyor.

Bugüne kadar düşünülen senaryoların hangisi gerçekleşirse gerçekleşsin en iyi ihtimalle bizi bugünkünden oldukça farklı bir gelecek bekliyor. İklim değişikliğini engellemek için alınan önlemler yeterli olsa bile yaşam tarzımızı ve alışkanlıklarımızı ciddi olarak sorgulamamız ve değiştirmemiz gereken bir döneme gireceğiz. Ancak iklim değişikliğine karşı atılacak adımlar daha sağlıklı, daha temiz ve daha adil bir toplum yaratmak için önümüzde fırsat. Hayalini kurduğumuz bu dünya için yaşam tarzımızda düzenlemelere ve iklim dostu yeni alışkanlıklar edinmeye hemen başlamanın da bir zararı olmasa gerek.

Yeni yılda siz de iklim dostu alışkanlıklar edinmek isterseniz, dilediğiniz gibi kullanabileceğiniz, değiştirip, dağıtabileceğiniz  iklim dostu alışkanlıklar listesine göz atabilirsiniz.

 

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.