T24‘ün aktardığına göre, AİHM, geçen yıl 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü‘nde açıkladığı kararla, Kavala’nın Gezi Parkı süreci nedeniyle tutuklanması ve cezaevinde geçirdiği süreyle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) üç noktada ihlal edildiğine hükmetmişti.
Mahkeme; birinci “ihlal” kararında, AİHS’nin “Özgürlük ve Güvenlik Hakkı” başlığını taşıyan 5’inci maddesinin ihlal edildiğini belirterek, “Kavala’nın Gezi olaylarını organize etmek suretiyle cebir ve şiddet kullanarak hükûmeti devirme ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs ettiği yolunda ‘kuvvetli şüphe bulunmadığına” hükmetmişti.
AİHM, ikinci “ihlal” kararını, yine AİHS’nin 5’inci maddesine dayandırmış ve “Kavala’nın 16 ay iddianame olmaksızın tutuklu olarak alıkonması ve yargılamanın tutuklamadan 1 yıl 7 ay sonra başlaması”nı sözleşmein ihlali olarak değerlendirmişti.
AİHM’in dosyada Türkiye aleyhine verdiği üçüncü “ihlal” kararını da, “Anılan hak ve özgürlüklere bu Sözleşme hükümleri ile izin verilen kısıtlamalar öngörüldükleri amaç dışında uygulanamaz” düzenlemesini içeren AİHS’nin 18’inci maddesine dayanarak hükmetmişti.
İtirazın Büyük Daire’ye taşınmasına gerek görülmedi
Türkiye, üç aylık sürenin sonunda karara itiraz etti. Ancak AİHM’de üç yargıçtan oluşan panel, dosyayı Büyük Daire’ye götürmeye gerek görmeden itirazı reddederek kararı kesinleştirdi.
Bu karar sürecinin ardından Osman Kavala hakkında, 2 yıl 4 ay tutuklu kaldıktan sonra Gezi Parkı dosyasından tahliye kararı verildi. Ancak Kavala, henüz cezaevinden çıkarılmadan, aynı gerekçelerle ancak bu kez “casusluk” iddiasıyla bir kez daha tutuklandı. Osman Kavala 924 gündür Silivri Cezaevi‘nde tutuklu bulunuyor.