DünyaManşet

AB’ye demokrasi fazla mı geliyor?

0

Alman Der Spiegel dergisine bir mülakat veren İtalya Başbakanı Mario Monti çarpıcı açıklamalar yaptı. Avrupa projesinin temellerinin tehlike altında olduğunu ifade eden Monti, ortak para birimi Avro’nun son yıllarda içine girdiği sıkıntılı dönem sonucu Avrupa Birliği’nin psikolojik olarak dağılmaya doğru gittiğine dikkat çekti.

Ancak, Der Spiegel tarafından henüz tamamı yayımlanmayan mülakattan seçilerek verilen en dikkat çekici alıntılardan biri Monti’nin ulusal parlamentolar hakkındaki sözleriydi: “Eğer hükümetler kendi hareket özgürlüklerini gözetmeden kendilerini tümüyle parlamentoların kararlarıyla kısıtlarlarsa Avrupa’nın dağılması, entegrasyon sürecinin devam etmesine kıyasla daha kuvvetli bir ihtimal haline gelir…Hükümetlerin kendilerini parlamentoların kararlarına göre konumlandırma yükümlülüğü olduğu kadar parlamentoları eğitme yükümlülüğü de vardır”. Hem kemer sıkma politikalarına karşı çıkan kendi ülkesinin parlamentosunu hedef alan hem de krizdeki Avro alanı ülkelerine daha fazla yardım yapılmasına itiraz eden Federal Alman Parlamentosuna yönelik bu sözler üzerine başta Almanya olmak üzere AB ülkelerinde ortalık karıştı.

Almanya Sosyal Demokrat Parti grup başkanvekili Joachim Poss bu açıklamaların üzerine “İtalya’da Berlusconi yıllarının parlamentonun imajına yaramadığı” yorumunu yaparak AB eğer çökecekse bunun fazla demokrasiden değil, demokrasi ve hukukun eksikliği eksikliğinden olacağı cevabını verdi. Monti’nin açıklamalarına Şansölye Angela Merkel’in partisi Hıristiyan Demokratlardan da tepki geldi.

Öte yandan, Avro alanındaki krizden en kötü etkilenen İtalya, Yunanistan ve İspanya gibi Güney Avrupa ülkelerinde Almanya ve Merkel hükümetine karşı tepkiler de artıyor. Krizden etkilenen ülkelerde Avro’ya geçildiği tarihten bu yana ticaret fazlası kayda değer oranda artan Almanya’nın Avro’nun yapısal zaaflarından faydalanarak Güney ülkeleri aleyhine ticaret fazlasını artırdığı ve şimdi bunun bedelini ödemekten kaçındığı yorumları yapılıyor. İtalyan basınında çıkan ve Merkel’i Nazi Almanya’sına atıfta bulunarak “Dördüncü Cumhuriyetin” lideri olarak betimleyen haberlere itibar edilmese dahi Avro’ya geçildiği tarihten itibaren Almanya ticaret dengesinin seyri eleştirilerde haklılık payı olduğunu ortaya koyuyor.

Almanya dışından bu tepkiler gelirken, Almanya içinden de Merkel hükümetine yöneltilen eleştiriler bulunuyor. Baden-Württemberg eyaleti başbakanı olan Yeşiller Partisi’nden Winfried Kretschman Merkel’in bireysel kararların küresel bağlamını daha iyi tespit etmesi gerektiğine dikkat çekerek Avrupa konusunda bir vizyon eksikliği olduğuna değiniyor.

Ancak, Almanya’nın mevcut krizdeki sorumluluğuyla ilgili getirilen eleştiriler bir yana, İtalya Başbakanı Mario Monti’nin parlamentoların rolü ile ilgili sözleriyle belirginleşen diğer ironi de Mario Monti hükümetinin İtalya parlamentosu tarafından seçilmeden atanmış olması. Geçtiğimiz Kasım ayı ortalarında Silvio Berlusconi hükümetinin istifasını takiben ülkeyi krizden kurtarmak üzere atanan Monti hükümetinde tek bir seçilmiş parti mensubu bulunmuyor.

(Der Spiegel, Sudden Debt, Euobserver, Financial Times)

 

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.