Kategoriler: EnerjiManşetTürkiye

Akkuyu NGS’de ilk reaktör kabının kurulumu yapıldı

Mersin‘deki Akkuyu Nükleer Güç Santrali inşaatında, ana ekipmanın montajıyla ilgili ana aşamalardan biri olan 1’inci güç ünitesine ait reaktör basınç kabının kurulumu tamamlandı.

Ünitede daha önce de kor tutucunun montajı tamamlanmış, destekleyici ve taşıyıcı kirişlere beton dökülmüş ve reaktör kabının silindirik kısmının kuru zırhlama ve ısı yalıtımı işleri bitirilmişti.

Reaktör kabı, 330 tonluk bir ağırlığa, 4.5 metrelik çapa ve 12 metrelik yüksekliğe sahip.

Dava sürüyor

Reaktörün oturacağı temelin bazı bölümlerinde iki kez çatlak oluşan santralle ilgili bilimsel ve hukuki olarak geçerli bir Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu ve üretim lisansı alana kadar inşaatının tamamen durdurulması talebiyle Danıştay’a yapılan başvuru kabul edilmişti.

Bölgedeki çevre dernekleri ve meslek odaları tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na karşı açılan davada Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nin de davacı olarak dahil olması talebi de mahkemece kabul edilmiş oldu.

Danıştay İdare Mahkemesi’ne sunulmak üzere Adana Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne yapılan başvuruda da ayrıca ÇED raporunun santralin Türkiye’nin milli güvenliği, ekonomik geleceği ve halk sağlığı üzerindeki olası yıkıcı etkilerinin gözetilerek hazırlanması talebi yer alıyordu.

Santralde ocak ayında da bir patlama yaşandı. Patlama nedeniyle bölgedeki evlerde zarar meydana gelmiş, camları kırılmıştı.Mersin Valiliği konuyla ilgili bir açıklama yaparak patlamanın planlı olarak yapıldığı ve vatandaşların zararlarının karşılanacağını söylemişti.

‘Güçlülük ve şeffaflık vurgusu’

Nukleersiz.org koordinatörü ve Yeşil Gazete nükleer editörü Pınar Demircan, santralin inşa sürecine ilişkin ayrıntıların sık sık duyurulmasının, kamuoyunda “Güçlü Türkiye” algısının oluşturulması amacına hizmet ettiğini söylemişti. 

Demircan, Akkuyu’yu da inşa eden Rus devlet şirketi Rosatom’la ilgili dizi yazısında şu ifadeleri kullanmıştı:

“Akkuyu NGS için sahaya getirilen lojistik envanterinin sayılıp dökülmesiyle “güçlülük” algısının yaratılmaya çalışılmasına benzer diğer bir çaba da “şeffaflık” böyle olur hissi yaratmak. Oysa Akkuyu NGS sahasındaki çatlak haberlerinin aylarca saklanması ve ikincisi olana kadar kamuoyuna duyurulamaması Rosatom kontrolündeki işletim sürecinin nasıl bir “şeffaflık” zeminine oturacağını net olarak göstermişti.”

Pınar Demircan, atık gibi nükleer risklerin ve yaratacağı çevre tahribatının  ile bertaraf edilmediği bir ortamda, santralin aktif fay hatları üzerinde inşa edilmesinin tehlikelerine de dikkat çekmişti.

Paylaş
Yazar:
Yeşil Gazete