İklim KriziManşet

Ada ülkesi Vanuatu Uluslararası Adalet Divanı’nda iklim adaleti arıyor

0
Daniel and her grandmother in front of their damaged home.

Pasifik Okyanusu‘ndaki ada ülkesi Vanuatu, BM‘ye bağlı Uluslararası Adalet Divanı‘ndan (UAD) gelecek nesilleri iklim değişikliğinin etkilerinden  korumak için hükümetlerin hangi sorumluluklara sahip olduğunu netleştirmesini istediği bir karar taslağı yayımladı.

Ülke yetkililerinden yapılan açıklamada, 100 ülkenin de çağrılarını destekledikleri belirtildi.

BM’nin ana yargı mercii olan mahkemenin bağlayıcı bir yetkisi bulunmamakla birlikte, görüşü dünyada çapında açılan “iklim adaleti” davaları için emsal oluşturabilir ve savunmasız ülkelerin uluslararası müzakerelerdeki konumunu güçlendirebilir.

Taslağa çok sayıda ülke katkı verdi

Vanuatu, deniz seviyesinin yükselmesi ve ekonomisini periyodik olarak felce uğratan, giderek artan güçlü siklonların yarattığı tehditlerle karşı karşıya. Emisyonlar arttıkça ve dünya iklim hedeflerini tutturma yolundan saptıkça, aşırı ısınma okyanustaki takımadaların ekolojisini, geçim kaynaklarını ve altyapısını tehdit ediyor.

Karar taslağı, şimdiki ve gelecek nesiller için iklim adaletini sağlamak üzere yasal yollar oluşturmayı amaçlıyor. Taslak, Angola, Bangladeş, Almanya, Mozambik, Yeni Zelanda, Portekiz ve Vietnam dahil olmak üzere 17 ülkeden oluşan geniş bir koalisyon ve bir dizi küçük ada devletinin katkısıyla hazırlandı.

Vanuatu’nun BM’deki daimi misyonunun hukuk danışmanı Kevin Chand, Climate Home‘a ​​100’den fazla ülkenin kararı destekleyeceğini belirttiğini söyledi; “Ancak daha büyük bir çoğunluk arıyoruz çünkü bu mahkeme için bir işaret anlamına gelecek” dedi. 

Dışişleri Bakanı Jothan Napat da  “UAD İstişari Görüşü, tüm devletler için bir dizi uluslararası yasa ve anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerimizi açıklığa kavuşturacak, böylece hepimiz dünyanın her yerindeki savunmasız durumdaki insanları korumak için daha fazla şey yapabiliriz” diye konuştu.

Yükümlülükler ve sonuçlar

Karar taslağı mahkemeye iki sorunla ilgili görüşünü açıklaması isteniyor.  Buna göre, bir dizi küresel anlaşmaya ve uluslararası hukuk ilkelerine dayalı olarak “iklim sisteminin ve şimdiki ve gelecek nesillerin korunmasını sağlamak için … devletlerin yükümlülükleri nelerdir” konusunda UAD’nin görüşünü talep ediliyor. Taslakta, BM Şartı, BM iklim sözleşmesi, Paris Anlaşması ve BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne de atıfta bulunuluyor.

İkinci olarak ise, “devletlerin denizleri ve çevresini koruma ve muhafaza etme yükümlülüğüne sahip olduğu” ve “kara kökenli kaynaklar da dahil olmak üzere herhangi bir kaynaktan kaynaklanan deniz çevresinin kirlenmesini en iyi şekilde azaltmak ve kontrol etmek için tüm önlemleri alması” gerektiğine vurgu yapılıyor ve mahkemeye şu soru yöneltiliyor: “Eylemleri ve ihmalleriyle iklim sistemine ve çevreye önemli zararlar vermiş olan devletler için bu yükümlülükler kapsamındaki yasal sonuçlar nelerdir?” Soru, küçük ada devletleri ile“iklim değişikliğinden özellikle etkilenen” diğer ülkeler için ne yapılacağına odaklanıyor.

Vanuatu’ya baş danışman olarak hizmet veren ve uluslararası uyuşmazlıkların tahkiminde uzmanlaşmış bir avukat olan Margaretha Wewerinke-Singh taslakla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Taslak karar, iklim adaleti odaklı, ileriye dönük bir boyut oluşturuyor. Adil ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için geçmişten dersler çıkarmamız gerektiğine dikkat çeken ve uluslararası hukukun mevcut rotamızı düzeltmede oynayacağı rolün farkında olarak yazılmış bir metin. UAD’nin bu konuda bir açıklama yapması, gelişmekte olan ülkelerin müzakere pozisyonunu gerçekten güçlendirecektir.”

Olumlu yanıt tazminat çağrılarını ön plana çıkarır

Uzmanlar , UAD’nin görüşünün, “kayıp ve hasar” olarak bilinen iklim felaketi kurbanlarına destek sorununu ön plana çıkarabileceğini savunuyor. Geçen ay yapılan COP27’nin en önemli gündem maddelerinden biri de olan kayıp-hasar finansmanı, gelişmiş ülkelerin bir fon oluşturmayı kabul etmesiyle sonlanmıştı.

COP27 sona erdi: Kayıp-hasarda ‘tarihi’ kazanım, fosil yakıttan çıkışta hayal kırıklığı

Taslak karar, mahkemeye açıkça ülkelerin kayıp ve hasar desteği sağlama yükümlülüğü olup olmadığını sormuyor, konuyu değerlendirip değerlendirmeme kararını mahkemeye bırakıyor. Bunun yerine, “insanın neden olduğu iklim değişikliğinin … yaygın olumsuz etkilere ve buna bağlı kayıplara ve doğa ve insanlara zarar vermesine büyük endişeyle dikkat çekiyor”. Sıcaklık artışı, iklim ve aşırı hava olayları ve deniz seviyesinin yükselmesi ve çölleşme gibi yavaş başlayan olayların “her zamankinden daha büyük bir sosyal, kültürel, ekonomik ve çevresel tehdit oluşturacağına” vurgu yapılıyor.

Bu yılın başlarında güncellenmiş 2030 iklim planında Vanuatu, iklim felaketlerinde yaşadığı kayıp ve hasarı gidermek için almak istediği 178 milyon dolarlık önlemi belirlemişti. Bunlar arasında uygun fiyatlı mikro sigorta, temel sağlık hizmetleri, yerinden edilmiş kişilerin korunması ve toplulukların olası tehditlerden uzağa taşınması yer alıyordu. Vanuatu, fonun çoğunun uluslararası bağışçılardan gelmesi gerektiğini söylüyor.

Ülkenin BM nezdindeki daimi misyonu, önümüzdeki birkaç hafta içinde diğer üye devletlerle istişarelere başlayacağını ve 2023’ün başlarında bir oylama yapılmasının beklendiğini söyledi. Ana hedeflerden biri, destekçilerin çekirdek grubunun kararı resmi olarak onaylayacağını umduğu Avrupa Birliği. 

Greenpeace Avustralya Pasifik Baş Hukuk Müşaviri Katrina Bullock, girişimle ilgili olarak şunları söyledi: “Fosil yakıtları kademeli olarak kullanımdan kaldırmaya yönelik iyileştirilmiş taahhütlerin ve kritik 1,5 derece hedefini ulaşılabilir tutmak için yeterli önlemlerin alınamadığı COP27’nin ardından yapılan bu çağrı iklim eylemine bir ivme kazandırabilir. Bilim insanları, küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlamanın iklim değişikliğinin en kötü etkilerini önlemek için önemli olduğunu söylüyor. Dünya şimdiden sanayi öncesi döneme göre 1.2 derece ısındı” dedi.

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.