Antarktika ve diğer buzul alanlarındaki buz tabakalarının kaybı için yapılan yeni tespitler, gelecekte deniz seviyelerinin mevcut tahminlerden çok daha fazla yükseleceğine işaret ediyor.
Yeni bir çalışma, ısınan deniz suyunun kıyı buz tabakaları ve buz tabakalarının üzerinde durdukları zemin arasına nasıl girdiğini inceledi.
Sıcak su buzdaki boşlukları eriterek daha fazla suyun içeri akmasını sağlıyor ve bir geri besleme döngüsü içinde buzulların arasındaki boşlukları daha da genişletiyor. Daha sonra bu su, buzun okyanusa çökmesini kolaylaştırıyor ve deniz seviyelerini yükseltiyor.
Araştırmacılar bilgisayar modelleri kullanarak buzulların arasından içeri giren suyun sıcaklığındaki “çok küçük bir artışın” bile buzul kayıplarında “çok büyük bir artışa” yani pik noktası davranışına yol açabileceğini gösterdi.
Pik noktasının ne kadar yakın olduğu ya da daha önce geçilip geçilmediği bilinmiyor. Ancak araştırmacılar, bunun sadece 0,1 derecelik sıcaklık artışlarıyla bile tetiklenebileceğini söylüyor.
İklim krizinin uzun vadedeki en büyük etkisi olan deniz seviyelerindeki yükseliş, önümüzdeki yüzyıllarda dünya haritasını yeniden şekillendirecek. Deniz seviyelerindeki yükselme New York‘tan Şangay‘a kadar pek çok büyük şehri sular altında bırakma ve milyarlarca insanı etkileme potansiyeline sahip.
Çalışma, mevcut modellerin buzul çağları arasındaki erken dönemlerde görülen deniz seviyesini neden daha düşük tahmin ettiğini de araştırdı. Bilim insanları bunun sebebinin bazı buz tabakası erime süreçlerinin modellere dahil edilmemesi olabileceğini düşünüyor.
Araştırmayı yöneten British Antarctic Survey‘den Dr. Alexander Bradley, “[Deniz suyu girişi] modellerdeki eksik parça olabilir. Elimizde başka iyi fikirler yok. Deniz suyu girişini modele dahil ettiğinizde modellerin öngördüğü deniz seviyesindeki yükselme miktarının çok daha yüksek olabileceğine dair birçok kanıt var” dedi.
Önceki araştırmalar, deniz suyu girişinin bazı Antarktika buz sahanlıklarındaki buz kaybı oranını iki katına çıkarabileceğini gösteriyor.
Ayrıca, deniz suyu girişinin erimeye neden olduğuna dair kanıtlar bulunuyor. Bu kanıtlardan biri de karaya yakın bölgelerdeki buz tabakalarının giderek alçaldığını gösteren uydu verileri.
Bradley, “Okyanus ısınmasının her 0,1 derecesinde, pik noktasını geçmeye daha da yaklaşıyoruz ve 0,1 derece, iklim değişikliğiyle bağlantılı. Dolayısıyla, küresel ısınmayı kısıtlamak ve bu pik noktasının geçilmesini önlemek için çok ciddi eylemlere ihtiyacımız var” dedi.
En önemli eylem ise fosil yakıt kullanımını 2050 yılına kadar sıfırlamak.
Bradley, deniz suyu girişini de buz tabakası modellerine yerleştirerek deniz seviyesindeki artışın gerçekten iki kat fazla olup olmayacağını test edeceklerini söyledi.
Bilim insanları 2022 yılında insanları iklim krizinin dünyayı felaket bir pik noktasının eğişine getirdiğine dair uyardı. 2023 yılında yapılan bir araştırma ise karbon emisyonları ne kadar azaltılırsa azaltılsın, Batı Antarktika’daki buz erimesindeki hızlanmanın kaçınılmaz olduğunu ve bunun deniz seviyeleri üzerinde “korkunç” etkileri olacağını ortaya koydu.
Nature Geoscience dergisinde yayınlanan yeni araştırmaya göre bazı Antarktika buz tabakaları deniz suyu girişine karşı diğerlerinden daha savunmasız. Şu anda Antarktika’nın deniz seviyesinin yükselmesine en büyük katkıyı sağlayan Pine Island buzulu, iç kısımlara doğru eğimli olduğundan özellikle en savunmasız buzullar arasında. Büyük Larsen buz tabakası da benzer şekilde risk altında.
“Kıyamet Günü” buzulu olarak adlandırılan Thwaites‘in de deniz suyu girişine karşı en az savunmasız buzullardan biri olduğu tespit edildi. Bunun nedeni, buzun halihazırda denize çok hızlı akması. Deniz suyuna girerken eriyen buzdaki boşluklar hızla su doluyor.
İngiltere Ulusal Oşinografi Merkezi‘nden Dr. Tiago Segabinazzi Dotto, buz tabakalarının altındaki okyanus-buz geri besleme döngüsünün yeni analizini takdir etti.
Dotto, “Araştırmacıların basitleştirilmiş modeli bu geri beslemeyi göstermek için yararlı. Ancak hem olumlu hem de olumsuz geri beslemeleri değerlendirmek için daha gerçekçi bir modele ihtiyaç var” diyerek buz sahanlıklarıdaki istikrarsızlığı anlamak için buzulların karaya oturma bölgesinde daha fazla gözlem yapılması gerektiğini söyledi.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…