“Ağaç dikeriz, iklim kurtulur” diye düşünenlere kötü haber: Hesaplarınız yanlış olabilir!

İklim değişikliğinin giderek hızlanması ve derhal harekete geçme ihtiyacı nedeniyle ilk akla gelen çözümlerden biri olan “ağaç dikmek” karbon emisyonlarını sanıldığı kadar etkilemiyor.

Malatya’da Akçadağ Belediyesi’nin iklim değişikliği projesi kapsamında geçen Mart ayında yaptığı çocuklarla ağaç dikme etkinliği.

Fransız Kalkıma ve Tarım Örgütü CIRAD’dan araştırmacı Ghislain Vieilledent ve arkadaşları tarafından yapılan ve American Journal of Botany‘de yayınlanan yeni bir araştırma, bundan yaklaşık 50 yıl önce yapılan bir formül hatası nedeniyle dünya ormanları tarafından tutulan karbon miktarının yanlış hesaplandığını ortaya koydu.

1971’den beri kullanılan dönüşüm katsayısının yanlış olduğunu bulan araştırmacılar, dünyada yaygın olarak kullanılan katsayı nedeniyle dünya ormanlarının karbon stoğunun yüzde 4-5 oranında fazla hesaplandığını belirtiyorlar. Fark küçük gibi görünse de, yeni hesaplama yönteminin karbon döngüsü rakamlarında ve dolayısıyla iklim değişikliğiyle mücadelede, ormanların rolü açısından fark yaratabileceği yorumu yapılıyor.

Avrupa’da ormanların sürdürülebilir yönetiminin etkisi ihmal edilebilir

Öte yandan Nature dergisinde yayınlanan diğer bir yeni araştırma Avrupa’daki ormanların sürdürülebilir yönetiminin iklim değişikliğine karşı mücadeleye olan katkısının ihmal edilebilir düzeyde olduğunu ortaya koyuyor.

Hollanda Amsterdam Özgür Üniversitesi’nden Sebastiaan Luyssaert ve Danimarka Aarhus Üniversitesi’nden Sylvestre Njakou Djomo‘nun başını çektiği uluslararası bir ekibin yaptığı çalışmaya göre Avrupa’daki ormanları iyi yönetmek yerel çevre açısından olumlu sonuçlar doğuruyor ve özellikle Kuzey Avrupa’da yerel iklim koşullarını iyileştiriyor. Ancak ormanları daha iyi yöneterek ağaçların karbon tutma kapasitesini artırmanın 21. yüzyıl sonuna kadar ancak 7 Gt karbonun tutulmasına neden olabileceği, bu miktarın ise küresel iklim açısından ihmal edilebilir olduğu belirtiliyor.

Bilindiği gibi fosil yakıtların yakılması, sanayi, tarım ve hayvancılık ve orman yangınlarından kaynaklanan yıllık toplam küresel sera gazı emisyonu halen 54 Gt civarında ve bu miktar giderek artıyor.

Eski ve doğal ormanları korumak gerek

Geçen yıl Lena R. Boysen ve arkadaşları tarafından Earth’s Future dergisinde yayınlanan bir başka araştırma da mevcut sera gazı emisyon düzeyleri sürdüğü sürece, her türlü emisyon artış senaryosunda dünya karalarının yarısına bile ağaç dikseniz bunun karbon tutma etkisinin çok sınırlı olacağını ve küresel sıcaklık artışını durdurmakta etkili olamayacağını ortaya koymuştu.

Yine de, özellikle kentler yakınındaki ormanları korumanın, orman yangınlarını önlemenin ve yeni alanları ağaçlandırmanın kensel ısı adasının önlenmesi ve yağışlar açısından olumlu etkisi olduğu biliniyor. Orman yangınları atmosfere büyük miktarda karbon salımına neden olduğu gibi, eski ormanların karbon yutağı olarak önemi de büyük. Bu nedenle özellikle doğal ve eski ormanların korunması iklim değişikliğiyle mücadelede ve ısınan dünyada yaşamayı sağlayacak uyum politikaları açısından kritik öneme sahip. Öte yandan, Avrupa’nın en eski ormanı olan Polonya’nın Bialowieza ormanlarında bile yasadışı kereste ticareti hükümetin göz yumması nedeniyle sürüyor.

Polonya’daki kadim Bialowieza ormanları

Ancak yapılan araştırmalar ağaç dikerek iklim değişikliiğini durdurmanın mümkün olmadığını bir kez daha gösteriyor. İklim değişikliğiyle mücadele ederek küresel ısınmayı 1,5 derecenin altında sınırlandırmak, öncelikle fosil yakıtlardan vazgeçmeyi ve küresel sera gazı emisyonlarını önümüzdeki 30 yıl içinde sıfırlamayı gerektiriyor. Bunun için de elektrik üretiminde kömürden derhal vazgeçmek, enerji kaynağı olarak doğal gaz ve ulaşımda petrol kullanımını ise hızlı bir şekilde azaltmak gerekiyor.

Ormanları korumak ise ısınan dünyaya uyum sağlamakta daha büyük bir role sahip. İklim değişikliğine uyum sağlamak için doğal alanların, toprağın ve denizlerin korunması, tarımsal üretimin kuraklığa uygun hale getirilmesi, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı kadar ormanları korumak ve geliştirmek de önemli rol oynuyor.

Ancak IPCC raporlarına göre ısınmanın durdurulmaması halinde önümzdeki 20-30 yıl içinde 1,5-2 dereceden fazla ısınacağına kesin gözüyle bakılan fazla sıcak bir dünyaya uyum sağlamak mümkün olmayabilir.

Haber: Ümit Şahin  – Yeşil Gazete

 

Ümit Şahin
Ümit Şahinhttp://umitsahin.blogspot.com/
Yeşil Gazete’de iklim değişikliği başta olmak üzere ekoloji ve yeşil politika alanlarında yazar ve editör. Halen Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nde uzman ve iklim değişikliği çalışmaları koordinatörü olarak çalışan Ümit Şahin 1991’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Halk Sağlığı doktorası yaptı, Çevre Sağlığı alanında yoğunlaştı. Çevre İçin Hekimler Derneği, Üç Ekoloji dergisi ve Yeşiller Partisi’nin kurucularındandır. Bir dönem Yeşiller Partisi Eşsözcülüğü yaptı, yeşil politika ve ekoloji üzerine seminerler düzenledi. Halen Açık Radyo’da Ömer Madra ile birlikte Açık Yeşil’i hazırlayıp sunuyor.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

[COP29] Nihai anlaşma sağlandı: Yılda 300 milyar dolar iklim finansmanı

Bakü'deki COP29 uzun tartışmaların ardından ve protestolar eşliğinde gelişmekte olan ülkelere yönelik iklim finansmanı için yılda 300 milyar dolar taahhüdüyle sona erdi. Hedef 2035'e kadar 1,3 trilyon dolar.

[COP29] Başkanlığın yeni finansman teklifine eleştiri yağdı: Şaka ile hakaret arasında bir şey!

Nihai metin taslağında gelişmiş ülkelere yönelik iklim finansmanı için 250 milyar dolar teklif edilmesi bu ülke temsilcileri ve sivil toplumu ayağa kaldırdı: Sorumsuz ve ahlaksızca!

[COP29] Yeni taslak metin yayımlandı: 2035’e kadar 250 milyar dolar iklim finansmanı

COP29 Başkanlığı'nın yeni nihai taslak metninde gelişmekte olan ülkelere 2035'e kadar 250 milyar iklim finansmanı öngörülüyor. Ayrıca 1,3 trilyon dolar toplama yönünde daha geniş bir hedef belirleniyor.

[COP29] BAE’den Suudilere uyarı: ‘Fosil yakıtlarda uzaklaşma’ya itirazı sonlandırın

Bakü'de Suudi Arabistan'ın COP28'de mutabakat altına alınan 'fosil yakıtlardan uzaklaşma' taahhüdünün geri alınması çabaları, komşusu ve müttefiki, petrol ülkesi Birleşik Arap Emirliklerini bile kızdırdı.

ABD, zürafaları ‘tehlike altındaki türler yasası’ kapsamına alıyor

İklim krizi ve vücut parçalarından yapılan süs eşyalarına yoğun talep nedeniyle sayıları yüzde 77 oranında azalan zürafalarla ilgili girişimin kaçak avlanmayı azalması umuluyor.

EN ÇOK OKUNANLAR