Dünyaİklim ve EnerjiManşet

AB raporu: Fosil yakıt altyapısına yeni yatırımlar olmadan da enerji güvenliği sağlanabilir

0

Avrupa Birliği’nin (AB) orta vadeli iklim hedeflerine uyarak ve enerji güvenliğini tehlikeye atmadan 2022 kışına ve 2025’e kadar Rusya‘nın gaz arzının tamamen kesilmesiyle nasıl başa çıkabileceğini değerlendiren “İklim Eylemi yoluyla AB Enerji Güvenliğini Sağlamak” başlıklı raporu bugün yayımlandı.

AB, daha önce görülmemiş düzeyde bir enerji güvenliği sorunuyla karşı karşıya. Şu anda tartışılan kısa vadeli önlemler arasında ek gaz ithalatının güvence altına alınması, kömür gibi diğer fosil yakıtların kullanımının geçici olarak artırılması ve tüketici odaklı talep yönlü eylemlerin hızla artırılması yer alıyor.

Raporda ise Rusya’dan doğal gaz arzını kesmeye yönelik bir çözüm olarak ortaya çıkan yeni LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) alyapılarına yatırım yapmanın karlı olmadığının altı çiziliyor.

Rapora göre çözüm, yakın zamanda duyurulan ‘Fit for 55’ ve ‘REPowerEU’ programlarını hızlı ve tam olarak uygulamak.

Bu, yenilenebilir enerji kaynaklarının hızlıca yaygınlaştırılması, enerji verimliliği ve elektrifikasyonun yanı sıra, yeni kara veya borulu gaz altyapı projelerinin inşasına gerek kalmadan önümüzdeki 36 ay boyunca LNG ithalatının geçici olarak artırılmasını içeriyor.

Yüzer LNG terminalleri ek tedarik sağlayabilir ama uzun vadede çözüm yenilenebilir enerji

“Doğal gaz arzının azalması nedeniyle, Avrupa’da geçici olarak kömür kullanımı kaçınılmaz” diyen rapora göre Rus gazı tamamen kesilirse, bu kış hanelere arzı sürdürmek için fabrikaların kapatılması ve personelin izne çıkarılması gerekebilir:

“Gaz talebini azaltmak için birçok araç mevcut olsa da, tam bir kesinti Avrupa’yı enerji ihtiyacını karşılayacak yeterli arzdan yoksun bırakacak.”

Rapor, Rhodium Group, Agora Energiewende, Maryland Üniversitesi ve Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı araştırmacıları da dahil olmak üzere ECF ve Hewlett Vakfı‘ndan birçok araştırmacının analizlerine dayanıyor.

Raporun Avrupa’nın enerji ihtiyacına yönelik diğer bazı tespitleri şöyle:

  • Doğal gaz altyapısında büyük çaplı yeni yatırımlara gerek yok. Yeni LNG terminalleri, ekonomik açıdan karlı olabilmesi için 10 yıldan fazla süreye ihtiyaç duyar; ancak AB’nin doğal gazı 2030 yılına kadar yaklaşık yüzde 30  azaltma planı olduğu için 2025 yılından sonra bu varlıkların kullanımı elverişsiz hale gelecek.

2022 veya 2025 yılına kadar yerli doğal gaz üretimini artırmak için somut seçenekler yok. Yeni yüzer LNG terminalleri bir miktar ek tedarik sağlayabilir, ancak doğal gaza mecbur kalmamak için süreli sözleşmeler yapılmalıdır.

Enerji güvenliği için her yıl dört kat daha fazla güneş enerjisi kurulumu yapmak zorunda

  • Bununla birlikte, Avrupa ülkeleri yerel, uygun fiyatlı enerjiyi güvence altına almak için her yıl dört kat daha fazla güneş ve üç kat daha fazla rüzgar kurulumu yapmak zorunda kalacak.

Rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, elektrifikasyon ve enerji verimliliğine yönelmek, Avrupa’nın bu krizden enerji güvenliği konusunda daha güçlü ve iklim değişikliğiyle mücadelede lider olarak çıkmasına yardımcı olacak.

Rapor, karar vericiler için de altı öneride bulunuyor:

  • Rüzgar ve güneş enerjisi projeleri için hızlandırılmış izin süreçlerinin uygulanması,
  • Enerji verimliliğini artırmak için kamu yararının öne çıkarılması ve finansman programlarından yararlanılması,
  • Sanayide elektrifikasyonun hızlandırılması,
  • Güçlü bir ekipman ve tedarik politikasının hazırlanıp uygulamaya koyulması,
  • Yenilenebilir enerji projeleri ve haneler için ısı pompası kurulumu konularında insan kaynağını geliştirilmesi,
  • Kısa süreli sözleşmelerle, geçici olarak Yüzer LNG Depolama ve Gazlaştırma Üniteleri (FSRU) ile gaz yatırımlarının sınırlandırılması

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr Fatih Birol, rapordaki önsözünde şu ifadelere yer veriyor:

Avrupa ve dünya, günümüzün enerji güvenliği krizi ile iklim krizi arasında seçim yapmak zorunda değil. Rusya’dan kaybedilen arzın, bazı durumlarda başka yerlerdeki fosil yakıt üretimindeki kısa vadeli artışlarla değiştirilmesi gerekirken, her iki krize de kalıcı çözüm, enerji verimliliğine, yenilenebilir enerji kaynaklarına ve diğer temiz teknolojilere yapılan yatırımların büyük ölçekli ve hızlı bir şekilde artırılmasıdır.

Avrupa İklim Vakfı‘nın CEO’su Laurence Tubiana da “Yetersiz bir yanıtla karşılaşan bu enerji krizi, toplumsal bir krize yol açacaktır” diyor:

“Yükselen enerji ve emtia fiyatları ile yaşam maliyeti üzerindeki yoğun baskıların birleşimi, Avrupa’daki hükümetler için büyük bir zorluk teşkil ediyor. Bu nedenle, güçlü sosyal politika önlemleri, enerji tepkisi kadar hayati olacaktır: hanehalklarının karşılaştığı artan maliyetlere yanıt vermek ve hedeflenen enerji verimliliği programları aracılığıyla yakıt yoksulluğunu gidermek.”

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.