Yeni Akit gazetesinde çıkan bir yazıda tüm gösteri, boykot ve grevlerin yasaklanması talep edilirken, “İyisi mi göstericilerin üzerine vurmak, öldürmek gayesiyle ateş açmak. Kaçan gösterici nerede bulunursa zımbalanmalı. İsterse bir ay, bir sene sonra ele geçsin” ifadeleri kullanıldı.
Yaptığı haberlerle her gün yeni bir nefret tohumu atan Yeni Akit gazetesinde dün, akıllara durgunluk verecek bir olay yaşandı.
Gazetenin 15. sayfasındaki “Okurun Sesi” köşesinde Ahmet Afatsun imzasıyla yayınlanan yazıda, son günlerde AKP’ye karşı gösterilerden bahsedilerek, göstericilerin öldürülmesi çağrısı yapıldı.
Yazının ayrıntıları, AKP’yi destekleyen demokrasi cephesinin gerçekte nasıl bir zihniyete sahip olduğunu göstermek bakımından ibretlik.
Böyle bir yazının bir gazetede yayınlanabilmesi şaşkınlık yaratırken, asıl şimdi bu yazıyı yayınlayanlar hakkında AKP’nin ne diyeceği merakle bekleniyor.
İşte söz konusu yazı:
Kayseri Siyasal bilgiler fakültesinde çirkin bir olay oldu.
Öğrencilere konuşma yapacak olan Burhan Kuzu’ya yumurta saldırısı yapıldı. Milletin huzur içinde yaşaması için, polislerin ölmemesi, milli servetin tahrip olmaması için bundan başka yapılacak hiçbir şey yoktur: gösteri, boykot, grev yasaklanır.
Bunun için demokrasi de yasaklanır. AB ile ilişki kesilir. Hatta dünyayla ilişki kesilir. Eğer bizim devlet böyle yaparsa git gide bütün devletler bu sistemi uygulamaya başlarlar.
Gösteri, grev ve boykot… Bunlar insanca yapılsa bir diyeceğim yok. Ama insanca yapılmıyor.
Fikrimi beğenmeyenlere sorayım: Kargaşayı önlemenin, huzuru sağlamanın başka bir yolu var mı acaba? Akıllı, sağduyulu sanıp da bu fikrimi açtığım insanların öne sürdükleri fikirlere cevap vereyim. Şüphesiz başkalarının da fikirleri o doğrultuda olacak.
Bir tanıdığımın bu konuda fikri şöyle: “…taşkınlık yapanı polis yakalar, adalete teslim eder…” Sevgili kardeşim. Gösterici üç beş kişi değil, binlerce.
Hepsi de taşkınlık yapıyor, önüne ne gelirse tahrip ediyor, polise saldırıyor. Polis nasıl götürsün bu kudurmuş adamı nezarete? O zaman bin göstericiye üç bin polis lazım. Çünkü kudurmuş adamı bir polis asla nezarete götüremez. Hem de bin kişi nezarete sığmaz.
Bir gösteri oluyor, binden fazla kişi içinden ancak on gösterici nezarete götürülüyor. Belki de o yakalanan kişi fazla azgınlık da yapmıyordu. Esas azgınlar, esas elebaşları yakalanmıyor. Yakalananlar belki de göstericilerin en mazlumları. Ne oldu şimdi? 990 azgın elebaşı yakalanamadı, iyisi mi göstericilerin üzerine vurmak, öldürmek gayesiyle ateş açmak. Hatta bütün göstericilerin üzerine boya fışkırtmalı, kaçan gösterici nerede bulunursa zımbalanmalı. İsterse bir ay, bir sene sonra ele geçsin.
Bundan başka hiçbir çare yoktur. Var diyen beri gelsin.
Gösteri, boykot, grev yasak edilse ne olur ki? Devlet huzur için ekmek yemeyi bile yasak edebilmeli.
Vatandaşlara en çok lazım olan şey huzurdur. Ben bir köyde yaşıyorum, gösteri yapılan yerlerden en az 500 kilometre uzaktayım ama TV’den bir gösteri izleyince huzursuz oluyorum. İnsan dediğin insanca yaşar, eşek gibi tepişmez, it gibi boğuşmaz.
Bir de gecekondu yapanların, gecekonduları belediye tarafından yıkılacağı sırada acayip hareketler oluyor. Yakıp yıkarak gösteri yapanlara yapılan muamele onlara da yapılmalı. Gecekondu ne imiş bu çağda, bu devlette? Herkes gecekondu yapmaya girişirse memleketin hali nice olur?
İşte böyle sevgili millet! Esasında ben kimseye bir fiske vurulsun istemem, ama huzurun sağlanması için başka çare bulamadım. Kimseye bir zarar gelmeden bu işe bir çare bulunursa sevinirim.
Anayasa Profesörü Sayın Burhan Kuzu ne dedi ki onu yumurta yağmuruna tuttular? Böylelerine öğrenci denir mi? İnsan denir mi?
Çakallar gibi saldırdılar adama. O fakülte için devlet masraf yapıyor. Ben de vergi mükellefiyim.
Ödediğim vergilerden o fakülteye bir kuruş bile nasip olmuş olsa, yumurta atan bütün öğrencilere zehir zıkkım olsun. Allah, huzur bozmak isteyenleri kahretsin.