Yeşiller Partisi, Ankara Altındağ‘da dün gece sığınmacılara yönelik kitlesel saldırıya ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
“Dün Ankara’da öldürülen Emirhan Yalçın’ın haberi hepimizin canını yaktı” ifadelerinin yer aldığı açıklamada “Gece saatlerinde Ankara’nın Altındağ ilçesinde sığınmacılara karşı toplu bir şiddet eylemine dönüşen gerilimin birincil sorumluluğuysa, yıllardır hiçbir entegrasyon politikası olmadan Türkiye’yi dev bir sığınmacı kampına çeviren, iflas noktasına getirdikleri ekonomi için göçmenleri ucuz işgücü olarak gören ve Batı’yla yaptıkları kirli pazarlıkta koz olarak kullanmaktan çekinmeyen AKP iktidarındadır” denildi.
Açıklamada “Orman yangınlarıyla ilgili haberlere bile müdahale ederek ceza verenler, günlerdir gözle görünür şekilde artan ve bilinçli şekilde artırılan gerilime kayıtsız kalmış; Türkiye’nin sığınmacı sorununu sığınmacılara şiddet uygulayarak çözmeye kalkışanlara karşı kılını kıpırdatmayarak, olayların büyümesine neden olmuş; hatta yol vermiştir” ifadeleri kullanıldı.
Muhalefetin de bu nefreti körüklemede sorumluluğu olduğu belirtilen açıklamada “Sığınmacıların önce insan olduğu gerçeğini görmezden gelerek sorumsuz demeçlerle nefreti körükleyen ve siyaseten prim toplamaya çalışan muhalefet odakları da giderek insanlık suçuna dönüşme riski taşıyan gelişmelerin suç ortağıdırlar. Sonuç: Hayatını kaybeden gençler, yağmalanan, yakılan evler ve derinleşen bir kutuplaşma ortamı” denildi.
Türkiye’nin 6-7 Eylül’de, Trakya’da, Maraş’ta düşmanlığın körüklenmesiyle ne kadar acı ve tehlikeli noktalara sürüklenebileceğini gördüğü belirtilen açıklamada “Devletin geçmişte yaşananlarla yüzleşmemesinin yükü, bugün yaşayanların omuzlarına yüklenmeden, 21. yüzyılın gerçeği haline gelen mülteci sorununun insani temelde çözümü için adımlar atılmasını istiyoruz” talebinde bulunuldu.
Açıklama “Yeşiller olarak geçmişte yaşanan ve hâlâ yüzleşilmeyen acı olayları hatırlayarak gelecekte bu suçun ortağı olarak anılmak istemiyoruz” ifadeleriyle son buldu.
Sığınmacıların kitlesel olarak Türkiye’ye 2011 yılında gelmeye başladığını hatırlatan Urbarlı, “Şu anda 2021 yılındayız. On yıl içerisinde değişen tek şey gelen insanların sayısı ve hükümetin Avrupa Birliği’nden aldığı para oldu. Bu sürede entegrasyon için hiçbir adım atılmadı” ifadelerini kullandı.
Sığınmacıların ülkeye kabul edildiği sıralarda “misafir” olarak adlandırılmasının da büyük bir problem olduğunu dile getiren Urbarlı, “Dünkü saldırıda da gördük. İnsanların artık evleri, iş yerleri, araçları, burada kurdukları bir düzeni var” ifadelerini kullandı.
On yıllık sürede bir entegrasyon politikasının uygulanmamasının sorunlu olduğunu ifade eden Urbarlı, “Sadece sığınmacılara değil Türkiye vatandaşları için de bir entegrasyon politikası uygulanmalıydı” yorumunu paylaştı.
“Hükümet milyonlarca insanı dış politikada kullanılacak kart, gerektiğinde paraya çevrilecek bir hisse senedi olarak görüyor” diyen Urbarlı, bunun en büyük göstergesinin ise Rusya’nın TSK’ya düzenlediği hava saldırısının ardından Türkiye’nin Avrupa’ya “Kapıları açarız” tehdidinde bulunması olduğunu söyledi.
Türkiye’nin, ülkedeki mültecilerin karadan ve denizden Avrupa ülkelerine geçişine daha fazla kısıtlama uygulamayacağını açıklamasının üzerine yüzlerce kişi Edirne’de Kapıkule ve Pazarkule sınır kapılarına gitmişti. Pandeminin henüz yeni başladığı günlerde insanlar soğukta sınır kapılarında beklemişti.
Türkiye’nin içinden geçtiği ekonomik krizin insanların tepkilerinin artmasında etkili olduğunu belirten Urbarlı, “Nefret söylemi her zaman vardı. Ancak bu kadar ana akımlaşması ekonominin kötüleşmesiyle paralel olarak ilerliyor” dedi.
Urbarlı, “İnsanlar tepkilerini konuyla alakasız, daha iyi bir dünya özlemiyle Türkiye’ye gelmiş insanlara gösteriyorlar. Ancak sığınmacılara söz söylemeden önce hükümetin yaptığı yanlışları ortaya koymak gerekiyor. Bütün aktörler içerisinde en suçlu olan hükümet” ifadelerini kullandı.
Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Emine Özkan ise yaşananlarla ilgili “En başta çok üzgün ve gerginim. Nefret söylemlerinin bu raddeye gelebileceğini sağduyuyla yaklaşan herkesin tahmin ettiğini düşünüyorum” yorumunu yaptı.
Meselenin bu noktaya gelmesinde siyasilerin payı olduğunu söyleyen Özkan, “Elbette esas sorumluluğun AKP’de olduğunu düşünüyoruz. AKP’nin göç konusunda hiçbir politikasının olmaması, bu insanların nerede nasıl bir hayat sürdükleri, topluma entegrasyonlarının nasıl olduğu ve kendi yurttaşlarının ne yaşadığıyla ilgilenmemesi büyük bir sorundu. Şu anda bunun sonuçlarını yaşıyoruz” dedi.
Özkan örnek olarak CHP’li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın açıklamalarını gösterdi. Özcan, Belediye Meclisi’nde Bolu’daki sığınmacıların su faturası ve katı atık vergisi ücretleri başta olmak üzere bazı faturalarına 10 kat zam yapılabilmesine dair öneri sunmuş, öneri İYİ Parti ve CHP tarafından desteklenmişti.
“Yarın bu saldırının başka bir grubun veya sığınmacının başına gelmeyeceğinin bir güvencesi yok” ifadelerine yer veren Özkan, “İlk adımda yapılması gereken hem vatandaşların hem de sığınmacıların güvenliğini sağlamak. Sonrasında ise bir göç politikası geliştirerek kalıcı bir çözüm bulmak gerekiyor” dedi.
Bakanlıkların göç konusunda bilgileri kamuoyuyla paylaşmadığını dile getiren Özkan, “Bu durum da insanlarda paniğe yol açıyor ve dezenformasyonun önünü açıyor. İnsanlar şeffaf bir şekilde bilgilendirilirse süreçler daha kolay yönetilebilir” yorumunu yaptı.
Battalgazi Mahallesi‘nde 10 Ağustos’ta bir parkta iki grup arasında nedeni bilinmeyen bir kavga yaşandı. Yaralanan iki kişiden biri olan 18 yaşındaki Emirhan Yalçın kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.
Olayla ilgili gözaltına alınan iki zanlı hakkında ise sevk edildikleri adliyede “kasten öldürme” suçundan tutuklama kararı verildi.
Ancak iki gencin Suriyeli sığınmacılar tarafından bıçaklandığı haberinin yayılmasıyla birlikte Suriyelilerin yüksek oranda olduğu Battalgazi ve Önder Mahallelerinde yüzlerce kişi sokağa döküldü.
Dün akşam saatlerinde ise olaylar iyice şiddetlendi. Sık sık “Suriyelileri burada istemiyoruz” diyen kitle Suriyelilere ait dükkanları taşladı ve bazı dükkanların kepenklerini yıktı. Bazı dükkanların ise yağmalandığı görüldü.
Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından bugün yapılan açıklamada olayla ilgili 76 kişinin yakalandığı belirtildi. Açıklamada yakalananlardan 38’inin yağma, kasten yaralama, hırsızlık ve uyuşturucu madde bulundurma suç kaydı bulunduğu aktarıldı.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…