İklim KriziManşet

Araştırma: Yetersiz kar yağışı su varlıkları için risk oluşturuyor, yazın kuraklık kapıda

0
Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi'nin mart ayında Yüksek Sierra dağları üzerinde yaptığı kar araştırması uçuşundan bir görünüm Fotoğraf: Erin Schaff / The New York Times

Değişen kar yapısı, su kıtlığından kapanan kayak merkezlerine kadar geniş kapsamlı sonuçlar doğuruyor.

Yeni çalışma, insan kaynaklı iklim değişikliğinin Kuzey Yarımküre‘deki kar yapısını etkilediğini ve en az 31 ayrı nehir havzasında kar yığınında belirgin düşüşler olduğunu doğruluyor.

Araştırmacılar, bir bölge tüm kış boyunca ortalama eksi 8 santigrat dereceye kadar ısındığında, karın hızla erimeye başladığı bir devrilme noktasına ulaştığını tespit etti.

Dartmouth College‘da coğrafya profesörü olan ve çarşamba günü (10 Ocak) Nature dergisinde yayınlanan çalışmanın yazarlarından Justin Mankin, şu açıklamada bulundu:

Bu eşiğin ötesinde herkesin uçurumdan aşağı yuvarlandığını görüyoruz.”

Su kaynakları tehlikede

Yerdeki toplam kar kütlesinde meydana gelen azalmalar, su kaynağı olarak ilkbaharda eriyen karlara bağımlı olan yerler için ciddi sonuçlar doğuruyor.

Bu hafta ABD‘ de de meydana gelen şiddetli fırtınalar sonucunda çok fazla kar yağdı, ancak şu anda yerde bulunan kar kış boyunca dayanmayabilir. Avrupa ve Asya ülkelerinde de henüz yeterli yağış yok.

Kısa vadede iklim değişikliği, artan yağışlar nedeniyle kar fırtınalarından daha fazla kar oluşmasına neden olabilir, ancak daha yüksek sıcaklıklarla birlikte bu kar muhtemelen daha hızlı eriyecek.

Araştırmacılar, 1981’den 2020’ye kadar her yıl mart ayında ne kadar kar kaldığını incelemek için 160’tan fazla nehir havzasından elde edilen verileri inceledi. Bu alanların yaklaşık yüzde 20’sinde, insan kaynaklı iklim değişikliğine atfedilebilecek, net kar miktarı düşüşleri tespit ettiler.

ABD’nin Kuzeydoğu ve Güneybatısı, Avrupa‘nın büyük bölümüyle birlikte kar kütlesini en hızlı kaybeden bölgeler arasında yer alıyor.

Bu değişimler dünya genelinde eşit ya da doğrusal değil. Hava sıcaklıkları yükselse bile, başlangıçta daha soğuk olan yerler kış boyunca suyun donma noktasını(0 santigrat derece) çok fazla kar kütlesi kaybedecek kadar aşmayabilir.

Ancak bir bölgede kış ortalaması eksi 8 santigrat dereceye ulaştıktan sonra kayıplar katlanarak artıyor.

Kuraklıklar şiddetlenebilir

Dr. Mankin’in grubunda doktora öğrencisi ve çalışmanın başyazarı olan Alexander Gottlieb, konuyla ilgili şunları söyledi:

Bu sınırın ötesindeki her bir derecelik ısınma, giderek daha fazlasını götürüyor.”

Amerika’nın batısının büyük bölümündeki karlar, tarihsel olarak kış aylarında suyu depolayan ve talebin en yüksek olduğu ilkbahar ve yaz aylarında serbest bırakan donmuş bir su deposu görevi görüyor.

Kış boyunca kar birikmediğinde, yaz aylarında yaşanan kuraklıklar daha da şiddetlenebilir.

Yıllık Kaliforniya kar kütlesi araştırması üyeleri 2024’ün ilk haftası Kaliforniya’daki Phillips İstasyonu’nda ölçümler yaptı. Fotoğraf: Andrew Nixon / California Su Kaynakları Departmanı / AP

Bay Gottlieb ve Dr. Mankin, son 40 yılın kar kütlesi modellerini yeniden yapılandırmak için mevcut kar kütlesi, sıcaklık ve yağış verilerini birleştirdi.

Bazı yerler için kar kütlelerinin doğrudan ölçümleri mevcut olsa da, daha geniş alanları kapsamak için bilim insanlarının boşlukları hesaplanmış tahminlerle doldurması gerekiyor.

Araştırmacılar ayrıca, küresel ısınmayı denklemden çıkarmanın önemli ölçüde farklı sonuçlar verip vermeyeceğini görmek için aynı dönemde iklim değişikliğinin olmadığı varsayımsal bir dünyada kar kütlesi modellemesi yaptılar.

İnceledikleri nehir havzalarının 31’inde ya da toplamın yaklaşık yüzde 20’sinde bu durum gerçekleşti; bu da iklim değişikliğinin etkisinin bu bölgelerde açık olduğu anlamına geliyor.

Genel olarak bu nehir havzaları, araştırmacıların belirlediği eksi 8 santigrat derecelik devrilme noktasının ötesinde ısındı.

Fazla nüfusa sahip olan bu bölgeler için Gottlieb, “Daha fazla ısınmayla birlikte, bu yüksek nüfuslu nehir havzalarının giderek daha fazlası bu sınırın ötesine itilecek” dedi.

Bu makalenin çok iyi araştırılmış olduğunu ifade eden ve çalışmada yer almayan Salem Eyalet Üniversitesi coğrafya profesörü Stephen Young tarafından geçen yıl yayınlanan ayrı bir çalışmaya göre, küresel yıllık kar kütlesi 2000 yılından bu yana yaklaşık yüzde 5 oranında azaldı.

Kar kütlesini incelemek su kaynağı için potansiyel sonuçları ortaya çıkarmak açısından faydalı olsa da, başka bir soruna da ışık tutuyor:

Albedo etkisiyle beyaz kar, güneş ışığını atmosfere geri yansıtırken, daha koyu, açıkta kalan zemin güneş ışığını emiyor. Dolayısıyla, kar kütlesi yerde hiç kar kalmayacak kadar azaldığında, bir geri besleme döngüsü gezegeni daha da fazla ısınmasına sebep olacak.

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.