Dünyaİklim ve EnerjiManşet

Araştırma: Ülkeler emisyon azaltımına gidiyor ancak yeterli değil

0

East Anglia Üniversitesi (University of East Anglia, UEA), Stanford Üniversitesi ve Küresel Karbon Projesi araştırmacıları tarafından hazırlanan “COVID sonrası dönemde fosil CO2 emisyonları” isimli makale, 2016-2019 döneminde 64 ülkede karbondioksit (CO2) emisyonlarında düşüş yaşandığını ortaya koydu.

Ancak, bu düşüşün yanında iklim değişikliğiyle mücadeleyi amaçlayan Paris Anlaşması‘nın hedeflerine uymak için azaltım miktarının on kat artması gerektiğine de vurgu yapıldı.

Bu konuda küresel ölçekte gerçekleştirilen ilk değerlendirme olduğu söylenen araştırma, 2015’te kabul edilen Paris Anlaşması’ndan bu yana fosil CO2 emisyonlarının azaltımındaki ilerlemeyi ele alıyor.

Paris Anlaşması’ndan sonra 64 ülkede emisyonlar azaldı

Raporda, öne çıkan bulgular ise şunlar oldu:

  • Her yıl azaltılan 0,16 milyar ton CO2’lik emisyon miktarı, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında her yıl küresel ölçekte ihtiyaç duyulan 1-2 milyar ton CO2 azaltımının yalnızca yüzde 10’unu oluşturuyor.
  • Paris Anlaşması’nın imzalanmasından sonraki dönemde emisyonlar 64 ülkede azalırken, 150 ülkede artış gösterdi. 2016-2019 dönemindeki küresel ölçekteki karbon emisyonu, 2011-2015 dönemi ile karşılaştırıldığında yıllık 0,21 milyar ton artmış durumda.
  • 2020 yılında, COVID-19 küresel salgınıyla mücadele kapsamındaki kısıtlamalar, küresel ölçekte emisyonların 2,6 milyar ton CO2 azalmasına ve 2019’daki seviyesinden yaklaşık yüzde 7 gerilemesine yol açtı. Araştırmacılar, 2020 yılında, önemli ölçüde fosil yakıtlara bağımlı olan dünyanın, gerçekçi şekilde devam edemeyecek bir “duraklama noktası” yaşadığını ve kısıtlama politikalarının iklim krizini çözmeye yönelik sürdürülebilir ya da arzu edilen bir çözüm sunmadığını dile getiriyor.

‘Henüz yeterli değil’

Araştırmanın liderliğini üstlenen ve UEA Çevre Bilimleri Bölümü’nde görev yapan Prof. Corinne Le Quéré, Paris Anlaşması’nın imzalanmasından beri ülkelerin emisyon azaltımı çabalarının karşılık verdiğini, ancak henüz yeterince yeterli olmadığına vurgu yaptı:

Paris Anlaşması’nın imzalanmasından bu yana ülkelerin emisyon azaltımı kapsamındaki çabaları karşılığını vermeye başlıyor. Ancak bu kapsamda uygulamaya konan faaliyetlerin ölçeği henüz yeterince büyük değil ve halen birçok ülkede emisyon artışı yaşanıyor.

COVID-19 salgınıyla mücadele kapsamında uygulamaya konan önlemlerin sonucunda CO2 emisyonlarında düşüş yaşanması, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında gereken adımların ve uluslararası iş birliğinin önemini vurguluyor. Artık insan sağlığı ve gezegenin geleceği için fayda sağlayacak büyük ölçekli uygulamalara ihtiyaç duyuyoruz.”

Ülkelerin emisyon azaltım durumları

Raporda, yüksek gelirli ve üst-orta gelirli ülkelerin emisyon azaltım oranlarına şöyle yer verildi:

Yüksek gelire sahip 36 ülkenin 25’inin emisyonlarında, 2016-2019 döneminde 2011-2015’e kıyasla düşüş yaşandı. Bu ülkeler arasında ABD (ortalama yıllık %-0,7 düşüş), Avrupa Birliği (%-0,9) ve İngiltere (%-3,6) yer alıyor. Bu ülkelerde, diğer ülkelerde üretilen ithal malların karbon ayak izinin hesaba katıldığı durumda dahi emisyonların azaldığı görülüyor.

99 üst-orta gelirli ülkenin otuzunda, 2016-2019 döneminde 2011-2015’e kıyasla emisyonlar azaldı. Bu durum, emisyon azaltımına yönelik adımların günümüzde dünya çapında birçok ülkede uygulamaya konduğunu gösteriyor. Meksika (%-1,3) üst-orta gelirli ülkeler arasında dikkat çeken bir örnek olarak görülüyor. Çin’in emisyonları ise yüzde 0,4 artış gösterse de bu artış, 2011-2015 yılları arasında kaydedilen yıllık yüzde 6,2’lik büyümeden çok daha sınırlı şekilde gerçekleşiyor.”

Raporda, iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik kanunlardaki ve yasal düzenlemelerdeki artışın, 2016-2019 döneminde gerçekleşen emisyon artışının sınırlandırılmasında önemli rol oynadığı görüldüğü de belirtildi.

2021 yılında koronavirüs salgını öncesi emisyon seviyelerine tamamen geri dönülmesi beklenmese de, makale yazarları koronavirüs sonrası ekonomik toparlanma programlarının, yatırımları temiz enerjiye ve yeşil ekonomiye yönlendirmediği takdirde emisyonların birkaç yıl içerisinde yeniden artmaya başlayabileceğinin altını çizdi.

AB, fosil yakıtlara sınırlı yatırım yapıyor

Birçok ülkede koronavirüs sonrası gerçekleştirilen yatırımlar, iklim taahhütlerine aykırı olan fosil yakıtların hakimiyetinde devam etti. Bu ülkeler arasında Amerika Birleşik Devletleri ve Çin de yer alırken; Avrupa Birliği, Danimarka, Fransa, Birleşik Krallık, Almanya ve İsviçre ise fosil yakıtlara sınırlı yatırım yapıp, kapsamlı yeşil teşvik paketleri uygulamaya koyan ülkeler arasında yer alıyor.

Makalenin yazarlarından Stanford Üniversitesi’nde görev yapan Prof. Rob Jackson, şunları söyledi:

Ülkelerin yıllar içinde net sıfır emisyon hedefine yönelik taahhütlerinin artması, Glasgow’da gerçekleştirilecek 26. Taraflar Toplantısı’nda (Convention of Parties, COP26) ihtiyaç duyulan iddialı hedefleri destekler nitelikte. Dünyanın en büyük emisyon üreticileri olan Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Komisyonu, iklim değişikliğiyle mücadelenin daha etkin şekilde gerçekleştirilmesini destekliyor.”

Taahhütlerin tek başına yeterli olmadığını dile getiren Prof. Rob Jackson, “Ülkeler önümüzdeki on yıl içerisinde COVID sonrası teşviklerini, bilimsel bilgiye ve güvenilir uygulama planlarına dayalı şekilde yönlendirerek, bu teşvikleri iklim hedefleriyle uyumlaştırmaları gerekiyor.” dedi.

Türkiye’nin durumu

Rapor, Türkiye’de 2016-2019 yıllarında emisyonlarda yüzde 20’den fazla artış yaşandığını gösterdi. Bu artış, Türkiye’nin içerisinde bulunduğu üst-orta gelir seviyesine sahip ülkelerin medyan değerinden daha yüksek şekilde gerçekleşti. Türkiye’nin CO2 emisyonları 2020 yılında ise yüzde 10’dan fazla düşüş gösterdi.

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.