Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Mayıs 2011’de Hopa’da gerçekleştirmek istediği seçim mitingi öncesi ve sonrasında yaşanan olaylarla ilgili açılan davanın ilk duruşması bugün Hopa Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.
Sanık avukatlarından Meriç Eyüboğlu, sanıkların, izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılmak, polise taş, sopa, şişe ile saldırmak, polisin görevini yapmasını engellemek, kamu malına zarar vermek, polisleri yaralamak ve Başbakanlık koruması Servet Erkan’ın otobüs üstünden düşmesine neden olmak gibi suçlamalar yöneltildiğini söyledi.
Olaylar sırasında sadece basın açıklamasına katılanların değil, polis saldırısından tüm Hopa’nın etkilendiğini ifade eden Eyüboğlu, Metin Lokumcu’nun biber gazıyla öldürüldüğünü, çok sayıda kişinin yaralandığını, çay çorba içen insanların bile polis şiddetine maruz kaldığını hatırlatarak, bugüne kadar bir devlet görevlisine dahi dava açılmadığına dikkat çekti.
Eyüboğlu: İddianame polis fezlekesinin kopyası
Eyüboğlu, dava dosyasında hukuka aykırı deliller olduğunun altını çizerek, sorguya geçilmeden beraat kararı verilmesini, bunun kabul edilmemesi durumunda hukuka aykırı delillerin dosyadan çıkarılmasını talep ettiklerini ama iki taleplerinin de reddedildiğini söyledi.
“Biz ortada bir suç olmadığını söylüyoruz. Bunu bizim söylememiz önemli değil, ortada gerçekten ‘suç’a dair hukuki bir delil de yok.
“Bu dosyada 51 kişiden 26’sı hakkında ne gözaltı işlemi yapılmış, ne de savcılığa çağrılarak ifadeleri alınmış. Kendilerini ilk kez iddianamede görüyorlar. 20 klasörlük iddianameye baktığımızda da savcılığın polis fezlekesini kopyala yapıştır yaptığını görüyoruz. Polis fezlekesindeki hataları bile aynen geçirmişler.
“Mesela sanıklardan Ali Aksu 31 Mayıs akşamı gözaltına alınıyor. 1 Haziran’da gözaltında olduğu için Metin Lokumcu’nun cenazesine katılamıyor. Ancak iddianamede Aksu’nun cenazeye katıldığı ileri sürülüyor. Bu gibi pek çok örnek yer alıyor iddianamede.
“Savcılığın iddianame düzenlerken lehte ve aleyhte delilleri toplaması gerekir. Lehte hiçbir delili toplamamış. Bunun yanı sıra biz savcılığa o gün Hopa’da olanlarla ilgili bir cd sunmuştuk. Ancak o cd dosyaya konmamış. Tamamen tek taraflı ve hukuka aykırı delillere dayanan bir iddianame düzenlenmiş.
“Böylesine özensiz bir iddianame bu kadar geç hazırlandığı için müvekkillerimizin bir kısmı yedi ay hapis yattı. Bu iddianameyi polis fezlekesi şeklinde hazırlayan savcı terfi oldu ve Ankara’ya gitti.
Sabah 09.30’da başlayan duruşmada 14.45 itibariyle aralarında Ali Aksu, Hopa Halkevi Başkanı Kamil Ustaoğlu’nun da olduğu 10 kişi ifade verdi.
Polisle sanık yakınları arasında gerginlik
Duruşmaya verilen arada sanık ve yakınları ile avukatlardan oluşan grup adliye binası önünde basın açıklaması yaptı. Halkevleri Doğu Karadeniz temsilcisi Taylan Kaya, olayların ardından beş farklı şehirde 147 kişinin gözaltına alındığını, 259 kişiye dava açıldığını belirterek, “Hopa bilinçli tercihle hedefe konuldu. Demokrasi mücadelesinden vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Hopa saldırısının olacağı o gün 3 bin 500 polisin ilçeye gelmesiyle belliydi. Horon tepen Hopa halkına karşı hiçbir uyarı yapılmadan büyük bir saldırı oldu. Bu saldırıda Metin Lokumcu’yu kaybettik. Şimdi arkadaşlarımız yargılanıyor. AKP’nin 31 Mayıs’ın intikamını alma süreci devam ediyor.“
Sanıklar görüntü almak isteyen bir sivil polis memuruna tepki gösterdi. Sanıklar polis kamerasını kapattırdıktan sonra açıklamaya devam etti.
(Bianet, DHA)