Türkiye’nin boşanma artış hızı: %5,8

Türkiye Psikiyatri Derneği Aile-Çift Terapileri Bilimsel Çalışma Birimi üyesi Doç.Dr.Verda Tüzer, boşanma hızlarının nüfus artış hızından daha yüksek bir artış gösterdiğini söyledi. Tüzer, AA muhabirine yaptığı açıklamada son zamanlarda boşanmaların arttığına dikkati çekerek, boşanmanın yalnızca hukuki düzlemde değil duygusal, ekonomik, sosyal ve toplumsal alanlarda da gerçekleşen bir süreç olduğunu kaydetti.

Tüzer, şöyle konuştu:

“ Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2010 yılında ikinci döneminde 33 bin 139 çift boşanırken, 2011 yılının aynı döneminde 33 bin 702 çift boşandı. TÜİK tarafından açıklanan 2012 yılı birinci dönem boşanma istatistiklerine göre boşanan çiftlerin sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,8 artarak 33 bin 474’e yükseldi. Bu oran 2011 yılının ikinci dönemine göre düşük olmakla birlikte kaba boşanma hızlarının nüfus artış hızından daha yüksek bir artış gösterdiği söylenebilir.”

Tüzer, boşanma sebepleri arasında en çok şiddetli geçimsizliğin yer aldığını kaydetti. İstatistiklerin boşanan çiftlerin yüzde 40,1’inin evliliklerinin ilk 5 yılında, yüzde 24,3’ünün de 16 yıl ve daha uzun süredir evliyken boşandığını gösterdiğini belirten Tüzer, şöyle devam etti:

“Evliliğinin ilk yılı içinde çift hem birbirini tanımanın, hem köken aldıkları ailelerden getirdikleri özellikleri birbiriyle birleştirerek kendilerini zenginleştirerek uyum gerçekleştirir. Bazı çiftlerse bu süreci bir zenginleşme süreci olarak yaşayamaz. Tam tersine uzaklaşma ve kopuş olarak algılar. İşte bu dönemde uygun destek ve danışmanlık, boşanmaların yarısına yakınını önleyebilmektedir”

Ancak buna rağmen evliliklerin bir kısmının boşanmayla sonlandığını vurgulayan Tüzer, bunun tamamen önlenmesinin de mümkün olmayacağını dile getirdi. Öte yandan son dönemde aile içi şiddetin de giderek arttığına dikkati çeken Tüzer, bu durumun boşanmayı zorlaştırdığını hatta yasal boşanma gerçekleşse de duygusal boşanmanın gerçekleşmediği durumlarda şiddet sarmalını tırmandırdığına işaret etti. Tüzer, boşanmanın bu süreci içselleştirmesi nedeniyle kadınlara depresyon olarak yansıdığını kaydederek, erkeklerin de rahatsızlıklarını dışsallaştırarak şiddet ya da alkol kullanımı gibi yollarla ifade etmeye çalıştığını dile getirdi.

“Bir evliliğin bitmesi yas tutmayı gerektirir”

Bir evliliğin bitmesinin yas tutmayı gerektirdiğini kaydeden Tüzer, bitmesi istenen bir evlilikte bile kayıpla yüzleşmenin iyileşmeye yardım edebileceğini söyledi. “Her boşanma kendine özgüdür” diyen Tüzer, çocuklar, dini ve ahlaki yapı, kişinin yaşamındaki değişiklikler, kriz ve stres, fiziksel sağlık ve maddi durumun bu süreci etkileyeceğini ifade etti.

Tüzer, “Kayıpla ilgili şok, inkar, inanamama, dağılma, şaşkınlık, huzursuzluk, sabırsızlık, çabuk parlama, başlanılan işi bitirememe, gündelik işleri aksatma, kaygı, korku, kızgınlık, nefret, suçlama, kıskançlık, iğneleme olması doğaldır. Boşanma sürecinde boşanma gerçeğini kavramak, kayıptan dolayı üzüntüye izin vermek, eski eşle farklı bir ilişkiyi sürdürmek, yeni bir kimlik geliştirmek, anlam arayışı ve başkalarının yardım etmesine izin vermek temel ihtiyaçlardır” diye konuştu.

Radikal

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Bugün Dünya Bisiklet Günü: Temiz, basit, ucuz, doğayla barışık

Dünya Bisiklet Günü, bisikletin çevre dostu ve sağlıklı ulaşım alternatifi olarak önemini vurgulayarak, bisiklet kültürünün gelişimine ve sürdürülebilir ulaşım altyapılarının önemine dikkat çekiyor.

‘Trafik terörü’ne teslim edilen Adalar’da şimdi de minibüs dönemi!

Elektrikli araçların işgali altındaki Adalar'a şimdi de İstanbul'da semtler arasında kullanılana benzeyen minibüsler getirildi. Adalılar, faytonların kaldırılmasının ardından ağır trafik keşmekeşi yaşayan yaşam alanlarının 'yürünebilir' olması taleplerini sürdürüyor.

AMİD’den ‘Çevre Eğitimi ve İklim Değişikliği’ne yeni bir yaklaşım

Alternatif Medya ve İletişim Derneği’nin organize ettiği ‘İklim Krizi ile Mücadele için Hak Temelli Yaygın Eğitimi Geliştirme Projesi’, alanında uzman isimlerle öğretmenleri bir araya getirdi.

Yeni ‘Mutlu Gezegen Endeksi’nde Türkiye 91. sırada

Berlin'deki Hot or Cool Enstitüsü tarafından hazırlanan Mutlu Gezegen Endeksi sonuçları, yüksek tüketim seviyelerinin yüksek refah seviyeleri anlamına gelmediğini gösteriyor. Aşırı tüketim sadece gezegene zarar vermekle kalmıyor, insanların refahı için de faydasız.

Kanada’daki plastik kirliliği görüşmelerinden yine karar çıkmadı

Plastik kirliliğini sonlandırmak amacıyla küresel bir anlaşma üzerinde çalışmalar devam ederken, dördüncü tur müzakereler Kanada'da sona erdi.

EN ÇOK OKUNANLAR